Üniversite yıllarımda dernekte sohbet toplantıları
düzenler, birçok konuda sorunlara kendimizce çözüm yolları
üretmeye çalışırdık.
Bu toplantıların birinin konusu da Kafkasya idi. Kafkasya hakkında
bilmediğimiz o kadar çok şey varmış ki. Bir çok şeyi bu toplantı
sonrasında öğrendim!
Örneğin Abhazya’da yaşayanların yıkanmak için sabun
kullanmadıklarını, Kafkasya’dakilerin hiç çalışmadıklarını, üretim
yapmadıklarını, hepsinin komünist olduğunu, halkın büyük bir
çoğunluğunun hırsız olduğunu vs…
O gün yıkılmıştı kafamda Kafkasya. O gün öylesine nefret etmiştim
ki Kafkasya’dan. Yıllardır okuduklarımızın hepsi yalanmış meğer.
Eşsiz güzelliği, onuruyla yaşayan insanlarıyla masallara konu
olmuş güzelim Kafkasya meğerse hiç öyle bildiğimiz bir yer
değilmiş. Masal bir anda bitmiş, gerçeklerle yüzleşme zamanı
gelmişti.
O toplantıda yaşadıklarımı hiçbir zaman unutmadım. Aklıma geldikçe
kendime kızıyorum. Nasılda safça inanmıştım tüm söylenenlere. İşin
en garip yanı da bizi ''bilgilendiren'' o büyüğümüz Kafkasya’yı
hiç görmemişti.
Aradan yıllar geçti. Bu tür insanlar maalesef hala aramızda
geziniyor. Söylemleri çok fazla keskin olmasa da bizleri
bilgilendirmeye devam ediyorlar.
Suçu elbette tek başına bu tür insanlarda aramak yanlış olur.
Yıllarca okuduğumuz kitaplar birbirinin tekrarı idi. Şimdiye kadar
yayımlanmış kitapları şöyle bir karıştırırsanız ne demek
istediğimi daha iyi anlarsınız.
Yıllarca Şamillerle, Hacı Muratlarla, sürgünle vs. vs. ile
büyüdük. Kafkasya bizler için bunlardan ibaretti sanki. Sizi
bilmem ama ben artık bu tür bilgilerden fazlasıyla sıkıldım.
Elbette bunlarda bizim tarihimizin bir parçası, öğrenmek, öğretmek
gerekli. Ancak her şeyde olduğu gibi tadında bırakarak,
bıktırmadan, usandırmadan.
Demirperde yıkılmadan önce çok fazla şey bilmiyorduk Kafkasya ile
ilgili, zira bu tür bilgilere ulaşmak oldukça zor ve zahmetli idi.
O nedenle bilgiler birbirinden farklı değildi.
Demirperde yıkıldı, iş değişir dedik ama maalesef umduğumuz gibi
olmadı. Yayımlanan kitap ve dergi sayısında eskiye nazaran önemli
bir artış oldu olmasına ama içindeki bilgilerde pek değişen bir
şey yoktu.
1,5 asırdır sürgünden, savaşlardan, acılardan
bahsettik durduk. Yalnız ne hikmetse bunları başkalarına değil de
kendimize anlattık. Tabiri caizse kendimiz çaldık, kendimiz
oynadık.
Kafkasya hakkında ne biliyorsunuz, diye bir soru sorsalar,
inanıyorum ki, ben dahil bir çoğumuzun söyleyecekleri Kafkasya’nın
enlemi-boylamı, komşuları gibi kısır bilgilerden öteye gidemez.
Ancak ne var ki, bu bilgiler bir ülkeyi tanımak için yetmiyor.
Hele hele o ülke sizin anavatanınız ise.
Abhazya başbakanının adını söyleyebilir misiniz bana?
Osetya’nın en büyük 4 şehri hangidir?
Dağıstan’ın en önemli 5 şairi kimdir?
Kafkasya’nın en önemli turizm bölgeleri neresidir?
Öğrenilecek o kadar çok şey var ki.
Artık sürgün, savaş, düğün, bilgileri yetmez mi? Önceden
okuduğunuz bir romanın filmini seyretmek ne kadar mutlu ediyorsa
sizi, Kafkasya’yı da önceden öğrenerek; gidip, gezmek o derece
mutlu etmez mi sizi?
Kafkasya ile aramızda bir köprü konumunda olan derneklerimizde
maalesef bu konuya yeterince önem göstermediler.
En basitinden gittiğiniz derneklere şöyle bir bakın. Hanginde
Kafkasya haritası bulabilirsiniz. Ben şimdiye kadar birkaç dernek
dışında çoğunda haritaya rastlamadım. Olanlarda üzerlerinde sadece
bölge isimleri yazılı olan basit haritalardı.
Ne harita vardı derneklerimizde ne de bir Kafkasya köşesi. Çoğu
derneğimiz yerlerinin çok küçük olduğunu bahane ederek böyle bir
çalışma yapamadıklarını söyleyebilirler. Hadi yeriniz müsait değil
diyelim. Peki dernek duvarının bir köşesini bu tür çalışmalara
ayırmak da mı gelmiyor aklınıza?
Örneğin duvarın küçük bir bölümünü Kafkasya Köşesi olarak dizayn
edemez misiniz? Her bölgeye ait güncel bilgilere bu köşede yer
verilemez mi? Kafkasya’nın fiziki ve coğrafi haritaları bu köşede
yer alamaz mı?
Elbette bu tür çalışma yapılabilir. Önemli olan istemek.
Kafkasyalıyım demek yetmiyor maalesef. Hakkında hiçbir şey
bilmediğiniz bir ülkenin milliyetçiliğini nasıl yapacaksınız?
Adama gülmezler mi?
Kafkasya’yı vatan olarak kabul ediyorsak eğer, vatan bilincini
öğrenmemiz, öğretmemiz lazım.
Nereden geldin diye soranlara “Kafkasya Diye Bir Yer” dememek
için…
|