Şu
aralar inşaat işiyle uğraşıyorum. Soğuk demirci diye
adlandırılan bir grup var. Bunlar, beton atılmadan önce
kalıpların içini demir çubuklarla örüyorlar.
Yemek molası verdiklerinde yanlarına oturdum. Aralarında
sohbet ediyorlardı. Ustabaşı, iri yarı ve geveze bir tip.
Sürekli konuşuyor. Birkaç gün önce 4-5 kişilik bir grupla
aralarında tartışma çıkmış. Kendi deyimiyle; dalmış
aralarına hallaç pamuğu gibi atmış hepsini bir yana.
İster istemez. Çok cesaretliymişsin, dedim. Tabi ağbi,
dedi sırıtarak. Ben 15 yıldır bu demirleri büküyorum.
Günde 2 ton demiri bir yerden kaldırıp diğer bir yere
taşıyorum. 4-5 kişi bana vız gelir.
Genç işçilerden biri, ‘’mangal gibi yüreğin var ama beynin
küçük abi’’ deyiverdi.
Ustabaşının yüzü düştü. Ben olmasam genç işçiyi kötü
haşlardı ama çekindi. Araya girdim. Ortamı yumuşatmak
istedim. Neden böyle söylediğini sordum.
Anlattıkları, sokakta görseniz dönüp bakmayacağınız bu
genç işçiden beklenmeyecek düzeydeydi.
Abi, bunlara diyorum, boşa hamallık yapıyoruz. Hadi 8’lik
demirleri geçtik, 16’lık demirleri makasla kesmek için
canımız çıkıyor. Oysa bir makine var. Çalıştırıyorsun, bir
düğmeye basıyorsun peynir keser gibi kesip atıyor. Başka
bir makine daha var biz 3 kişi günde 200 etriye yaparken
makine 15 dakikada 200 etriye yapıyor. Hem de hatasız.
Araya girdim. Peki bu makinelerin fiyatları mı almanıza
engel oluyor?
Genç işçi gülümsedi. Yok be abi. Burada 6-7 kişi
çalışıyoruz. 1 haftalık yevmiyemizle rahatlıkla alırız ama
alabilmek için kafa lazım.
Gencecik bir inşaat işçisi. Daha askerliğini bile
yapmamış. Ortaokul terk. Elinde kilolarca ağırlığında
makas kalın demirleri kesiyor. Bazen bakıyorum, makasın
üzerinde zıplamasına karşın demir çubuğu kesemiyor, o
denli güçsüz.
Bu genç işçinin mangal gibi yüreği var mı bilmiyorum.
Ancak inanılmaz büyük bir beyni var. |