|
|
................... |
|
................... |
PARILDAYAN HER ŞEY ALTIN DEĞİLDİR |
08.05.2009 |
|
Dr. YEDİC Batıray Özbek |
................... |
................... |
Çerkeslerin geleceği sorumsuzca o kadar basite
indirgenir ki, şaşmamak elden gelmiyor. Bir kaç yıl
önce İstanbul’a bir kaç yıl ara verdikten sonra
arkadaşlarımı ziyaret edince ilk sorum
dernek ve derneklerin çalışması üzerine olmuştu.
''Değişen bir şey yok. Güzel giyinin. Ağzınızda güzel
laf eder ve o günün şartlarında biraz da cebinize daha
derin elleyin sizi hemen dernek başkanlığına seçerler.''
Şimdi de DÇB gibi en üst düzeydeki organizasyonumuzun
başına Cem Özdemir’i getirelim diyenler var. Ben bu
yazılanları şaka olarak nitelendirmek istiyorum. Alman
Milletvekili olan Cem’in şahsiyetine diyeceğim yok.
Ancak Çerkesliğe gelince!
Cem Özdemir’i hangimiz, ne derece tanıyoruz ki?
Cem Özdemir nerede ve ne zaman ben Çerkes’im demiştir?
Cem, Alman vatandaşı olarak Alman seçmenler
tarafından seçilmiş Alman Parlamentosu’nun bir
milletvekilidir. Yaptığı yeminde Alman halkının ve
ulusunun çıkarlarını her yerde koruyacağına içeren
sadakat yemini etmiştir.
Cem Adige dilini hiç mi hiç bilmediği gibi, Adige
geleneklerini tarihini de bilmemektedir. Bu şartlar
altında bize ne faydası olabilir ki?
Bu yazılanlar beni yıllar öncesine 1967/68 yıllarına
geri götürdü. Dernek yönetimine senatör Sami
Binicioğlu’nu thamadeler baskı yaparak zorla
seçtirirdiler. Özelliği neydi? Senatör olması. Birde
Avşarlarca kaçırılan bir genç kızımızı buldurarak geri
getirtmesi. Sayın senatör hiçbir YK toplantılarına
katılmadı. İsrail- Arap savaşından sonra Golan
tepelerinden Şam’a göçen Çerkesleri zorlu günler
bekliyordu. Yardım toplamak için bir heyet Ankara
derneğine geldi. Sıhhıye, Menekşe sokakta ikinci
başkanımız sayın Hayri Bozkurt’un evinde toplantı
yapıldı ve Sami beyde katıldı. Sami bey söz istedi ve
şöyle dedi. ’’Ben buraya gelmeden önce sayın
başbuğumuz Alpaslan Türkeş’le görüştüm. Başbuğumuzun
selamlarını iletiyor ve eğer isterlerse hepsini TC’ne
taşıyacağız, diyor diye sözlerine devam etti. Bunun
üzerine avukat Yaşar Bağ söz aldı ve şu soruyu sordu:
‘’Güzel bir teklif kabul ederlerse. Peki getireceğiniz
bu insanları nereye yerleştirmek istiyorsunuz?’’
Gelen yanıt aynen şöyleydi: ‘Onu da görüştük. Doğu
Anadolu’ya Kürtlerin arasına.’’
Hepimiz şaşırıp kaldık.
''Batı Anadolu’ya olmaz mı?''
''Hayır Doğu Anadolu’ya.''
''Teşekkürler Sami bey Şam’da kalsınlar daha iyi
olur'' cevabını başkan Zekiye Kazuk verdi. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|