Yıllar önce son derece kötü kaydedilmiş bir video
kaset elimize geçmişti. Ses kötü, görüntü kötüydü.
Ürdün kralının da görüntülerde olduğu efsane
Kabardinka’nın bir gösterisi vardı içinde.
İnanılmazdı.
Bir daha hiçbir ekip onların estetik ve kalite
düzeyine erişemedi. Oysa Sovyetler Birliği dağılmış,
sistem değiştirmişti. Herkes ‘’tamam artık, her şey
çok güzel olacak’’ dedi. Bunu söyleyenler sadece
diaspora Çerkesleri değildi. Önce Rusya sınırları
içindekiler, sonra dünya.
Sonuç hiç beklenen gibi olmadı. Şok dalgası önce
‘’Sovyetler Birliği dağıldı artık özgürüz’’ diyen Rus
halkını vurdu. Anladıkları anlamda özgürlük, nüfusun
%90’ını yerle bir etti. Eğitimden sağlığa, iletişimden
ulaşıma kadar her şey özgürlüğün bedeli olarak
ücretlendirildi. Önceden 1-2 Ruble’ye aldıkları bir
metaya 100-200 Ruble ödemek hem anlamsız hem garip
geldi. Birisi Mersedes otomobile binince diğer on Lada
otomobil sahibinin arabasız kalacağını hiç hesaba
katmadılar.
Edebiyat, sanat, kültürel aktiviteler tümüyle arka
sokaklarda kaldı. Artık yetenek değil, ekonomik güç ön
plana çıktı.
Sorunların sorunu olarak kara tahtaya işsizlik
yazıldı.
Siyasi dalgalanmalar, jeo-stratejik konum, kısacası
dert üstüne dert.
Her sistem değişince bildik sorunlar çıkar. Zaman
içinde de bunlar ortadan kalkar. Anavatanda da bu
setler aşılacak.
Yalnız başka sorunlar var.
Diaspora; anavatan için o denli umarsızdı ki, onlar
adına bağımsızlık ilan ettiler, onlar adına Birleşik
Kafkasya kurdular, onlar adına Latin alfabesine
geçtiler. Senkron tutmayınca da hem anavatandaki
yönetimleri, hem halkı toptan Rus işbirlikçisi
yaptılar. Biri de çıkıp; bu ne perhiz, bu ne lahana
turşusu,
diye sormadı.
Belleğiniz zayıf olduğunda; bir gün önce doğru
bildiğiniz, ertesi gün yanlış gelir size. O nedenle
oturup en temel sorunu iyice ezberlemek gerekiyor.
Tamam elinizde uzaktan kumanda yine olsun. Kimsenin
bir şey dediği yok. Ancak sokaktan salondaki
televizyonu çalıştırmazsınız ki. O cihazın teknik
özelliği televizyonu fiziki olarak görmesiyle işe
yarayabiliyor. Sokaktan eve geleceksiniz, odaya
gireceksiniz, sonra televizyonu açmak için uzaktan
kumandaya basacaksınız.
Bir aralar kıyametler kopmuştu. Cumhuriyetlerde
Çerkesce kitap basılmıyor, televizyon yayınları
daraltıldıkça daraltıldı diye. İşte bunların tümü
sokaktan evdeki televizyonu uzaktan kumandayla açma
çabalarının bir ürünüydü.
Şimdilerde yoğunlukla Rus düşmanlığı pompalanıyor.
Türkiye dahil tüm dünya Rusya ile her türlü
ilişkilerini geliştirmek yarış içindeyken,
bazılarının; aynı sınır içinde yaşayan insanlarımızı
Ruslarla düşman etme çalışmasını anlamaya çalışmayın.
Balık hafızası işte buna deniyor.
Balık yönünü içgüdüsel buluyor. Onun hafızaya
gereksinimi yok ki. Eğer bir insan içgüdüsel olarak
birilerini düşman ilan ediyorsa, balıkla arasında ne
fark kalır?
Her şeye karşın, önümüzdeki yüzyılda anavatan dünyanın
cazibe merkezi olacak. Çünkü oradaki insanlarımızın
eğitim ve kültürü koruma düzeyi bizden bin kez daha
fazla. Doğayı anlatmamıza zaten gerek yok; orası
Kafdağı’nın ardı. Alt yapıda İsviçre’den eksiği yok
fazlası var.
Bir tek sorun var. Ne yazık ki nüfusunun çoğu dışarıda
ve onlar da ellerinde uzaktan kumanda sokakta tuşlara
basıp duruyor.
Ne zamana kadar?
Pili bitene kadar.
SonSöz
Çerkes, büyüğüyle konuşmadan önce cep telefonunu
kapatandır. (Kuban)
|