ŞİİR ve ANAVATANA DÖNÜŞ

19.08.2006

                               
Dr. MEŞFEŞŞU Necdet Hatam
                                             
                                             

İnanın Cumartesileri, sabahın köründen başlıyorum CC'yi yoklamaya. Yeni yazılarınızı  hemen okumak için. Yine inanın ki, kimilerini okuyor, dönüyor yine okuyorum. Sizlerle aynı sitede yazıyor olmaktan coşku duyuyorum, onur duyuyorum. İnanın kimi yazılarınızı okurken, boğazım düğümleniyor,  şurama yumruk büyüklüğünde bir şey oturuyor… Gözyaşlarım kendilerine yol aramaya başlıyor sessiz…

Bilenleriniz vardır, DÇB olarak 2005 Mayıs ayı yönetim kurulu toplantısını Kaf-Fed'in ev sahipliğinde İstanbul'da gerçekleştirmiştik. Ben Dönüş'ü anlattığım konuşmama bir şiirle başlamış, sözlerimi yine bir şiir ile bitirmiştim. İlginçtir, DÇB'nin 2003 yılındaki toplantısına da katılmış, ancak her delege gibi kendilerine de verilmiş DÇB ilkeleri kitapçığını, iki yıl süresince okuyamamış bir arkadaşımız, hemen eleştirilere başlamış ve ''şiirle anavatana dönüş olmaz'' demişti… Ne kadar da yanlış değil mi?…  Ben şiirin ''Anavatana Dönüş''e çok büyük katkısı olduğunu yaşayanlardan, çok büyük katkısı olacağına inananlardanım. Özetle “Anavatana Dönüş”ü şiirsiz düşünemiyorum.

İşte sevgili Esra'nın, sevgili Kuban'ın bu haftaki yazıları birer dönüş şiiri değil mi? Ben bu yazıları, benzer şiirleri okuduğunda, dinlediğinde boğazı düğümlenmeyenlerin anavatana dönüşlerinin zor olacağından, dönseler de mutlu olamayacaklarından korkarım… Evet şiir bir duygu ise eğer, yol gösterici bir sevgi ise eğer, anavatan sevgisi, anadili sevgisi, halk sevgisi, insan sevgisi ise eğer, şiire uzak kişinin  anavatanda huzur bulabileceğinden kuşku duyarım?

Anavatan sevgisi değer verdiği büyüğünü kaybettiği acılı gününde bile, sevgili Kuban'a şiir yazdırır. Okunan şiir bir çoğumuzda halk sevgisi, anavatan sevgisini depreştirir, kimilerimizde bu sevgiyi yeşertir…

Sevgili Kuban, Çerkes olarak eğitilme şansını bulmuş, bir Çerkes gibi yaşamış. Büyüğümüzün kaybı elbette ki çok acı. Bu acı ile yazılan yazının, ilk elde olumsuz gibi algılanacak kurgusu da doğal. Bununla birlikte ben kaybettiğimiz değerleri sıraladığın yazını  Anavatana Dönüş şiiri olarak değerlendiriyorum. İyi atların da iyi insanların da hiç tükenmeyeceğini biliyor, tükenmediğini görüyorum. Bunları görmek isteyenleri de CC’ye ve CC benzeri sitelerimize  çağırıyorum. Sorumlulukların bilincinde olan kurumları, siteleri, yayın organlarını diasporamızı anavatan ile bütünleştirecek asil atlar olarak düşlüyorum.

Değerli büyüğümüze Tanrı'dan rahmet, geride kalanlara sağlıklı uzun ömür diliyorum.

