-
Beyefendi yardımcı olabilir miyim?
- Hoooppp bilader oraya giriş yasak…
Bu iki cümleyi farklı kişiler söyledi diye
düşünmüşsünüzdür.
Hayır.
İkisi de aynı kişinin ağzından çıktı.
Komşumuz yaşlı bir teyze var. Gece rahatsızlanmış.
Kimsesiz. Aldık hastaneye götürdük. Acil servise
kaldırdılar. Doktorlar, hemşireler, hastane görevlileri
koşturdu ve gerekli önlemleri aldılar. Teyze kendine
geldi. Serum takıldı. 3-4 saat beklememiz gerektiği
söylendi. Bizde oturup bekledik.
Hastanede zaman hiç geçmiyor. Gelen geçenlere,
doktorların koşuşturmalarına bakıyoruz. Kapıda özel
güvenlikten iki görevli var. İkisi de polis memuru gibi
giyinmişler. Uzaktan, polis mi özel güvenlik görevlisi
mi ayırt etmek zor. Birinin yaşı 20’lerde diğeri
30’larda.
Yirmili yaşta olanın tavırlarına baktığınızda;
sanırsınız İstanbul Emniyet Müdürü tebdili kıyafet
yapmış gelmiş orada dikiliyor. İnsanlara dik dik
bakıyor. Tek kelimelik cümleler kuruyor.
- Geç.
- Dur.
- Bekle.
- Olmaz.
Diğeri daha bir alçakgönüllü. Beşiktaş İlçe Amiri
tavırlarında.
Ne odasıdır bilmiyorum. Koridorun üçüncü odasına biri
girmeye yeltendiğinde yaşlı olanı dikleniyor.
- Hoooop, hemşerim oraya girmek yasak.
Bir emniyet müdürü, bir de ilçe amiri kopyasını
izlemenin; zamanın geçmesine katkıda olacağı
düşüncesiyle olanlara bakıyorum.
Yasak odaya güzel giyimli, güneş gözlüklü (gecenin
yarısında neden güneş gözlüğü ile gezer o apayrı bir
konu), mafya kılıklı biri yaklaştı. Bizim ilçe amiri
zıpladı.
- Buyurun beyefendi yardımcı olabilir miyim?
- Hastama bakacam da…
- Beyefendi siz şuraya oturun, ben size hemşireyi
çağırayım…
Ne denli çağdaş bir davranış. Tebrik ettim içimden. Adam
mafya kılıklı da olsa, güvenlik görevlisi güzel bir
davranışta bulundu.
Aradan 10 dakika geçmedi. Memur olduğu, ütülü gömleğinin
üzerinde buruşmuş kravatından belli olan biri odaya
yöneldi. O nazik ve çağdaş ilçe amiri birden kurtadam
oldu.
- Hooooppp bilader (bilader yazım hatası değil,
‘’birader’’i bilader olarak telaffuz ediyor). O odaya
girmek yasak.
-
Ama doktora baka…
- Bilader orası yasak dedik.
Emniyet müdürü bu arada ‘’bilader’’e dik dik bakıyor.
Gık dese de derdest edip içeri tıksam diye düşünüyor
herhalde.
3-4 saat boyunca odanın kapısına beyefendiler,
biladerler geldi gitti. Hastaneyi koruyan bu iki aslan
yürekli de odaya girmeleri engellediler.
Hastanenin acil servisi mükemmeldi. Amerikan
filmlerindekileri aratmayacak modernlik ve çağdaşlık
vardı. Bu denli modern ve çağdaş bir acil servis, böyle
iki aslana emanet edilmiş. Garip.
Kılık kıyafetlerine göre kimine beyefendi, hanımefendi;
kimine bilader, yenge…
Hoca Nasrettin öleli yüzyıllar oldu. Taaa o zamanlardan
2006 yılı Eylül ayının Perşembe gecesi saat 23:00’leri
nereden gördü dersiniz? Sözü ünlüdür. Ye kürküm ye…
Çok gelişmiş acil servisin, az gelişmiş iki özel
güvenlik elemanı sayesinde 3-4 saat nasıl geçti
anlamadım. Teyzemizi sağ salim evine götürdük.
Merak etmişsinizdir. Ben o odaya girmek için hiç
girişimde bulunmadım. Bu iki aslanın karşısında ne
‘’beyefendi’’ ne ‘’bilader’’ olmak istemedim. Siz her
şeye karşın özel güvenlik görevlilerin olduğu bir ortama
gidecekseniz mutlaka en güzel elbiselerinizi giyin…
Gece de olsa güneş gözlüklerinizi unutmayın…
|