''Bizi adam yerine
koymuyorlar...''
diye başlık atmış
makalesine Hürriyet gazetesi yazarı sayın Bekir Çoşkun.
Evrensel doğrular her yer için geçerli. Elbette Çerkes
toplumu içinde...
Pekiyi ne diyor?
''BİZLER
tam "dünyanın en pahalı benzinine yapılan zamları nasıl
protesto edelim" diye konuşurken, iktidar benzine on gün
geçmeden, önceki gün 18’inci zammı yaptı.
Bunun anlamı şudur:
Halkı adam yerine koymuyorlar.
İnsanların tepkisini umursamıyorlar, topluma karşı
saygısızlar.
Peki niçin?..
Politikacıların topluma karşı umursamazlığının ve
saygısızlığının nedenini politikacılarda aramak, suçu
onlara yüklemek doğru değil.
Onların saygısızlığına kanıt gerekmez.
Onlar bildiğiniz gibidirler.
Oysa iyi bakıldığında "adam yerine konulmayan bir
toplumun" tek sorumlusu vardır:
Toplumun kendisi...
Biz, halk...
Böyle sessiz, tepkisiz, pısırık, demokratik haklarını bile
kullanmaktan aciz bir kalabalığa kimse saygı
göstermez.
Saygıyı hak etmek ile hak etmemek arasındaki farktır bu.
Bir kötü kalabalıktır bu.
Sessiz...
Pısırık...
İlkesiz...
Bir torba makarnaya, yarım ton kömüre oy’unu götürüp
verecek kadar... Seçimlerde "çalsın ama iş yapsın"
diyecek kadar... Zengini solcu, yoksulu sağcı olacak
kadar... Dünyanın gözbebeği aydınlarını "vatan
haini", eşkıyayı "kahraman" sayacak kadar...
Say say bitmez.
Böyle bir toplumu kim umursar?
Kim adam yerine koyar a
gülüm...''
İşte bunları diyor Çoşkun...
Pekiyi, kendi toplumunu adam yerine koymayıp
halkından insanlara -affedersiniz- ''itler'' diye
hitap edenlere karşı bizim insanlarımız ne yaptı?
Sessiz davrandı...
Pısırık davrandı...
İlkesiz davrandı...
Bir Allah'ın kulu da çıkıp; sen kimsin be adam? Haddini
bil, diyemedi...
Ne yapalım bu adam terbiyesiz, çapsız, elden ne gelir,
diyen sessiz çoğunluk (!) bu kültürün yok olmasındaki en
büyük sorumludur. Evet bu sessiz çoğunluk (!) nedeniyle
haddini bilmeyenler önüne gelene sataşıyor. Efe edasıyla
ortada dolaşıyor.
Çerkeslikten bir gram nasiplenmemiş bu tür insanlara karşı
sesini çıkarmayan, ''bana dokunmayan bin yaşasın'' diyen
sessiz çoğunluk bunun bedelini çok ağır ödediğinde iş
işten geçmiş olacak.
Çerkes toplumu gün geçtikçe kan kaybediyor. Çerkeslik
elbisesi inanılmaz büyük gelmeye başladı. Kollar yerleri
süpürüyor. Çözüm burada ne yazık ki yok. Anavatana
dönmedikçe akıl sağlığını yitirmiş, adı sadece Çerkes
kalmış insan sayısı artacak. Önüne gelene sataşan,
vuran-kıran, daha da ileri gidip terbiyesini yitirerek
hakaretler yağdıranlar çoğalacak. Etrafımızı; kişiliksiz,
kimliksiz, ağzından çıkanı kulağı duymayan Çerkesler (!)
saracak.
Evrensel değerler inanılmaz bir katalizör. İşte bu
değerler nedeniyle bu tür insanlar her yerde iyot gibi
açığa çıkıyor. Ne kadar gizlenirse gizlensin, bir şekilde
kendini dışa vuruyor. Xabzeymiş, haynapeymiş, büyükmüş,
küçükmüş demeden ağzına geleni söylüyor.
Ne yazık ki, aristokrat Çerkes kavramı; ''kendini bilmez
Çerkes'' sayısının hızla artması nedeniyle yok oluyor.
Her ulus, kendi içindeki bu sağlıksız bireyleri sessiz
kalarak besledikçe; kazandıkları, kaybettiklerinin yanında
denizde damla olacak.
Türk toplumu benzine yapılan zamlara sesini çıkarmayarak
yalnız ekonomik olarak kayıplar veriyorlar.
Pekiyi kendi insanlarına ''itler'' diye hitap edene sesini
çıkarmayanlar neler kaybediyorlar acaba?
Elli yıl sonra hep birlikte göreceğiz... |