Dönüş konusunda pek çok
şeyler yazıldı ve daha da yazılacağa benziyor.
Ne acı ki, sütçü beygiri gibi hep aynı konularda dönüp
duruyoruz.
Yok olmamanın tek yolunun dönüş olduğu bir gerçektir.
Ancak:
Dönüş, düş kurmaktan daha ileriye gidememiş,
göçtürülmemiştir. Dönüş duygusallık içinde boğulup
kalmıştır.
Yeryüzünde birkaç kişi hariç hiçbir kimse, ‘’hadi
kalkın dedelerimizin vatanına dönelim’’ gibi patriotca
(adını ne dersek diyelim sonuç değişmeyecektir)
sözlerle, kurduğu düzeni bozarak diğer bir ülkeye
dönmez. Son on beş senenin bilançosu da yukarıda
yazdığımı doğrulamaktadır. Gerçek bu olunca konuya
bakış açısını değiştirerek kökten reformlar yapmak
zorundayız. Hele bizim gibi belirli bir (ulus) birliğe
ulaşamamış toplumlar için dönmek çok zordur.
Toplumlar neden göç ederler?
Önce bu soruya yanıt aramamız gerekir.
Kitlesel göçlerin genelde nedeni; savaşlar, ekonomik
ve politik sıkıntılardır.
Örnekleyecek olursak Türkiye’den Avrupa’ya iş gücü
göçünün nedeni ekonomiktir. İşçi transferinden en son
ve en az yararlananlar da Adigeler olmuştur. Ne ilginç
ki, Almanya’da ilk iş krizinden etkilenerek Türkiye’ye
dönenler de yine Adigeler olmuştur. Herhalde bu
yazdıklarım, sizleri düşündürecek ve kendimizi
tanımada yararlı olacaktır.
Dönüş için ne Adigey’deki insanlarımız hazır ne de
diasporadaki.
Dönüş her iki tarafa sormadan, onlara neden dönüşün
gerekli oluğunu benimsetmeden inandırmadan yola
çıkılmıştır. Elinizi kalbinize koyarak bir düşünün.
Hangimiz ailelerimize kardeşlerimize benimsetebildik
ki? Dönüşün propagandasını yapan arkadaşlarımızdan kaç
kişi döndü? Anavatana göç edip, tekrar TC’ye dönenler
olmadı mı?
Dönenlere yardım etme amacıyla, Adigey Cumhuriyeti’nde
kurulan kurumlar da maalesef yeterince konuyla
ilgilenmemektedirler. Örneğin Eylül ayından bu yana,
resmi ya da sivil tek bir kuruluş kapımı çalıp bırakın
‘’zorluklarım var mı yok mu’’ diyerek sormalarını, hoş
geldin fesapşı bile dememişlerdir. Yaptığım
soruşturmalara göre kimseye de sorulmamıştır.
(Kosavalılar hariç.)
Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin (Suriye,
Ürdün vs gibi) aralarında ikili antlaşmalarla dönüşe
politik ve yasal dayanaklar kazandırılmadan, dönüşün
hiçbir şansı yoktur. İş, konut ve kazanılan sosyal
hakların sözleşmelerle karşılıklı olarak tanımadan
dönüş yerinde sayacaktır. |