Şaşkın ördek, suya -afedersiniz- poposundan dalar
derler. Tarihi Emek Sineması kapatılıyor. Büyük olasılıkla mağaza olarak
yaşamına devam edecek. Sanatçılar tepkili. Hatta işi Kültür Bakanı'nı protestoya
kadar götürüyorlar. Ancak bu bir şaşkın ördek refleksidir.
Neden mi?
Çünkü, halkın talebi sinema değil mağazadır da ondan.
Sinema sanatçıları yıllardır halkın tercihini çelemediler.
İlk filmleri anımsayınız. Fakir kız, zengin oğlan...
Sonrakiler, beşinci sınıf karate filmleri...
Arada, bir dönem şarkıcı-türkücü hikayeleri...
Daha sonra ilkelin de ötesinde cinsellik pazarlamaları...
Günümüzde sinema salonundan çıktığında kahkahalar attıran ama ''kardeşim bu
filmden ne anladın'' dediğinizde ''ne biliyim çok güldüm ama'' dedirten bir
sahte komedi tufanı...
Emek sineması elbette kapatılır.
Sanatçı kesimi oturup bunlara kafa yormaz. Aynen bizimkiler gibi. İşin özünü
yakalayıp sorunun çözümü için çaba göstermek yerine protesto eder kendini
rahatlatır. Sinema salonu mağazaya dönüşür mü? Dönüşür... Eee? O zaman proteston
ne işe yaradı?
Slogan ve protesto genel olarak bir düşüncenin konsantre edilmiş halidir, değil
mi? Ancak konsantre edilmemiş düşünceler slogan ve protestoya dönüşünce salt o
sloganı yazan ya da protestoyu yapanların psikolojik olarak rahatlamasına
yarıyor. Başka da kimseye yararı yok.
Arkadaşlarımdan sık sık duyardım, sizde duymuşsunuzdur: ''Siz Çerkesler çok
kasıntısınız. Yere paranız düşse eğilip almazsınız.''
İşte belki bu nedenle sürekli geçmişteki kahramanlıklarımıza sığınıyoruz.
Önceden kılıç vardı, at vardı. İyi at binip, iyi kılıç kullanıyorsanız, bu
kasıntılık sizin kahraman olmanıza yeterdi.
Pekiyi şimdi?
Eh işte, günümüzde at da yok, kılıç da. Onlar birer enstrümandı. Yani eskiden
vücudunuz, kılıcınız, atınız gücünüzün enstrümanıyken, şimdi; beyniniz,
niteliğiniz, kapasiteniz ve gelişmişliğiniz gücünüzü değerli kılıyor. İşte
bunlar olmayınca, slogan ve protestolara sarılmak zorunda kalıyorsunuz. Ancak ne
yazıktır ki, bu durumda da kimse sizi değerli saymıyor, kahraman hiç saymıyor.
Kısacası, biz Çerkesler çağın gerisinde kaldık. Yani, şimdi iyi kötü eli kalem
tutan ve iki satır derdini dile getiren bir Çerkes, 50 yıl önce köyde çobanlık
yapan Çerkes'ten hem nicelik, hem nitelik olarak geri düştü.
O nedenle; bu gün bana sarılıyorsa, yarın size sarılıyor...
O nedenle, sürekli dünyanın merkezi kendi sanıyor...
O nedenle, kendine bir düşman yaratıp, onunla kavga edip duruyor...
O nedenle, kendi evinin önündeki çöp dağını görmezken, başkasının evinin
önündeki kürdanı görüyor...
O nedenle; günümüzdeki gelişmeleri şaşkın ördek tavrıyla değerlendiriyor...
Bunları nereden biliyorsun, diye sorarsanız, dünyada Çerkesleri kim ciddiye
alıyor bir bakarsanız anlarsınız...
Kralım Pşımaf diyor ki: Sınıfa tek kolu olmayan
yeni bir arkadaşımız katıldı. Hepimiz kolu varmış gibi davrandık...
SonSöz: Çerkes, geçmişiyle övüneceğine, gelecek
planları yapandır. (Kuban)
|