Diasporada yaşayan
Çerkesler son zamanlarda politikleşmeye ilgi
göstermeye başladılar. Bu güzel bir gelişme. Gençlerin
kendi istek ve arzularından doğarak böyle bir yöntemi
doğru bulup çalışıyorlarsa taktir edilecek bir
gelişim. Güzel de politika nedir, ne değildir bunun
cevabını verebilmek gerekir.
Bundan beş on yıl önceleri bırakın politikleşmeyi
politikadan söz edince anne babalar çocuklarını ya
derneğe göndermiyorlardı ya da politikadan söz
edenleri dernekten uzakta kalmaları için ellerinden
geleni yapıyorlardı. Geleneksel aile bağlarının sıkı
sıkıya kişiyi bağladığı bu yılların geride kaldığını
sanıyorum. Yeni neslin bu bağları çözdüğü görünümü
var.
Diasporada kurulan derneklerin hiç biri politik amaçlı
kurulmuş dernekler değildi. İçlerinde yaşadığımız
devletlerin müsaade ettiği kadarıyla politikayla
ilgilenilmiştir.
Örneğin Almanya'daki derneklerin gayri resmi
federasyonunun başkanı iken Abhazya-Gürcistan savaşı
nedeniyle yaptığımız çalışmalar Eduard Şevernadse'ye
verilen Imanuel Kant ödülünü sözlü ve yazılı olarak
protesto edince Almanya İçişleri Bakanlığı'ndan yazılı
uyarı mektubu almıştım. Kısaca derneklerin tüzükleri
amacı doğrultusunda çalışma yapmamız tavsiyesinde
bulunmuştu. Gürcistan'ın tarafını tutan Almanya'dan
başka bir şey beklenmezdi zaten.
Tabii ki, bu uyarı mektubuyla yaptığımız çalışmalara
ara vermedik. Dernekler dışı kurulan Abhazya Komitesi
vasıtasıyla çalışmalara devam edilmiştik.
Bununla yetinmeyerek Çeçenistan savaşları nedeniyle
Bonn kentinde Münster Platz'da federasyonumuz ve
Gesellschaft für Bedrohte Völker beraber fahri
Çeçenistan Elçiliği açıp bir hafta boyunca Federasyon
Başkanı Duran Kaya ve diğerleri politika
üretmişlerdir. Bu aksiyona Almanya Devleti'nin göz
yumması normaldi. Çünkü devletin çıkarlarının tersine
bir çalışma değildi. Yapılan politika devletin
politikasına herhangi bir zarar vermediğinden göz
yumulmuştu.
Peki federasyonumuz bu ve benzeri çalışmaları
yürütürken günümüzün politika havarileri neredeydiler
acaba? Hangi sağ ya da sol fraksiyonlarda yer
almışlardı.
Gelin beraber çalışalım deyince; ‘biz milliyetçi
değiliz’ Türkiye'de devrimi yaptıktan sonra
Çerkeslerin problemini çözeceğiz'' ya da ''Çerkesler
asıl ve asil Türklerdir'' ve benzeri sözleri
söyleyerek aramıza katılmayanlar, şimdi her nedense
büyük Çerkes kahramanları vatanseverleri oluverdiler.
Türkiye'de başardıkları devrimi şimdi de Rusya
Federasyonu'nda da başaracaklar!
Bizlerin otuz-kırk senedir yazdıklarımızı unutmuşlar
ya da bilmiyorlarmış gibi yaparak Amerika'yı yeniden
keşfetmeye kalkışıyorlar. Bilhassa Hannover'den
kendisini çok iyi tanıdığım İnal Tamzok’un elli sene
sonra kültürel faaliyetlere ve derneklere uzakta
kalmasına karşın bu yaştan sonra Çerkes politikasına
ilgi duymasına sevindim, ancak bu kadar geç kalmasının
nedenini anlamakta zorluk çekiyorum.
Politikayla uğraşmak en doğal haktır. Kültür
dernekleriyle politika yapılamayacağının bilincinde
olmayacak kadar da genç değilsiniz. Bu nedenle yeni
bir yapılanma ile politik amaçlı organizasyonlar ya da
dernekler kurulursa daha sağlıklı olacağına
inanıyorum. Bu yeni kuruluşlara halkımızın göstereceği
ilgi politikaya ne kadar yakın ya da uzak olduğunu
gösterecektir. Sonucu bende merak ediyorum.
Tarihimizden bir örnek: Rus-Kafkas savaşları devam
etmekte. İngilizler devamlı olarak sivil
temsilcilerini göndererek savaşa devam etmelerini
yakında asker de gönderecekleri vaatlerinde
bulunuyorlardı. Amma her nedense hiçbir Asker
kıyafetli kimse gelmiyordu. Çerkesler nihayet bunun
bir kandırmaca olduğunu anlıyorlar ve dedikodular
başlıyor ve İngiltere'ye de ulaşıyor. Politik
skandaldan çekindiklerinden İngilizler resmi askeri
üniformalı birisini gönderemiyorlardı. Göndermezlerse
Çerkesler Rus Çarı'yla belki de anlaşacaklar. Ne
yapmalı? Her iki tarafı memnun edecek bir çözüm
bulurlar. Lord Palmerston Çerkesya dağlılarına avcı
elbisesi giydirerek Yakup Bey takma adıyla politik
ajan gönderir. Görevi Çerkeslerin savaşa devam
etmelerini sağlamaktır ve başarılı da olur. Çerkesler
bu kişiyi ordu mensubu bir subay zannederek sevinirler
moralleri yükselir ve savaşa devam ederler. Ruslar ise
sivil bir kişi olduğundan sesleri çıkmaz.