Barış
içinde yaşayan Nalçik birden bire kana bulandı. Suçluların
yanı sıra suçsuzlarda yaşamlarını yitirdiler. Avrupa
gazeteleri olayları çok çeşitli şekillerde yorumluyorlar.
. Ekonomik dengesizlikler
. Etnik çatışmalar: Balkar-Kabardey
. Politik görüş ayrılıkları
. Şeriat devleti kurmak isteyenler.
. Milliyetçilik akımları
. Çeçenlerin savaşı tüm Kafkasya'ya yayma planları.
. Clan düzeni.
. Rüşvet
Şamil Basayef 'Kavkaz Center' sitesinde 17 Ekim tarihinde
yaptığı basın açıklamasında olayı üstlenmiş. Yaptığı
açıklamada 217 kişi tarafından operasyonun geçekleştirildiğini
ve 140 yerli hayatını yitirdiğini, 160 kişinin yaralandığını
ve üç helikopterin yok edildiğini belirtti. Kendi saflarında
sadece bir kişinin İnguş Emir'i Gorchkhanov'un öldürüldüğünü
söyledi. Saldırıda sadece bir saldırganın yaşamını
yitirdiğinden hareket edince açıklamalar güvenirliğini
yitirmekte. Açıklaması da suçsuz yere dolaylı ya da dolaysız
olarak öldürdükleri insanlara karşı üzüntüsünü belirten bir
ifadeye bile rastlanmıyor.
Yine Basayef ''Kabardey’de eski cumhurbaşkanı tarafından bazı
camilerin kapatıldığını'' neden olarak göstermektedir. Basayef
aklınca kimi cezalandırdı? Cami kapatanı mı yoksa camiye
gidenleri mi? Sizin bu mantığa aklınız erdi mi? Saldırıya
uğrayan resmi binaların arasında uyuşturucu yani narkotik ile
mücadele binası da var. Neden acaba? Yine yazılanlara
bakılırsa baskında yaşamlarını yitiren saldırganların etnik
yapılarının; Kabardey, Balkar, Çeçen, Arap, Tatar vs.
olduklarıdır.
Kabardey-Balkar devleti Çeçen savaşından sonra on binlerce
Çeçen'e kucak açarak ülkesinde barındırmış ve elinden
geldiğince mültecilere yardım etmiştir. Zengin Avrupa
devletlerinin asla yapmayacakları bir cömertlikle, devletin
gelir kaynağının temel direği olan sanatoryumları ve otelleri
mülteciler için açtılar.
Mültecileri yedirip içiriyorlar, giyindiriyorlar.
Yıllardır milyonlarca dolar Kabardey Balkar devletinin zararı
olmaktadır. Nalçik’e gidenlerin bildiği ve kaldığı en yeni
otel olan Nart otelini de Çeçen mültecilere vermişti. İki yıl
önce gittiğimde otel bir harabeye dönmüştü.
Peki bu suçsuz Çeçenler Nalçiklilerin yüzlerine nasıl
bakacaklar acaba? Teröristler bunu da mı düşünemediler? Yoksa
provokasyon mu yaptılar, yerli halkla mülteci Çeçenler
arasında huzursuzluk çıksın diye. Kabardey.Balkar halkının bu
türlü provokasyonlara aldanmamalarını bekliyoruz. Terörle
baskıyla hiçbir inanç ve ideoloji kimseye benimsetilemeyeceği
gibi amaçlarına ulaşan da yok.
Diasporada teröre gizli ve açıktan alkış tutanlarında olduğunu
duyuyoruz. Ölenler, öldürülenler acı çekenler kendileri değil.
Masa başında kalemleriyle provokatörlük yapmak çok kolay.
Sizlere sormak istiyorum, yeryüzünde kaç Çeçen, şeriat
devletinde yaşamak isteyecek ki?
Ben bir Adige olarak asla.
Genelde başkalarının maryonettesi olan terör hareketleri
hiçbir zaman başarılı olmamış ve olmayacaktır.
Gerçekten halkını sevenler derhal barış antlaşmalarına
oturmaları gerekir. Hatta bu barış için halkını ve milletini
sevenler kendi kafalarını giyotinin altına da koymaları
gerekir. Yoksa zaman maalesef Çeçen halkının aleyhine
çalışmaktadır. Yanlış gurur anlayışıyla, yanlış kahramanlık
anlayışı geçmişte olduğu gibi günümüzde de Çeçen halkının ve
daha sonra diğer halkların sonunu da getirebilecektir.
Sorumluları da Çeçen teröristleri ile onlara alkış tutan
diasporada ki tutucu Kafkasyalılardır.
Dünyadaki tüm devletler; başta USA olmak üzere bu ve benzeri
eylemleri kınamaktalar ve destek vermemektedirler.
Bu nedenle yazıma yakın tarihten canlı bir olayla; ''anlayana
sivrisinek saz anlamayana davul zurna az'' diyerek
kommentarsız son vermek istiyorum.
Çekoslovakya’da 1968 yılında halk ayaklanmasını Varşova Paktı
ülke askerlerince 21 Ağustos 1968’de bastırıldıktan sonra,
Alexander Dupçek ve arkadaşları Moskova’ya çağrılır ve önüne
konulan belgeleri imzalaması istenir. Dupçek tüm zorlamalara
rağmen imzalamak istemez. En sonunda sabrı taşan Brejnef
Dupçek'e dönerek;
- Sascha (=Dupçek), iyi dinle beni. Prag'a askerlerimizi
göndermeden önce ABD cumhurbaşkanı Johnsohn'la görüştüm. Ona 'Yalta
antlaşmaları daha geçerli mi?' diye sorunca, 'evet geçerli'
cevabını aldıktan sonra Prag'a askerlerimizi gönderdim. Sana
ABD yardım etmedikten sonra kim yardım
edecek? Kimden yardım bekliyorsun? At şuraya imzanı!
Başka çıkar yol bulamayan Dupçek kapitülasyon belgelerini
imzalar.
Almanca ve İngilizce bilenlerin Geheimdienste und Weltfrieden
(Gizli Örgütler ve Dünya Barışı) adlı makaleyi okumalarını
bilhassa tavsiye ediyorum. |