Sevgili dostlarım, bugünlerde
“Fransızlar dinimize el ve dil uzattılar!“ diye her
yerde kıyamet kopuyor! Aman Tanrı’m, bu ne şiddet ne celal?
Arkadaş, birileri “Tanrı yok“ derse “yok“ veya “Tanrı
var“ derse “var“ mı olacak?
Korkma, Tanrı kendisini savunur ve yasalarına
karşı gelenleri ıslah edebilecek güçtedir. Sen beşer
olarak, yaptığın yasa ve kanunları çiğnetmiyorsun da, Tanrı mı
çiğnetecek? Ayrıca yine sen, daha önce ve hatta şimdilerde
bile “Gayrimüslim” insanlara ve senin inancında olmayan
milyonlarca insana “Gavur” diye aşağılamıyor musun? Bizim
Diyanet İşleri Başkanlığı’mız yok mu? Bu kurum orada
dururken, neden sokaktaki insana bu tarz söylemlere yanıt vermek
görevi düşüyor?
Şimdi birileri “Sana ne oluyor?”
diyebilir!
Bana ne oluyor biliyor musunuz? Cehaletin hakim
olduğu yerde ve zamanda yaşadığım için tekamül imkanlarından
mahrum kalmanın sıkıntısını yaşıyorum. Sıkıntım bundan.
Şimdi sözüm dildaşlarıma;
Bir kısım kardeşlerim;
Çerkeslerin, dil, din, inanç ve sosyal varlığını yüz elli senelik
sanıyorlar. Veya kanun ile kendilerine verilen soyadı, kadim
varlıklarının parçası gibi algılıyorlar. Çok enteresandır, yine
bazı kardeşlerim “Köyümüzdeki Çerkes aile sülaleri adıyla Türkçe
soyadlı aile isimlerini veriyorlar. Örneğin,”Kuş, Tosun, Kuzu,
Aslan, Kumru, Filiz aileleri vs.
Elbette ki, yüz elli yıldır içinde
bulunduğumuz ve üstünde yaşadığımız bu topraklar vatanımız, halkı
da kardeşimizdir. Bunda bir sıkıntı yok. Onun için Türk Kurtuluş
Savaşı’nda, Çanakkale’de ve Sarıkamış’ta toprağa düşenlerden
olduk. Yine oluruz. Bizi besleyen, okutan mevki sahibi yapan bu
Türk ulusunun siyasi kimliğinin bir parçasıyız. Ne var ki, bu
durum kültürel kimliğimizin ” ”inkar”ını zaruri kılmaz.
İnanç; inananla inandığı ”şey” arasında bir meseledir.
İnsan her inancı benimseyebilir. Ama inanç mensubiyetin
öznesi değildir. Sen Çerkes insanı olduğun için, her hangi
bir inançtansın. Ama her hangi bir inançtan olduğun için Çerkes
insanı değilsin. Örneğin bir Arap, Arap insanı olduğu için
Müslüman’dır veya başka bir inançtandır.
Yukarıda kısmen
değinmiş olmama rağmen birkaç cümle daha eklemek istiyorum. Nerede
bizim anlı şanlı “İslam Birliği Teşkilatı”, “Din
Alimlerimiz” nerede? Her akşam televizyonlarda gümbür gümbür
tartışan bu yüce değerlerimiz neden Fransızlara Sure- Sure,
Ayet-Ayet Kuranı Kerim’in evrensel bir din olduğunu, onların
anlayacağı bir dil de anlatmazlar?
Anlatıyoruz ama onlar anlamıyorlar
veya anlamak istemiyorlar mı diyeceksiniz?
O halde, onlara “şöyle
İslam coğrafyasına bir bakın, bakın ki ne kadar mükemmel, çağdaş
ve uygarlık düzeyinin ötesinde olduğumuzu görünüz” deseniz, O
İslam düşmanı “Gavurlar” titreyip kendilerine dönüp “Aman biz
yaptık, siz yapmayın, biz yanlış anladık ve sizleri anlayamadık,
özür dileriz” diyeceklerdir!
ANNELER GÜNÜ İÇİN
13.05.2018
Нобэ
Анэхэм Ямахуэщ,
Я пэ
рауэ Зынывохьуэхьу си шыпхьухэ!
Дижагъуэ зэрыхъунщи, Анэ гъэфIэныр и лъэсым “Зы” махуэкьым. “Анэр
нэм хуэдэщ.”
Адыгэ псалъэжьщ. нытIэ, нэр зымахуэ кIэ Iухауэ, Адрей махуэ хэм
нэфщ?
Анэр, нэмэ; Анэхэр нэхущ.
Анэ псори тхьам кьыт хуийхьумэ
Али Чурей
|