...................
...................
TARİH ve TARİHSİZLİK

28.05.2005

Kuban Paul Seauhmann
...................
...................

Bildik bir saptamadır: Tek bir tarih yok.

İnsanlığın varoluşundan, günümüze; yazının bulunmasıyla sözlü tarih yazılı tarihe geçiş yapmıştır. Elbette anıların anlatılmasıyla yazılması arasında çok önemli farklar vardı.

Çoğunuz bilirsiniz. ‘’Kulaktan kulağa’’ denilen bir oyun vardır. Zegeslerde sıkça oynanırdı. En başta oturan yanındakinin kulağına bir cümle fısıldar,  o da yanındakine. En son kişiye kulağına fısıldanan cümleyi sesli olarak açıklardı. İlk söylenen cümle ile son söylenen cümle arasında her zaman fark olurdu.

Yazılı tarih sözlü tarihe oranla daha güvenilir oldu. Özellikle ‘’daha’’ sözcüğünü kullandık. Çünkü gördüğünü yazıya geçiren acaba doğru gördü mü? Olayı gördüğü anda mı yoksa sonra mı yazdı?

Tüm bu soruların çıkardığı sonuç, ‘’tarih aslında tümüyle güvenilir değildir’’ oluyor.

Amerika’da UFO olaylarına tanık olmuş insanlar çoğalınca; bilimadamları bir test yapmak istemişler. UFO’ları gördüklerini iddia eden insanlardan 20 kişilik bir gurup oluşturmuşlar ve bir gezi düzenlemişler. UFO olaylarının çok yoğun görüldüğü iddia edilen bir bölgeye götürmüşler. Bütün deneklerin başına bir kask, kaskın üstüne de ufak bir kamera yerleştirmişler.

Bu arada diğer tarafta filmlerdeki uzay araçlarına benzeyen bir aracı
-sanki düşmüş gibi- alana  yerleştirmişler. Çevresine silahsız askerler koymuşlar ve girilmez levhalarıyla donatmışlar.

Başlarındaki kasklarda kamera bulunan denekleri alıp bölgeye götürmüşler. Bölgeye yaklaşırken planı yapan bilimadamı sanki yeni görüyormuş gibi paniklemiş ve deneklere nöbet bekleyen askerleri göstermişler. Askerlerden biri bağırarak, oradan uzaklaşmalarını istemiş. Denekler oradan hızla ayrılmışlar. Bu olayların hepsi deneklerin başındaki kaskların içindeki kameralara kaydedilmiş.

Bilimadamları deneklere 1 ay sonra buluşmak üzere teşekkür etmişler.

1 ay sonra bir araya geldiklerinde, onlardan askeri bölgede gördüklerini yazmalarını istemişler. Bütün denekler gördüklerinden çok farklı şeyler yazmış. Ortak olan da askerin silahını doğrultup, uzaklaşmazlarsa ateş edeceğini bağırdığını yazmış. Bilimadamları askerlerin silahsız olduklarını söylemelerine karşın bütün denekler itiraz etmiş. Sonra yalan makinesinde bu yazdıklarının doğru olduğunu belirtmişler.

Elbette kasklarındaki kameraları deneklere izletmişler. Hiçbirinin yazdığı doğru değilmiş.

Bilimadamları, bu deneye katılanların asla yalan yazmadıklarını bildiklerini, ancak aradan geçen zamanın kafalarında yeni gerçekler oluşturduğunu ve buna ‘’gerçek’’ kadar inandıklarını belirlemişler.

Tarih, son derece dikkate alınması gereken bir bilim dalı. Zaman içinde ortak olan tarihsel olaylar, farklılaşabiliyor.

Evliya Çelebi’nin gezdiği yerlerde notlar aldığı ve bunu sonra geliştirdiği bilinir. Pekiyi bu geliştirme anında beyninin ona eklettirdiği bazı ayrıntılar olamaz mı? Yukarıdaki teste göre ekleme olasılığı yüzde yüz.

İşin birde politik yönü var. Doğru oturup, doğru konuşursak; biz de olayları kendi açımızdan değerlendiririz. Yani her zaman Kafkasya’dan yana.  Daha kötüsü bizim tarihçimizde olmamış.

Günümüzde yaşanılan olayları objektif olarak değerlendiren bir tek kitap bulamazsınız. Yarın çocuklarımız ya da onların çocukları diasporadaki Çerkeslerin tarihini yine başka kaynaklardan öğrenecekler. Geçmişte tarihsiz bir toplumduk, görünen o ki gelecekte de tarihsiz bir toplum olarak kalacağız.

İnternet sitelerini tarayınız. En az doküman tarihimizle ilgili.

Pekiyi,  en çok neyimizle öğünüyoruz?

Tarihimizle.

Ne garip bir çelişki değil mi?

Bu nedenle herkes bir yandan çekiştiriyor. Kimi Osmanlı tarihçilerin kimi Batı’lı tarihçileri baz olarak ele alıyor. Onu doğru kabul ediyor.

Oysa, en doğru tarih; kendi tarihçilerimizin yazdığı tarihtir. Haydi önceleri savaştı, teknolojiydi tarihçilerimiz çıkmadı. Şimdi sorun nedir? Neden; en azından yakın ve şimdiki tarihi yazan tarihçilerimiz yok?

Yapılacak ne çok iş var...


SonSöz
Çerkes, karşısındakinin giydiği elbiseye değil düşüncesine önem verendir. (Kuban)