Sokağınızdaki bakkala, fırına, pastaneye gittiğinizde
belki de önemsemediğiniz bir davranışla
karşılaşırsınız.
500 gram peynir istersiniz. Bakkal güler yüzüyle sizi
selamlar; elini diline götürür, parmaklarını ıslatır,
yağlı kağıdı çengelinden koparır, terazinin üzerine
koyar. Sonra peyniri camekanlı bölmeden alır,
istediğiniz gramajda keser kağıda sarar. Yine
parmağını diliyle ıslatarak naylon poşeti açar, paketi
içine koyar size verir.
Abartısız, yüz esnaftan 99'u böyle servis yapar.
Buraya kadar yazdıklarımızı okuduğunuzda ''Eee, ne var
bunda?'' diyebilirsiniz. Çok şey var. Alışveriş
yaptığınız esnaf, ağzındaki tükürüğü sofranıza kadar
servis yapmış oluyor. Çoluk çocuğunuz ciddi biçimde
riske giriyor. Çünkü her esnafın güncellenmiş sağlık
sertifikaları dükkanlarında asılı değil. Nereden
biliyorsunuz bulaşıcı bir hastalığa yakalanmadığını?
Bu konuya ilişkin yapılan araştırmalar sonucunda; her
100 kişiden 20'si hastalık kapıyor. Hem de çok ciddi
hastalıklar. Bizim önerimiz parmağını yalayarak poşet
açan, kağıt tutan esnaftan alışveriş yapmayın. Eğer
çok sevdiğiniz ve vazgeçemeyeceğiniz bir insansa; o
zaman uyarın.
Çağdaş toplumlarda açıkta satılan hiçbir ürünü -buna
ekmek de dahil- çıplak elle tutarak satamazlar. Yöntem
olarak; ya hazır poşet içinde ya da satıcını elinde
eldiven olarak satış yapılabilir.
Çerkes kültürünün ne denli çağdaş olduğu, çağın önünde
gittiğinin güzel kanıtları.
Çerkeslerde parmak yalamak haynapedir. Hangi nedenle
olursa olsun el ağıza götürülmez. Bu nedenle bir çok
toplum elle yemek yerken Çerkesler gümüş çatal, kaşık
kullanıyordu. Dün değil, ondan önceki gün değil.
İki yüz, üç yüzyıl önce.
Bu davranış biçimi sosyolojik olarak
değerlendirildiğinde bal tuttuktan sonra parmağını
yalayan Çerkes göremezsiniz.
Kültürel etkilenmeler oluyor, olacakta. Hele hele
günümüzde bu kaçınılmaz. Kültürünü yaşamak isteyen
insanımızın, bu etkilenmelerden zararlı çıkmaması için
geleneklerimizin temelini algılaması yeterlidir. Bunu
yaparsa etki altında kaldığı kültürlerdeki tortuları
otomatik olarak eler.
Elle yemek yemenin kolaylığı varken, atalarımız; zaman
ve emek harcayarak üstelik gümüşten çatal, kaşık neden
yaptılar acaba? Bu sorunun yanıtını bulduğunuzda, ne
denli çağdaş insanlara sahip olduğumuzu daha iyi
anlamış olacaksınız.
Maykop Müzesi'nde görmüştük. Mutfak ve mutfak araç
gereçleri koruma altına alınmış. Yüzyıllar öncesi
kullanılan bu malzemeleri günümüzde birçok evde görme
olanağınız yok.
Bal tutup parmağını yalayan bir toplum olmadıkları
için mi dünyanın en uzun yaşayan insanları Çerkeslerdi
acaba?
SonSöz
Çerkes, her hareketinin çocuğuna örnek olduğunun
farkında olandır.
(Kuban)
|