...................
...................
TARTIŞMA VE TARTIŞMA ADABI

15.05.2009

Dr. YEDİC Batıray Özbek
...................
...................

Her şeyde olduğu gibi tartışmanın bir yönü, yöntemi ve adabı vardır. Tartışmada amaç bir konu hakkında kişilerin düşüncelerini belirtmeleridir. Eğer birbirimizin düşüncelerine saygı duymayacaksak o zaman tartışmanın ne anlamı kalır ki? Neden tartışıyoruz o zaman? Neden tartışma konusu açıyoruz ki?

Tartışmalarda kullanılan dil çok önemlidir. Kullanılan dil genelde kullanan kişinin tüm özelliklerini ifşa eder. Kişi. Küfür ediyorsa, hakaret ediyorsa onunla ne sözlü neden yazılı olarak tartışmanın hiçbir anlamı yok. Bu kişiler dağarcıklarında bir şey kalmayınca bu tür ilkel sözcüklere başvurmak gereğini duyar.

Tartışmalarda yapılan diğer büyük hata da tartışmaya açılan konu da kalmamak. Konu öyle bir yerlere çekiliyor ki, tartışma konusuyla uzaktan yakından hiç bir ilgisi olmayan temalara götürülüyor ve asıl konu gölgede bırakılıyor. Bu yöntem konuya fayda yerine zarar vermektedir. Tartışma yazısını yazan sanki ‚’’elime fırsat geçti şu veya bu şahıs ya da konu hakkında içimi dökeyim yada geçmişin hesabını sorayım telaşı içinde’’ yazılarını kaleme aldıkları izlenimini vermektedir.

Örneğin CC Forum’da açtığım tartışma konusu olan‚ ‘’Osmanlı Devletinin Göçteki Rolü’’ konusuna katılan arkadaşlar konu üzerinde yazı yazma yerine ‚’’Rusların ya da başkalarının rolü’’ yok mu gibi karşı tezlerle saldırıya geçiyorlar. Rusçulukla vs. suçluyorlar.
Her doğanla Amerika’yı yeniden keşfe gerek yok… Sağlıklı düşünebilen bir insan bir halkın belirli bir güç tarafından zorlanmadan anavatanını terk etmeyeceğini bilmemesine imkan yoktur.. Bunu kabullenmeyen de yok. Ancak göçün bu yönü yeterince irdelenmiştir. İrdelenmeyen yönlerini ele almak ortaya çıkarmak gerekliliğinden hareket ederek açılan konunu üzerinde tartışma yerine saptırmaya kalkmak tartışma yöntemine ters düştüğünü sanıyorum.

Sayın hemşerilerim, diasporada yaşayan insanlarımızın arasında kendi halkının problemleriyle ilgilenen kişilerin sayısı yok denecek kadar azdır. Bu azları bakış açıları ne olursa olsun taktir edeceğimize onları yıpratmak yıkmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Büyük çoğunluğu duyarsız olan Çerkes asıllı entelektüellerle uğraşacağımıza onları kazanmaya çalışacağımıza, Çerkes patriotlarla uğraşıyoruz. Neden acaba?

Yaşamlarını halkımıza bir şeyler verebilmek için çalışan özgün kişiler de kendi aralarında bir birlerini yıpratmak için sanki yarışıyorlar. Lütfen bırakalım bu karşılıklı yıpratmaları. Birbirimizle uğraşırken asimile girdabına daha da dalıyoruz. Bırakalım şu yıllardır sakız gibi evire çevire güzel teorilerimizi bir yana da pratikte ne yapabilecekse yapsın. Gürültü patırtı yerine, doğru bulduğu yolda çalışsın ve ürettiği ürünleri ortaya koysun ve ondan gururlanalım. Çalışan üreten ve bir şeyler yapan yapabilen insanlarımızla uğraşmayalım onları taktir edelim. Dünyada bir halkın tümü aynı düşüncede değildir. Buna rağmen her iki taraf asgarilerde anlaşırlar. Demokrat olmakta budur.

DÇB mi hoşuna gitmiyor. Gitmiyorsa; kur organizasyonunu, tak arkana yığınları. O zaman DÇB de kendiliğinden dağılır ve senin arkana takılır. Eskiyi tamir etmektense yenisini daha sağlam olduğunu hem de daha ucuza mal olduğunu bilmeyen yok.

Soğuktan donan Nartları ateşi getirerek donmaktan kurtaran Nart Sawsırıqo’yu ölüme terk ederek öldürenler yine o Nartlardır