...................
...................
BİR RESSAMIMIZIN ARDINDAN

17.10.2003

Kuban Paul Seauhmann
...................
...................

Bu haftaki yorumumuz çoğunuza sıkıcı gelebilir. Ancak bu tür konuları işlemeyi bir görev kabul ediyoruz.

İletişim çağının bu denli hızlı olduğu bir dönemde, önemli bir değerimiz bu dünyadan ayrıldı. Hemen hemen tüm Türk gazeteleri onun adını bir şekilde sayfalarına taşıdılar. Yakın tarihimizin en önemli ressamlarından olan değerli büyüğümüz Avni Arbaş ne yazık ki  vefat etti.

Ölene kadar resime olan tutkusunu bırakmayan Abraş, ölüm döşeğinde bile yatağının yanındaki duvarlara desenler çizmiş. Hiçbir şeyi umursamadan, ölüme yaklaştığı her saniyede yatağının yanındaki duvara resim yapmak her babayiğidin harcı değil.

Değerli büyüğümüzün ölüme giderken yaptığı bu desenler, genç Çerkes hemşehrilerimize acaba neler anlatabilir? Günün kısır çekişmeleri ve magazin dünyasının dışında onların yaşamına ne anlamlar katabilir?

Elbette zor bir soru. Kimi ev geçindirme derdinde, kimi okul derdinde, kimi ün derdinde. Bu kadar derdin içinde Avni Arbaş’ın bu dünyadan ayrılması ne kadar önemli olabilir?

Çok önemli bir sanatçıydı Avni Arbaş. Yaşamıyla, yapıtlarıyla, ilişkileriyle, yakın tarih tanıklığıyla oldukça önemli bir insanımız, büyüğümüzdü. Onun yapıtlarındaki emek ve duygu birçok hemşehrimize örnek olmalıdır.

Koskoca bir yaşam bitip gidiyor ve Arbaş sanat dünyasına kalıcı yapıtlar bırakıyor. Birçok insan onun Kuzey Kafkas kökenli olduğunu bile bilmez. O denli kopuk yaşıyoruz. Umarız cenazesine, Türkiye’deki Çerkes dernekleri ve vakıflar katılırlar. Onu son yolculuğunda bari yalnız bırakmazlar.

Çok fazla Şark kültürüne bulandık galiba. Değerlerimiz öldüğü zaman bile önemsenmiyor. Bir iki satır yazıp bırakılıyor. Oysa başkaları dirisine sahip çıktılar, ölüsüne de. Yani bizim insanımıza yine Çerkes olmayanlar sahip çıkıyor.

Ne zaman artık kafamızı kaldırıp etrafımıza bakacağız?

Fransızlar 1940’li yıllarda Arbaş’ın farkına varıyorlar ve ona burs vererek kendini eğitmesine katkıda bulunuyorlar. Biz burnumuzun dibindeki değeri göremezken, 2-3 bin kilometre uzaklıktaki bir ülke büyüğümüze sahipleniyor. Şimdi ağlayıp sızlanmanın yararı yok. Arbaş değerinde başka sanatçılarımız var. Geç kalınmadan onlara sahip çıkmalıyız. Kimliğimizin yok olmasına en önemli seti bu insanlar oluşturuyor. Artık bunun farkına varılması gerekiyor.

Gençlerimizi sanata, bilime, teknolojiye yakın insanlar olarak yetiştirmeliyiz. Hamaset, Arbaşlar yaratamaz. Bir değneğin iki ucundan tutup ayrı yöne çekmek de çözüm değil artık.

Nereye giderseniz, sizden önce kimliğiniz varır. Eğer kötü bir kimliğe sahipseniz, ne yaparsanız yapın yok olmaya mahkum olursunuz.
 

Son Söz
Çerkes, evinin temizliği kadar sokağının, kentinin temizliğine de önem verendir. (Kuban)