Sevgili Esra,

Yıllarca geriye götürdün beni. 1970 yılında “Kamçı” gazetesinde, 1999 yılında da Adıghéy Yazarlar Birliği Dergisi «Zekhueşnığ” de yayımlanan,  ilk “anaya mektup”umu anımsattın. Şöyle bitirmiştim mektubu:

“Arı Nınay, sıp’uıplhen slheççığep népe nese, aw cı wıseş’e, wızdeşıeri seş’e. Sıkhıweçellejışt anah wexhte blağem. Zıkhıççesıdzeşt wıbğeguı. Zızğeğıççışt sıxeşetıççew, ğım sızeridzew. Weri syate fepşşığe guıbjır zışığeğuıpşej nınay… Marı ari ççeğuejığ… Jjıy xhuığe…

Arış nınay, khıtecej, swelheuı khıtecej…


Evet anneciğim göremedim yüzünü bugüne dek, ama şimdi seni tanıyor nerde olduğunu da biliyorum. Sana koşacağım en yakın zamanda kapanacağım bağrına ağlayacağım hıçkırarak, sarsılarak. Sen de babama olan kızgınlığını unut artık anneciğim. Bak o da pişman oldu, yaşlandı da…

Çağır, yalvarırım çağır bizi ana…”

Evet yıllar, yıllar sonra, “Nek’oj Muhiddin, nane khuwecejı.” …hadi gidelim Muhiddin, annem seni çağırıyor… diye çağrıldığında Muhiddinlerin, içinde bulunduğu koşullara bakmaksızın  eve,  anavatana dönebileceğinin düşlenmesi ne güzel. Ne güzel üçüncü dalganın ayak sesleri, ne güzel…Hele anamızın çağrı sesi… 

Bakın ne güzel dile getirmiş sevgili Bitsu Anatole anamız çağrı sesine nasıl koşmamız gerektiğini:

Zeguer wi anem yı ce makh zexepxme Bir gün annenin çağrı sesini duyarsın eğer
Wıxetmi depım, we zeşşewwııçç  Ateşte bile olsan bir dur.
Zeguer wi anem yı ce makh zexepxme  Bir gün annenin çağrı sesini duyarsın eğer
Ajalu şıtmi khojer khızeplheçç. Ecel bile olsa bekleyen dur geriye bak
Zeguer wi anem yı ce makh zexepxme Bir gün annenin çağrı sesini duyarsın eğer
Ser nıkhue khixme samp'em ar yilhhej  Kılıç yarı çekik bile olsa kınından yerine koy
Zeguer wi anem yı ce makh zexepxme Bir gün annenin çağrı sesini duyarsın eğer
Şe bıwt'ıpşam lheşşıhi khéğezej  Attığın kurşuna yetiş, onu geri çevir.
Maffes, khurş lhalhe, dunéyır zıhıj psıdze Yangın, deprem, dünyayı götüren sel
Şımıe si yane sızıwbıdın Hiçbiri tutamaz beni anam
Şızexesxam we khıbjedeççawe si ttse Adımı seslendiğini duyarsam eğer
Ar sxuılheççınş se, se we suribınş. Başarabilirim çünkü senin oğlun-kızınım
Awe sıkhışojallem şteeştablew Yine de koşup seni kucakladığımda
Dapşeşi xuede khızjée khuıdéy    Her zamanki gibi söylemen yeterli
Sigu wıkheççawe arat ttequ si şşale “seni biraz özlemiştim çocuğum”
Guıffeğuem si pser xetquıhınş abdéy. Hemen sevinçle erir yüreğim
Hawe, sémıje éy, Tham yımıwıxççe Hayır kötü haber beklemiyorum, Allah saklasın
Khexhuınu yawj dıdew sışébcej. Bu beni son çağırışın olmasın
Yıt’ani khıtézğazew jızoej  Yine de döne, döne söylüyorum
Zeguer wi anem yı ce makh zexepxme Bir gün annenin çağrı sesini duyarsın eğer
Yı paşhem psınşşew nesi sınu şıj Hemen karşısına geç ve heykel  kesil

Evet kimileri belki çok duygusal bulacaklar bizleri. Kimileri “şiirle dönüş olmaz” diyenlere hak verecekler. Bizlere “Sulu göz” yakıştırmasını yapanlar da çıkacak belki… Yine de ben, bir duygu, yol gösterici bir sevgi, anavatan sevgisi, anadili sevgisi, halk sevgisi, insan sevgisi şiire uzak kişilerin  anavatanda sorun olacaklarından korkarım…

Değerli arkadaşlarım,

Sizler ve sizlere değer verenlerle aynı sitede olmaktan çok mutluyum…