Her
yüz kişiden 99’u çektirdiği vesikalık fotografı beğenmez.
Fotografçılık yapan insanların en çok duydukları söz de şu
olur: Çirkin çıkmışım.
Aslında fotografta çıkan kendisidir.
İki nedenle çirkin çıktığını düşünür. Birincisi, kendinin
daha güzel olduğu sanısına kapılmıştır. İkincisi, sürekli
ayna karşısındadır.
Kendini güzel bulma güdüsü doğaldır. Her insanda da
vardır. Kimi bunu açık açık söyler, kimisi vesikalık
fotografının üzerinden. Yani; aslında ben güzelim ama
fotografım çirkin çıkmış.
Aynaya çok sık bakmak bu nedenle risklidir. Çünkü ayna
salt teninizi size geri yansıtır. Aynanın karşısında
kendinizi en güzel görecek biçimde kendinizi
konumlandırırsınız. Oysa fotografçıya gittiğinizde sizin
konumunuzu o belirler. Bu nedenle insanların çoğu
vesikalıkta kendini beğenmez.
Düşüncelerinizde de aynı sorun vardır aslında.
Kendi yazdıklarınızı çok beğenirsiniz. Çünkü aynada
kendinizi nasıl görmek istiyorsanız, aynen yazınızda da
düşüncelerinizi görürsünüz. Bir başkası, yazınızı farklı
açıdan değerlendirdiğinde duyduğunuz rahatsızlık bu
içgüdüden kaynaklanır.
Tartışmaların sertleşmesinin, eleştiriye tahammül
edilememesinin neden de budur. Çünkü sizin aynada
gördüğünüzle, vesikalık fotografta gördüğünüz aynı
değildir.
Aynalara çok alışmış birinin başkasını beğeni olasılığı
azdır. Kendine bakma süresi ile başkasını beğenmeme tavrı
doğru orantılıdır. ‘’Hep ben’’ psikolojisi yoğunlaşmaya
başlar ve sonu yalnız kalmaya dek devam eder.
Bu nedenle, özellikle düşünce alışverişlerinde;
olanaklarınız elverdiğince bırakın başkaları sizi
tanımlasın. Bundan hiç rahatsızlık duymayın. Eğer kasıtlı
olarak sizi çirkin gösteriyorsa, yine korkmayın. Çünkü o
da aynada kendine sık bakıp vesikalığından
hoşlanmayanlardandır.
Siz her şeye karşın, aynayı kendinize bakmak için değil,
çevrenizi incelemek için kullanın.
Bir de belleğinizin bir köşesine yazmanız gereken bir konu
var.
Başkasına ilişkin güzellik değerlendirmesi görecelidir.
Yani size çok güzel gelen biri, bir başkasına çirkin
gelebilir. Çevrenizde sıklıkla duymuşsunuzdur. ‘’Aaa… Ne
çirkin adam, eşi nasıl da evlenmeye razı olmuş? Oysa
karısı ay parçası gibi.’’
Bazan da tam aksini duyarsınız, ‘’Aaa… Ne çirkin kadın,
kocası artis gibi. Bu kadının neresini beğenmiş de
evlenmiş?’’
Hemen yanınızdakinden karşı görüş gelir. ‘’Yoo… Aslında
kadın çok güzel, kocası ona yakışmamış.’’
Bu diyalogların temelinde yatan, güzelliğin göreceli
olmasıdır. Gelin görün ki, bu durum karşıt görüşlülerin
birbirlerini zevksizlikleriyle suçlamalarına neden olur.
Aynaya çok sık bakmanın bir sakıncası daha var. Bir gün
size ‘’güzel değilsin’’ diyebilir. Beklemediğiniz bir anda
‘’senden daha güzeli var’’ diyebilir.
İşte o anda aynayı paramparça etseniz de kurtuluş yok.
Vesikalık fotografınızla baş başa kalırsınız. |