Anavatanda yaşamamanın bedeli çok ağır. Yaşadığımız ülkelerin
duruma göre bu bedel az ya da çok olabiliyor. Ne yazık ki,
diasporadaki nüfusumuzun büyük çoğunluğu dezavantajlı
ülkelerde yaşıyor. En büyük handikap da çocuklarımız.
Aile içinde ne denli Çerkesce konuşsanız konuşun, adetlerinizi
ne kadar uygulasanız uygulayın, çocuklarımızın zamanının büyük
bölümü dışarıda geçiyor. Birde televizyon yayınlarını
eklerseniz iş daha da zorlaşıyor.
Demokratik ülkelerde bu sorun kısmen çözümlenmiş. Çünkü size
kendi dilinizde eğitim yapacağınız okulu, kendi dilinizde
yayın yapacağınız radyo-televizyonu açma olanağı veriyor.
Ancak işin kötüsü bu ülkelerde Çerkes diasporası çok az ve
dağınık.
Örneğin Türkiye’deki Çerkes diasporası komple Kanada'da olsa,
çocuklarımız kendi dillerinde eğitim yapabilir ve kültürümüzü
korumaya devam ederler.
Çocuklar, gördükleri her şeyi öğrenme konusunda yetişkinlere
göre daha yatkınlar. Bu durum hem avantaj hem dezavantaj. Yine
demokratik ülkelerde çocuklarımızın bedensel ve zihinsel
gelişimleri; toplumsal ilişkileri daha üst düzeyde oluyor.
Çünkü devlet çocuklarınıza sahip çıkıyor. Onların eğitimi ve
gelişmesi sorumluluğunu tümüyle aileye bırakmıyor. Dolayısıyla
gelir durumu iyi olanın da olmayanın çocuğu da aynı statüde
görülüyor. Sizin paranız yok diye, çocuğunuzu yüzme kursuna
gönderememek gibi bir sorunla karşı karşıya kalmıyorsunuz.
Çocuğunuzun yeteneğini belirleme işi size bırakılmıyor.
Uzmanlar bu konuda size rehberlik ediyor. Kısacası; çocuğunuz
topluma nitelikli bir insan olarak giriyor.
Artık diasporadaki Çerkeslerin asıl yönelmesi gereken grup
çocuklar olmalıdır. Çünkü onlar nitelikli yetişirse
kültürlerini koruma ve temsil etmede anavatanımızdan geri
olmayacaktır.
Dünyadaki tüm sosyal psikologların ortak bir saptaması var.
2-15 arası yaş grubu çok önemli görüşündeler. En yoğun bilgi
depolama ve yönlendirme bu yaşlarda oluyor. Daha sonra bu ivme
yavaş yavaş azalıyor ve 25’den sonra durma noktasına geliyor.
15 yaşı geçen çocuğun artık olayları değerlendirmede daha
önceden depoladığı bilgilere sıklıkla başvurduğu ve
kararlarında değişmelerin azaldığı gözlemleniyor. ‘Ağaç yaş
iken eğilir’ sözünde olduğu gibi çocuk büyüdükçe eğilme
yeteneği azalıyor. Dolayısıyla diğer bilgileri almada
zorlanıyor. Bu açıdan baktığınızda, demokratik ülkelerin neden
gelişmiş olduklarını anlamak zor değil. Çünkü çocuklar
buralarda her şeyden önemli. Aile olarak değil, devlet olarak
çok önemli. Aile zaten kendi çocuğuna gerekli özeni
gösteriyor.
Diasporadaki Çerkeslerin yönlenmesi gereken yaş grubu 2-15 yaş
arası olmalıdır.
SonSöz
Çerkes, sürahideki suyu kafasına dikerek değil, bardağa
koyarak içendir. (Kuban)
|