Çerkes halkının son dönem içerisine düştüğü durum ne yazık ki
içler acısıdır.
Sürekli edebiyatı yapılan vatan, sürekli sakız gibi çiğnenen
laftan ibaret bir milliyetçilik, sürekli akıldan yoksun duygusal
hamlelerle birilerine bir yerlere payanda olma hevesi.
Ne yazık ki, mevcut durumumuz budur.
Soğuk savaş döneminin düşmanlığa dayalı politikaları bitti.
Tarih önümüze bir fırsat sundu.
Çerkes halkının yeniden birbirini bulması, bir yürek olması.
Çerkes halkının birbirinden haberdar, birbirine destek olarak
yeniden sahnedeki yerini alması.
Çerkes halkının yeniden kendi toprakları üzerinde söz sahibi,
yeterli nüfus sahibi halk olması.
Çerkes halkının ulus olmaya doğru gereken adımları atıp gereken
yapılanmaları kurması.
Bütün bunlar önümüzde yapılacak işler olarak duruyor.
Peki biz ne yapıyoruz bunun için.
Koskocaman bir hiç!
Elimizde somut hiçbir şey yok. Onun yerine bol palavra, hamaset ve
kirli siyaset var.
Boynumuzda lanet bir madalyon var sanki, hangi yüzünü çevirsen
diğerinden beter.
Madalyonun bir yüzünde yarı Türkleşmiş bir kesim şuursuz ve
onların uzaklardan vatanseverlik oyunu var.
Yıkıyorlar, yeniden kuruyorlar, işlerine gelenle ittifak
yapıyorlar, işlerine geleni düşman ilan ediyorlar.
Gerçekle uzak yakın alakaları yok, realite dediğin onlara küfür
gibi geliyor.
İnternet üzerinde oturup şehirler kurma, savaşlar kazanma, köyler
çiftlikler kurma çağı bu çağ, orasını biliyoruz. Ancak Çerkes
meselesi sizin oynadığınız sanal oyunlardan biraz farklı.
Çerkes toprağı burada.
Çerkes halkı burada.
Türk'e payandalık yapacağına, Amerikalıya, Gürcüye payandalık
yapacağına yönünü kendi halkına dön, ayağını kendi toprağına bas
önce sen, havasını solu, suyunu iç, ekmeğini ye.
Adam çıkmış çağrı yapıyor.
Diyor ki; haydi dostlar seneye vatana gidecek 500 yurtsever
arıyoruz.
Tık yok!
Ancak boş lafa geldi mi boş gürültüye geldi mi kimseye
bırakmıyoruz meydanı.
Çerkesya'yı kuracakmış, vatanı kurtaracakmış arkadaş.
Nereden?
Türkiye'den. Amerika'dan. Avrupa'dan…
Nasılsa uzaklardan maval okumak kolay.
Gel de burada kur Çerkesya'yı, gel buradaki durumu gör gözlerinle
ondan sonra yap o kabadayılığı.
Kusura bakmayın ama siz ezik ruhunuzu tamir edeceksiniz diye, siz
evinizin sıcak köşesinde çayınızı yudumlayarak ahkam keseceksiniz
diye, siz efendinize yaranmak için horozlanacaksınız diye Çerkes
halkı yeni bir ateşe gözünü kapatıp atlayamaz.
Çerkesya'nın kurulmasına kadar yürünecek daha çok yol var önümüzde
bizim.
İçiniz karardı biliyorum ama bu madalyonun bir yüzü sadece ve
diğer yüzü de bundan pek temiz değil.
Biraz da ona bakalım.
Her meselede aman Moskova’dan ne derler, aman merkez buna izin
verir mi, aman komşu halklar nasıl düşünür kompleksinden artık
çıkıp kendi menfaatini kendisi savunabilir duruma gelmesi gereken
bir halk var.
Her fırsatta uzaklarda birilerinin gözüne girmek için bin bir
türlü şaklabanlık yapmaktan vazgeçip, sırtını kendi halkına
yaslaması, gücünü kendi halkından alması gereken bir elit var.
Dünya yansa umurunda olmayan, bir eski kuşak ve yeni yeni kendi
gerçeğinin farkına varmaya başlamış ama henüz olgunlaşmamış bir
yeni kuşak var.
Önce bu hakikatlerimizin farkına varalım ve çözüm yolları
arayalım.
Kendi kendimize yeter hale gelelim, kendi gücümüze güvenir hale
gelelim, kendi menfaatimizin farkına varabilir hale gelelim.
En önemlisi diaspora ile anayurt insanı arasındaki uçurumu ortadan
kaldıralım.
Ortak düşünebilen, hedefleri olan ve ortak hareket edebilen bir
halk haline gelebilmeliyiz her şeyden önce.
Ortada bir yanlış varsa çıkıp söyleyebilmeli, hakkımız alınacaksa
kendi gücümüzle almalıyız.
Bunun için de Ruslara dayanan, Türklere dayanan, Gürcülere ve
Amerika'ya dayanan payanda siyasetinden vazgeçip kendi ulusal
menfaatlerimizin farkında olarak, kendi gücümüze güvenerek kendi
birliğimize güvenerek hareket etmeliyiz.
Peki zor soruya gelelim şimdi.
Kendi milli menfaatlerimizin farkında olacak, ona sahip çıkacak
bilinç bilgi ve birliktelik oluşturduk mu?
Hayır.
Kendi gücümüze güvenecek ortak yapılanmalara, ortak örgütlülüğe,
ortak altyapıya sahip miyiz?
Hayır.
Sorunlarla birlikte mücadele edecek ortak anlayışa, disipline
iradeye ve hedeflere sahip miyiz?
Hayır.
Peki sormazlar mı adama; kardeşim sen neyine güveniyorsun da kuru
gürültüden ibaret nutuklar atıyorsun.
Sen neyine güveniyorsun da altı boş arkası desteksiz tehditlere
meydan okumalara yelteniyorsun diye.
Sorarlar ama duyan kim.
Sen es, gürle uzaklardan, nasılsa zarar gören olmayacaksın,
Çerkeslik de umurunda değil aslında, sadece günü kurtar yeter
sana.
Aklınızı başınıza alın beyler.
Bu millet daha o noktada değil, o güçte değil, o örgütlülükte
değil, o bilinçte değil.
Üç tane yarı Türkleşmiş adam Ruslara nefretini kusarak mutlu
olacak diye, önünü arkasını hesap etmeden insanları gaza
getiriyorlar.
Sen daha dünya yüzünde bir televizyon kuracak güce sahip değilsin
be adam.
Utanacağına işi arsızlıkla örtmeye çalışıyorsun.
Halkımız meseleyi tüm yönleri ile düşünüp değerlendirdiğinde
realiteyi görecek, birkaç tane körün önümüze düşmüş bize yol
göstermeye çalıştığını fark edecektir eminim.
Gücün varsa kendin yapacaksın.
Gücün yoksa hiç olmazsa durumunu doğru tahlil edip güç kazanmaya
çalışarak pozisyonunu koruyacaksın.
Uşak ruhlu adamların bu milleti birilerine oyuncak etme
sevdasından artık gına geldi.
Dün de böyleydik biz, birimiz gider Türk'le Tatar'la, diğerimiz
gider Rus'la işbirliği yapardı ama birbirimizle işbirliği yapmak
nedense hiç kısmet olmadı bize.
Birbirimize güvenmek, birbirimize dayanmak, birbirimizin
varlığından dirliğinden mutlu olmak güven duymak hiç kısmet
olmadı.
Böyle giderse olmayacak da. |