DÇB
ile ilgili forumda verilen internet sayfasına girince
daha önce Marje’de yayınlanan yazının kaynağı da
anlaşılmış oldu. Büyük bir ilgi ve hayretler içinde
okudum. İlginç, ilginç olduğu kadar düşündürücü bir
yazı dizisi. Kimsenin cevap vermemesinin nedenini
şimdi anladım. Yazı dizisini hazırlayanların
perde arkasında kalmayı yeğlemelerinden olsa gerek.
Çok profesyonelce hazırladıklarını sandıkları DÇB
dosyasında, KGB ya da FSB’nin koridor ve odalarında
konuşulanlardan ve dosyalarında yazılanlardan
haberleri olduğunu iddia ederek yazan bu kişiler acaba
kendileri hangi kuruluşlarla beraber çalışmaktadırlar?
KGB ve devamı olan FSB’nin kapıları han kapsı mı oldu
acaba, ne dersiniz? Yoksa kendileri de ya sözlerini
ettikleri ya da benzeri daha başka organizasyonlarla
beraber mi çalışıyorlar?
DÇB’nin tüm üyelerine kulp takan, sataşan kısaca
kendilerinden ya da kendi yaptıklarından ve
yazdıklarından başkasını, temiz ve doğru bulmamak
ruhsal dengesizliğin ve rahatsızlığın belirtileridir.
İşin en ilginç yani DÇB’nin sadece Adige kökenli
üyeleri hakkında karamalar yapılarak bir şeyler
yazıldığıdır. Bunun nedeni çok açık. Tüm yazıyı
okuyunca kin dolu güzel cümlelerden oluştuğunu
görebiliyoruz ve bu da düşündürücü.
1. hata:
DÇB’nin Şenıbe Yura’nın başkanlığını yaptığı Dağlı
Halklar Konfederasyonu’na karşı KGB tarafından
kurdurulduğu.
Tamamen temelsiz mugalata bir iddiadır. Çünkü
Hollanda Den Allerding Eğitim Tesisleri’nde 4-6 Mayıs
1990 yapılan bir eğitim ve öğrenim seminerinde
duygusal olarak ortaya atılarak kurulmasına
karar verilmiş olan DÇB’nin KGB’nin kurdurduğunu
yazmak bilgi noksanlığından ya da art niyetlilikten
kaynaklanmaktadır. DÇB’nin kurulmasına sizlerin KGB
ajanı olarak nitelendirdiniz Kosta Efendiev ve
Anatol Kodzok karşı çıkarlarken, Kabardey Adige
Xase’den katılan ünlü şairimiz Nalo Zawır kurulmasının
isteyen en ateşli taraftarı idi. Ünlü edebiyatçımızın
Şenıbe Yura’nın o yıllarda en yakın mesai arkadaşı
olduğunu da burada yazmakta yarar var.
Hollanda’daki toplantıya Şenıbe Yura ve yakın arkadaşı
Nihat Bidnıko’da davetli idiler. Vizeleri
geciktiğinden katılamadılar. Devamlı olarak
telefon görüşmeleri yaptım ve bu kuruluşu
desteklediklerini söylemişlerdir. Bu da Karaçay-Malkar
sitesindeki iddiaları çürütmektedir.
Şenibe Yura’ya, Dağlı Halklar Konfederasyonu’nun KGB
tarafından kurdurulduğunu iddia edenler de var.
Örneğin Naira Gelaschwili. (Georgıen Eın Paradıes ın
Trümmern.) Çünkü Abhazya gönüllülerinin önlenmeden
toplanması, sınırlardan kolayca geçmesi vs. iddiaları
kuvvetlendirmektedir.
Ayrıca Moskova’da tutuklanıp yine Moskova’daki
hapishaneden “kaçması!“, kaçtıktan sonra kendisinin
aranmaması ve Nalçik Üniversitesi’nde görev verilmesi,
Çeçenistan olaylarında pek aktif çalışmaması bu
teorileri kuvvetlendirmektedir. Hapishaneden
kaçırılınca RF dışına mı gitti ki, kendisi tekrar
yakalanamadı?
Ankara’dan sonra Ürdün Amman’da yapılan ikinci
uluslararası kültür haftasında sayın Şenibe Yura öyle
bir konuşma yaptı ki, pek çok kişi şaşırıp kaldı.
Konuşmasında, sakın geri göç etmeyin, demek
istercesine Kafkasya’yı bir cehennem olarak
göstermişti. Kültür haftası süresince Şenıbe Yura ile
beraberdik ve DÇB hakkında rahatsızlığını
belirtmediği gibi memnuniyetini dile getirmiştir.
2. Kalmık Yura
Kalmık Yura’nın kendi istemediği halde seçilme
iddiası da tamamen uydurmadır. Aynı masada, beraber
tüzük hazırlayanlardan biri de odur ve tüzükte bir
hukukçu olarak son sözü söyleyen o olmuştur. DÇB
başkanı olarak teklif edilince eğer istemeseydi
seçimi kabul etmeyebilirdi. İddia edildiği gibi
istemeseydi İkinci kongrede başkanlık teklifini
kabul etmezdi.
Dünyanın hangi devleti acaba sivil toplum
organizasyonlarına kendi adamlarını katmıyor acaba?
Hem de kendi içimizden birilerini görevlendiriyorlar.
Karaçay-Malkar sitesinin DÇB’ye karşı olması ve onu
yıpratmaya kalkması da olağandır. Ancak demokrasi
kisvesi altında DÇB’yi karalaması ve buna bazı Adige
ve Abhazların da destekçi olması anlaşılır değil.
Karaçay Çerkessk’e yerleşen Ünal Nartok’a yaşama şansı
vermeyenler ve Nalçik’e giderek yerleşmeye zorlayanlar
kimlerdi acaba?
KGB mi yoksa K… mı? |