Bu
haftaki yorumumuz çoğunuza sıkıcı gelebilir. Ancak bu tür
konuları işlemeyi bir görev kabul ediyoruz.
İletişim çağının bu denli hızlı olduğu bir dönemde, önemli bir
değerimiz bu dünyadan ayrıldı. Hemen hemen tüm Türk gazeteleri
onun adını bir şekilde sayfalarına taşıdılar. Yakın tarihimizin
en önemli ressamlarından olan değerli büyüğümüz Avni Arbaş ne
yazık ki vefat etti.
Ölene kadar resime olan tutkusunu bırakmayan Abraş, ölüm
döşeğinde bile yatağının yanındaki duvarlara desenler çizmiş.
Hiçbir şeyi umursamadan, ölüme yaklaştığı her saniyede yatağının
yanındaki duvara resim yapmak her babayiğidin harcı değil.
Değerli büyüğümüzün ölüme giderken yaptığı bu desenler, genç
Çerkes hemşehrilerimize acaba neler anlatabilir? Günün kısır
çekişmeleri ve magazin dünyasının dışında onların yaşamına ne
anlamlar katabilir?
Elbette zor bir soru. Kimi ev geçindirme derdinde, kimi okul
derdinde, kimi ün derdinde. Bu kadar derdin içinde Avni Arbaş’ın
bu dünyadan ayrılması ne kadar önemli olabilir?
Çok önemli bir sanatçıydı Avni Arbaş. Yaşamıyla, yapıtlarıyla,
ilişkileriyle, yakın tarih tanıklığıyla oldukça önemli bir
insanımız, büyüğümüzdü. Onun yapıtlarındaki emek ve duygu birçok hemşehrimize örnek olmalıdır.
Koskoca bir yaşam bitip gidiyor ve Arbaş sanat dünyasına kalıcı
yapıtlar bırakıyor. Birçok insan onun Kuzey Kafkas kökenli
olduğunu bile bilmez. O denli kopuk yaşıyoruz. Umarız
cenazesine, Türkiye’deki Çerkes dernekleri ve vakıflar
katılırlar. Onu son yolculuğunda bari yalnız bırakmazlar.
Çok fazla Şark kültürüne bulandık galiba. Değerlerimiz öldüğü
zaman bile önemsenmiyor. Bir iki satır yazıp bırakılıyor. Oysa
başkaları dirisine sahip çıktılar, ölüsüne de. Yani bizim
insanımıza yine Çerkes olmayanlar sahip çıkıyor.
Ne
zaman artık kafamızı kaldırıp etrafımıza bakacağız?
Fransızlar 1940’li yıllarda Arbaş’ın farkına varıyorlar ve ona
burs vererek kendini eğitmesine katkıda bulunuyorlar. Biz
burnumuzun dibindeki değeri göremezken, 2-3 bin kilometre
uzaklıktaki bir ülke büyüğümüze sahipleniyor. Şimdi ağlayıp
sızlanmanın yararı yok. Arbaş değerinde başka sanatçılarımız
var. Geç kalınmadan onlara sahip çıkmalıyız. Kimliğimizin yok
olmasına en önemli seti bu insanlar oluşturuyor. Artık bunun
farkına varılması gerekiyor.
Gençlerimizi sanata, bilime, teknolojiye yakın insanlar olarak
yetiştirmeliyiz. Hamaset, Arbaşlar yaratamaz. Bir değneğin iki
ucundan tutup ayrı yöne çekmek de çözüm değil artık.
Nereye giderseniz, sizden önce kimliğiniz varır. Eğer kötü bir
kimliğe sahipseniz, ne yaparsanız yapın yok olmaya mahkum
olursunuz.
Son Söz
Çerkes, evinin temizliği kadar sokağının, kentinin
temizliğine de önem verendir. (Kuban)
|