Mail gruplarına sürekli yazan bir kardeşimiz var. Son
derece yararlı bilgileri bizlerle paylaşırdı. Asetin olan bu
hemşehrimizin son maili geldiğimiz noktanın ne kadar vahim
olduğunu gösteriyor.
Çok uzak değil, yaşı 40’larda olanlar anımsarlar. İran’da
sosyal demokrat çizgi izleyen Halkın Mücahitleri, Şah Rıza
Pehlevi’ye karşı ayaklandıklarında mollalarla işbirliği
yapmışlardı. Dünya sosyal demokratlarının eleştirilerine de
kulak tıkamışlardı. Şah devrildikten sonra mollalar ilk önce
Halkın Mücahitleri’ni öldürdüler.
Rusya’yı geçmişteki şahla benzeştirirseniz, bu Asetin
kardeşimizin durumunu daha iyi değerlendirebilirsiniz.
Bağımsızlık savaşını din savaşına çevirmeye çalışanları
kahraman olarak görmenin bedeli bu.
İşin kötü yanı, Rusların öldürdükleri Çeçen çocukların
üzerinden politika yapanlar, Asetin çocukların ölümünde sus
pus oldular. Şaşılacak bir durum yok. Çünkü tarih; ne yazık
ki, yine tekrarlandı. Sürgün öncesi Kuzey Kafkasya’da mollalar
cirit atmıyorlar mıydı? İnsanları ‘göç’e ikna etmeye
çalışmıyorlar mıydı?
Elbette Osetya’nın hedef seçilmesi de bilinçli bir karardı.
Çünkü, Kuzey Kafkasya cumhuriyetleri içinde en gelişmiş,
eğitim düzeyi yüksek, modern, sanatta, sporda son derece
başarılı topraklarımızdı. Mollaların barınamayacağı kadar
gelişmiş bir cumhuriyetimiz.
Asetin kardeşimiz şimdi 1074 üyesi olan Marje’de ses
çıkmasını bekliyor. Boşuna bekliyor. Çünkü Çeçanya olayları
öyle bir tabu haline getirildi ki, insanlar doğruyu eğriyi
ayırt edemez oldular. Haksıza ‘haksızsın’ demek hedef olmaya
yetti. Bu katilleri eleştiren bir mail geldiğinde hazır kıt’a
bekleyenler, Marje’yi bombardumana tuttular. Çeçenya
tabulaştırıldığı için birkaç kişi dışında kimse sesini
çıkaramadı. Dikkat ediniz, ‘çıkarmadı’ değil çıkaramadı.
Çıkaranların ise, hemen özel yaşamları ile ilgili bilgiler
toplanıp, aba altından sopa gösterildi.
Ancak yaşam öyle bir katalizördür ki, ne kadar uğraşırsanız
uğraşın; ‘su akar yatağını bulur’ örneği başkasını
susturduğunuz anda bir olay sizin bütün planlarınızı alt üst
eder.
Başa dönersek, tüm bunlardan çıkarılması gereken sonuç şu
olmalıdır. İttifak kurduğunuz insanları iyi tahlil
etmelisiniz. Eğer gözü kapalı giderseniz. Ansızın dönüp size
vurduğunda şoka girersiniz.
İşin en önemli boyutlarından biri de; bu insanlık dışı
saldırıyı Çeçenlere mal etmemektir. Çeçen halkı yıllardır bu
katillere karşı gerekli tavrı zaten koyuyordu. Siz bakmayın
propagandistlere. Çeçen halkı doğru ile eğrinin ne olduğunu
başında da biliyordu, şimdi de biliyor.
Cumhuriyetlerimiz arasında ikiliğe yol açacak hiçbir olayda
Çeçen halkını göremezsiniz. Bu iddiamızın sağlamasını yapmak
isterseniz, bugüne kadar yapılan saldırıları göz önüne
getirin. 100 adamdan 10’u Çeçen diğerleri yabancı. Sanki
Çeçenya’da savaşacak insan kalmamış gibi.
Diasporadaki Çerkeslerin dikkate alması gereken budur.
Din üzerine kurulacak sistemler, ne ateistleri ne de diğer
dinlere inananları yaşatmazlar. Nitekim yaşatmıyorlar da.
Bu olaylardan sonra herkese düşen görev belli. Din ve dil
ayırımı yapmayan insanlarımızın yanında olmak. Eğer bu
olaylarda ders olmazsa, Asetin kardeşimiz gibi ses
bekleyenlerin sayısı çığ gibi artacaktır.