...................
...................
DÇB’NİN İLK KONGRESİNDEN
SONRAKİ ANILARIM  -1

04.02.2006

Dr. YEDİC Batıray Özbek
...................
...................
Kongreye katılan tüm delegeler ve dinleyiciler, 21 Mayıs’ı yas günü olarak kabul etmişlerdir. Bu gün, yani 21 Mayıs 1864’de Rusya'ya karşı teslim olduğumuzu gösteren sözleşme imzalanmıştır. Bu acı günün anısına tüm Çerkesya’da çalışılmamış ve resmi tatil günü olarak hükümetlerce de kabul edilmiştir. Tüm Çerkes kentlerinde ve köylerinde bu günü anma törenleri düzenlenmiştir. Kongreye katılan delegeler de Nalçik kentinin stadyumuna giderek bu acı yas günü 50 bin kişinin katılmasıyla anılmıştır.

Her ülkeden gelen delegeler adına birer temsilci kısa bir konuşma yapmışlardır. Almanya temsilcileri adına Dr. Batıray Özbek konuşmasında, kısaca, Almanya'da 20-30 bin civarında Çerkes olduğunun tahmin edildiğini, hepsisinin Almanya’ya çalışmak amacıya çoğu Türkiye’den olmak üzere bir çok devletlerden geldiklerini, ekonomik yönden  sıkıntı olmadığı ancak Çerkes’i Çerkes yapan özelliklerimizin yok olduğunu , dilimizi adetimizi çocuklarımıza öğretemediğimizi, bu amaçla dernekler kurulduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etmiştir; ''geçmişi unutmayalım. Geçmişten ders alalım. Yas tutarak acınarak bir yere ulaşamayız. Her millet az çok bu tür felaketlere uğramıştır. Ancak biz bundan ders alarak, tarihte yaptığımız hatayı düzeltelim ve anavatanımıza dönelim. Bu iş için bize yardım edin.

Gelecekte bu tür hataları tekrarlamamak için mücadele edelim. Kongremiz bunun başlangıcını çok güzel bir şekilde atmıştır. Bu güzel yolda hepimiz beraberce yürüyelim. Hepinizi Almanya’da yaşayan Çerkesler adına federasyonumuz nezdinde selamlarım. "

Aynı gün Nalçik şehrinde delege ve delege olmayan diğer hemşeri ve binlerce Adige’nin katılmalarıyla,' Kafkas - Rus savaşında şehit olanların ve ünlü tarihçimiz Sore Negumo' nün anılarına iki abidenin temelleri atılmıştır. Kongreye katılan  delegeler 23 mayıs günü, bir otobüs ile Nalçik'ten hareketle, Kabardey devleti trafik polislerinin refakatinde Karaçay Çerkes Cumhuriyetine hareket ederler. Sınırda trafik polislerinin eskortesi değişerek Çerkessk şehrine doğru hareket edilir.

Çerkessk şehri yakınlarında, yolun çok kalabalık bir gurup tarafından kesildiğini uzaktan görünce, önce ne olduğunu anlayamadık Ancak refakatçilerimizden ve rehberlerimizden Türkiye'den dönerek yerleşen  Mimar Mühendis Nihat Bidanıko,  ''sabah saat sekizden beri bizi bekliyorlar'', dedi. Saatlerimizin 15.00 olduğunu görünce, heyecanlandık. Anavatanda yaşayan, on parmaklarını vatan toprağına saplayarak,'' 127 sene bu toprakları her türlü, yokluk ve felaketten koruduk. Şimdi gelin alın toprağınızı! Sizler için koruduk. Dönün, sahiplenin dünyanın en güzel topraklarına'' diyorlarmış gibi geldi bir an bana. Tüm delegelerin  gözlerinden yaşlar gelmeğe başladı. Otobüs durunca kutsal çalgımız mızıkanın tatlı nağmeleriyle otobüsten inmeğe başladık.
Herkes herkesi yaşlı genç, dede, nine kucaklıyordu;

Hoş geldiniz evinize.
Hoş geldiniz topraklarınıza.
Size misafir demiyoruz.
Çünkü bu toprakların sahipleri sizlersiniz, diyorlardı.
Herkes ağlıyordu. Acaba bu gözyaşları sevinçten mi yoksa kavuşmaktan mı?

Misafirlere haluje ve Adige helvası ikram edildikten sonra, geleneklerimizin icabı kısa bir düğün yapılır. Arkasından kurbanlar kesilir ve Abazin asıllı hocanın nezdinde dua edilerek tekrar otobüslere binilerek, Çerkessk şehrine hareket ettik.