Uçakta yolculuk
yapmış olanlar bilir. Uçak havalanmak için piste yöneldiğinde
hostesler yolculara kaza durumlarında neler yapmaları gerektiğini
anlatır. Eğer kabinde ani basınç kaybı olursa başınızın üstünden
oksijen maskeleri düşer, sizde hemen onu takarak havasızlıktan
boğularak ölmekten kurtulursunuz.
Bu uyarıda önemli bir noktayı
özenle üstüne basa basa yinelerler. Böyle bir durumda önce oksijen
maskesini kendinize takacaksınız sonra yanınızdaki bebeğinize ya
da küçük çocuğunuza. Nedeni de çok basit, aman çocuğuma takayım
derken kendiniz baygınlık geçirebilir, böylece hem kendinizin hem
çocuğunuzun yaşamını sonlandırabilirsiniz.
Diaspora Çerkesleri anavatan konusunda deneyimsiz yolculara
benziyor. Kendi oksijensiz kalmış haberi yok, anavatandakine
maskeyi takmaya çalışıyor.
Örnek ister misiniz?
Buyurun.
Efendim, Kafkasya’da mafya varmış. İş adamları iş yapamaz
durumdalarmış. Sanki kendisi mafyadan nefes alıyormuşcasına.
Efendim, Kafkasya’da olmadık yerde saldırıya uğrayıp canınız
tehlikeye atılırmış. Çok uzak değil, İstanbul'da 4-5 ay önce bir Çerkes
gencini salt cep telefonu için trenden atarak öldürdüler. Gün
geçmesin ki, birileri kapkaç kurbanı olmasın.
Efendim, Kafkasya’da hükümetler güdümlü. Irak savaşına ses
çıkarabildik mi?
Efendim, Kafkasya’da ahlak bitmiş. Bu cümleyi siz tamamlayınız.
Efendim, içki tüketimi çokmuş. Bu cümlenin devamını da size ait
olsun.
Efendim, Çerkesce unutuluyor. Diaspora Çerkeslerinin yüzde değil,
100 binde 1’i Çerkesce biliyor.
Televizyon yayınları çok az, diasporada hiç yok.
Radyo yayını var. Diaspora hiç yok.
Gazete? O da aynı durumda.
Anavatan; oksijen maskesini ben taktım, buraya gel sana da takayım
diyor ama diaspora uçağın koridorunda koşuşturup duruyor.
|