...................
...................
BAYRAK YANSA NE OLUR,
YANMASA NE OLUR?

16.04.2005

Kuban Paul Seauhmann
...................
...................

Geçen hafta bayrak yakılmasını gerekçe göstererek insanları linç etmeye kalkanlar oldu. Olaylar baştan aşağı ibretlikti.

Birincisi ve kesin olanı bayrak yakan kimse yoktu. 12-13 yaşlarında bir çocuk bayrağın sopasından tutmuş, yere vuruyor. Görüntülerle sabit.

Kıyamet koptu.

Yani, insan ne diyeceğini şaşırıyor. Bu ne ilkelliktir. Tüm dünya televizyonları; linç girişiminde bulunanları, bir genç kızın saçlarından tutup sürüklerken yayınladılar. 4-5 genç insana karşın 200-300 kişilik bir grup. Ne işin özünde adillik var, ne biçiminde.

Nedir insanları bu kadar canileştiren? Ne olacak: Hamaset.

Bayrak öyle bir yere konuluyor ki, ulaşabilene aşk olsun. Oysa bayrağı, bayrak yapan değerler kutsallıktan çok ekonomiktir. Kutsallıkla, ekonomi arasında sıkışan da linç yapmak için fellik fellik bahane arıyor.

Sosyologlar yaptıkları bir araştırmada; başkasının annesine galiz hakaret edenlerin, kendi annesine hastalık derecesinde düşkün olduklarını saptamışlar. Böylece karşısındakinin de çok sevdiğini düşünüp, değerine küfür ediyormuş. Bayrak olayına bir de bu açıdan bakmak gerek.

Ülkeleri protesto için en çok bayrak yakılan bölgeleri hiç düşündünüz mü? Bir düşünün.  Demokratlıktan, özgürlüklerden uzak bölgeler değil mi?

Eh...

Gelişme ve çağdaşlaşma yolunda en önemli engel bu tür akıntılardır. Toplumsal değerlerin dengesizliği yüzünden, bir tek kıvılcım yangın çıkarmaya yetiyor. Bizde de öyle değil mi? Gençlerimiz bir anda ayağa fırlamıyorlar mı? Enerjilerini sürekli vurmak, kırmak üzerine harcamıyorlar mı? Bayrak, vatan, şehitlik gibi soyut kavramlar damarlarındaki kanın akışını hızlandırmıyor mu? Hızlandırıyor.

Onlar da böylesi bir durumda acaba 3-5 genci linç etmeye kalkarlar mı?

Bilinmez.

İnsanlar hafta boyunca zamanlarını bu tür olaylarla yitirdiler. Yitirmeye de devam edecekler. Oysa, bayrağı  yerden kaldırmanın yolu linçten geçmiyor.

Fabrikalar yapıp bayrağı oraya dikeceksiniz.

Üniversiteler yapıp tepesine özenle asacaksınız.

Sonrada sopasından tutup yere vuran çocuğun babasını o fabrikaya işçi olarak alacak, çocuğu da üniversiteye sokacaksınız.

Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta aynı oluyor. Önce insanın karnı aç olmayacak. İlk hedef bu. Sonra nitelikli nasıl olunur, o yaşama geçirilecek. Ardından tüm insanlığa nasıl hizmet verileceğinin hesabı yapılacak. İşte o zaman bir bakarsınız bayrak kendiliğinden göndere çekilmiş.



SonSöz
Çerkes; sokağında yardıma muhtaç yaşlıları, haftada bir kez olsun ziyaret edendir. (Kuban)