Geçen hafta
bayrak yakılmasını gerekçe göstererek insanları linç etmeye
kalkanlar oldu. Olaylar baştan aşağı ibretlikti.
Birincisi ve kesin olanı bayrak yakan kimse yoktu. 12-13
yaşlarında bir çocuk bayrağın sopasından tutmuş, yere vuruyor.
Görüntülerle sabit.
Kıyamet koptu.
Yani, insan ne diyeceğini şaşırıyor. Bu ne ilkelliktir. Tüm
dünya televizyonları; linç girişiminde bulunanları, bir genç
kızın saçlarından tutup sürüklerken yayınladılar. 4-5 genç
insana karşın 200-300 kişilik bir grup. Ne işin özünde adillik
var, ne biçiminde.
Nedir insanları bu kadar canileştiren? Ne olacak: Hamaset.
Bayrak öyle bir yere konuluyor ki, ulaşabilene aşk olsun. Oysa
bayrağı, bayrak yapan değerler kutsallıktan çok ekonomiktir.
Kutsallıkla, ekonomi arasında sıkışan da linç yapmak için
fellik fellik bahane arıyor.
Sosyologlar yaptıkları bir araştırmada; başkasının annesine
galiz hakaret edenlerin, kendi annesine hastalık derecesinde
düşkün olduklarını saptamışlar. Böylece karşısındakinin de çok
sevdiğini düşünüp, değerine küfür ediyormuş. Bayrak olayına
bir de bu açıdan bakmak gerek.
Ülkeleri protesto için en çok bayrak yakılan bölgeleri hiç
düşündünüz mü? Bir düşünün. Demokratlıktan,
özgürlüklerden uzak bölgeler değil mi?
Eh...
Gelişme ve çağdaşlaşma yolunda en önemli engel bu tür
akıntılardır. Toplumsal değerlerin dengesizliği yüzünden, bir
tek
kıvılcım yangın çıkarmaya yetiyor. Bizde de öyle değil
mi? Gençlerimiz bir anda ayağa fırlamıyorlar mı? Enerjilerini
sürekli vurmak, kırmak üzerine harcamıyorlar mı? Bayrak,
vatan, şehitlik gibi soyut kavramlar damarlarındaki kanın
akışını hızlandırmıyor mu? Hızlandırıyor.
Onlar da böylesi bir durumda acaba 3-5 genci linç etmeye
kalkarlar mı?
Bilinmez.
İnsanlar hafta boyunca zamanlarını bu tür olaylarla
yitirdiler. Yitirmeye de devam edecekler. Oysa, bayrağı
yerden kaldırmanın yolu linçten geçmiyor.
Fabrikalar yapıp bayrağı oraya dikeceksiniz.
Üniversiteler yapıp tepesine özenle asacaksınız.
Sonrada sopasından tutup yere vuran çocuğun babasını o
fabrikaya işçi olarak alacak, çocuğu da üniversiteye
sokacaksınız.
Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta aynı oluyor. Önce insanın karnı
aç olmayacak. İlk hedef bu. Sonra nitelikli nasıl olunur, o
yaşama geçirilecek. Ardından tüm insanlığa nasıl hizmet
verileceğinin hesabı yapılacak. İşte o zaman bir bakarsınız
bayrak kendiliğinden göndere çekilmiş.
SonSöz
Çerkes;
sokağında yardıma muhtaç yaşlıları, haftada bir kez olsun
ziyaret edendir. (Kuban)
|