Günlük gazeteleri kolay kolay aksatmıyorum. Bu
alışkanlık çocukluğumdan kalma. Rahmetli babam Tercüman gazetesi alırdı. O
dönemlerde iki gazete ön plandaydı, Hürriyet ve Tercüman.
Önceleri gazetenin yalnız çizgi roman kuşaklarını okurdum. Yaşım ilerledikçe
spor sayfalarına sonra ön sayfalara doğru bir geçiş oldu.
O zamanlar herkes gazete alamazdı. Bu nedenle alınan gazeteyi en az 3-4 aile
sırayla okurdu. Sık sık bir araya gelindiği içinde erkekler günün siyasi ve
sosyal olaylarını, hanımlar ise magazin ve orta sayfa haberleri üzerine görüş
alış verişinde bulunurlardı.
Dün Milliyet gazetesini okurken bir başlık gördüm. ''İngilizleri ürküten
gençlik.'' Koskoca Milliyet gazetesi, koskoca manşette, koskoca bir imla hatası
yapmış ''İngilizleri'' sözcüğünü ''İngilizler'i'' diye yazmış. Neyse sık sık
yapıyorlar bu tür yanlışları onu geçelim.
Bu haber beni çocukluktan gençliğe geçiş dönemime
götürdü. Aynı başlık taa o zamanlarda Tercüman gazetesinin başlığında da vardı.
Şimdi olduğu gibi bol bol sarhoş, yerlerde sürünen gençlerin fotograflarıyla da
haberi beslerler ki, okuyucu ''Allah'a şükür bizim gençlerimiz böyle değil''
diye şükürcü olurlardı.
1960-70'li yıllar. Büyükler bir araya geldiklerinde Tercüman gazetesinin bu tür
başlıklarını birlikte yorumlardı.
Kimi içkinin tüm kötülüklerinin anası olduğundan, kimi maneviyat eksikliğinden
söz eder, bazıları ise işi ileri götürüp; azizim iki tokat çaksa suratına çocuk
böyle mi olur, diye son noktayı koyardı.
Geldik 2009'un sonlarına...
O iki tokat çakılacak, maneviyatsız, içkici, İngiliz çocuğu milli gelirden 22
bin 800 Dolar alırken, bizim gibi maneviyatçı, ağzına içki sürmeyen, babasından
hata yapmamayı tokat yiyerek öğrenenler ise 8 bin 500 Dolar'la sürünüyoruz. (8
bin 500 rakamı da tartışmalıdır.)
Acayip mi acayip bir durum bu.
En iyi üniversiteler nerede?
Gençliğinden ürken İngilizlerde...
İngiltere'ye gidip okumak isteyen maneviyatçı genç sayısını bir düşünün, bir de
İngiltere'den Türkiye'ye okumak için gelen içkici İngiliz genç sayısını.
En iyi sağlık sistemi nerede?
Gençliğinden ürken İngilizlerde...
Kendi insanına bile hastaneyi zindana çeviren bir sistemi düşünün -ki, hepimiz
bir şekilde bu sitemin içinden bir şekilde geçtik- bir de doktorunuzun yaptığı
tüm muayenelerin ücretsiz olduğu, eşiniz hamile ise doğum sonrası hizmetlerde
dahil her türlü sağlık hizmetinin ücretsiz bir İngiltere'yi düşünün.
En başarılı futbolcular nerede?
Gençliğinden ürken İngilizlerde...
Türkiye 1. Liglerindeki takımlarımızın toplam maliyeti, bir tek İngiliz
takımının maliyetinden daha düşük. Gerisini siz düşünün.
En büyük kütüphaneler nerede?
Gençliğinden ürken İngilizlerde...
Çevrenizdeki herhangi bir kütüphaneye gidin ve içerde bulunan gençleri parmakla
sayın bakalım kaç kişi çıkacak. Bir de İngiltere'de tanıdık birileri varsa ondan
bir rica edin gidip bir saysın bakalım kaç kişi çıkacak.
Ne acayip bir ulusmuş bu İngilizler. Ben bildim bileli gençlerinin gidişatından
endişe duyarlar ama biz geriye giderken onlar ileri gidiyor...
Bizde iki günde bir tecavüz haberlerinin baş aktörleri; aile içi taciz, ''vay
bana ters mi baktın'' deyip karşısındakini kurşuna dizen gençlik. Hatta
maneviyatı abartıp, oruç ayında bira içti diye insan öldüren gençler ne oluyor o
zaman? İşte bunun açıklaması yok...
Pekiyi...
Bizim maneviyatçı büyüklerimiz ne durumda?
Onların durumu daha da vahim. Kimi üç Kuruş emekli maaşıyla kuru ekmeğe talim
ediyor, kimi elektrik su parası ödemek için sağdan soldan borç istemekte. Buna
karşın durumlarından rahatsızlar mı? Elbette değiller. ''Allah'a şükür bugün de
karnımız doydu'' deyip hala İngiliz gençlerini veryansın edip, bizim gençlerimiz
maneviyatçı deyip seviniyorlar.
Bu arada bir büyüğümüz için hastaneden tam 23 ay (yazıyla yirmi üç ay) sonrasına
randevu verilmiş.
Bu İngiliz gençleri de yaşlıları da çok maneviyatsız canım...
SonSöz: Çerkes, geleceğini ararken cebindeki
cüzdanı çaldırmayandır. (Kuban)
|