Sevgili dostlarım, bundan böyle sadece kendimce önemli bulduğum
bazı sözcüklerin dilinden konuşacağım. Bugünkü sözcükler; Tiyatro,
Teras ve Teorem.
TİYATRO Var mı bunu duymayan?
Ömründe bir kez olsun
tiyatroya gitmemiş insanımız bile duymuştur. O halde, yani gitmiş
veya gitmemiş muhabettini bırakıp bir soru ile konuya girelim.
Biliyorum ”Bir bu kalmıştı!” hatta “Çerkesce olmamış olsaydı pek
çok nesne ve olay isimsiz kalacaktı. İyi ki varsın ve vardın
Çerkesce?”vs diyenleri. Vallahi ben de sizinle aynı düşüncedeyim!
Ne yani, varsa yoksa Çerkeslik ve Çerkesce! Bıktım ve bıktırdım.
Ama hani ne dersek diyelim “Dünya yuvarlak ve dönüyor”misali,
sizler ne derseniz deyiniz, vallahi, bugünkü adıyla Çerkes, o
günün adıyla Hatti-Hitit. (Ht) ve Hattice, üç bölgeye egemendi.
Kafkasya, Küçükasya ve Mezopotamya coğrafyası.
Şöyle
Anadolu ve Kafkasya’da küçük ve dar bir gezintiye çıkalım;
Anfi-Tiyatro kalıntılarına rastlarız. Örnek olsun diye; Kars’ın
içinden çıkın, batıya doğru Kümbetliye gelmeden önce, Çukur
Tabya tabir edilen yere doğru sapın, 200-300 metre sonra
eskiden askeri tabirle anılan yerin içinde çok enteresan bir
Anfi-Tiyatro sahnesi ile karşılaşacaksınız. Ben 1973 yılında orada
görev yaparken, amirimden izin alarak temizletmiştim. Ama ne yazık
ki, tüm tarihi eserlere genel bakışımızın istisnası olamadı. Ama
merak eden, Kars’lı kardeşlerim olursa, yerini net olarak
tanımlarım.
Neden bunu örnekledim?
Şunun için;
Hatti-Hititler ve Anadolu’nun
diğer kadim halkların
tiyatro ve sanat anlayışları, ne eski Yunanla ne de Roma veya
bilinen bir başka halkla başlamadı. Yani milad, ne eski Yunan ve
ne de eski Roma’dır. Yer ve sahne ile kostüm farklılıkları kimine
veya kimlere göre daha tekamül etmiş görünebilir. Ama,
“öz”değişmedi. Yani, “sunumu”.
Sevgili dostlarım, sevdiğim
ve hatta içten içe takdir ettiğim, bazı soydaşlarımın, nedenini
anlayamadığım, tepkileriyle karşılaşıyorum. Daha çok telefonda
veya karşılaştığımda muhatab olduğum şey, “Sen çok Çerkescisin.
Onun için çok şeye farklı mantıkla
yaklaşıyorsun.” vs. Elbette; haklı oldukları hususlarda var.
Örneğin; “izdivaç” meselesi. Ama değindiğim ve işlemeye
çalıştığım “sözcükler” ve konular hakkında, varsa anti
teziniz, sözle değil, yazılı ve belgeli olarak sununuz ve bana da
yardımcı olunuz. Yoksa kapı arkasında veya duvar ötesinde havaya
sallamayınız. Ben; ‘’Lan dur’’dan; Londra.
‘’Ne yaygara’’dan Niyegara
üretmiyorum! Hele hele,”Kastamonu” ismini bazı Kastamonulu
dostlarım gibi; bir Türk gencine aşık olan Kastamonu tekfurunun
kızı “Moni”nin kendisini oyalamasına kızıp “Kastın ne
Moni?”den Kastamonu türetmiyorum.
TERAS Toprağı
ekim için yeterli olmayan yerleşim yerlerinde bulunan insanların,
bulundukları yeri dikime ve ekime elverişli hale getirmek için
düzenledikleri, kademeli bir arazi parçasıdır.
TEOREM
Üçüncü sözcük teorem ise, kanıtlanması gereken bir iddianın
ifadesidir.
Söz konusu her üç kavramın, sözlük anlamlarını
veriyorum.
TİYATRO:
İtalyanca ”Teatro”, sahne gösterisi. Fransızca Theatre. Eski
Yunanca Theatron. Seyir yeri. Seyretmek.
TİYATRO:
Тиятэ-р
Чапэм
Еджыхы
Тиятэ-р
Чапэм
Кьыджие
Anfi tiyatırın (tiyatro) sahne düzeninin
nerede ve nasıl olduğunu hatırlayınız.
TERAS:
Fransızca,Terrase,Terraceun
Avlu. Eve bitişik toprak düzlük.
TERAS:
Тэсэн -
Тырейсэ - Хэсэн - ХэтIэн
Трепхъэ - ТрейкIутэ
Тес - ЧIэрыс – Щıэс
TEOREM Teo:
Fr.theo.İng.theo= Tanrıya veya adına ilişkin.
Teokrasi: Tanrı
devleti.Ruhban sınıfının egemen olduğu düzen.
Teoloji: Fr.Tanrı
bilim.Din bilim.Teo+Loji.
Teorem: Fr.Teoreme.
Kanıtlanması gereken önerme.Eski Yunan,Teorema.Gözetlenen şey.
Teori: Kanıtlanması
gereken bilimsel görüş.E.Yun.Theoria-Görüş.Bakış.Gözlem.
Kaynakça: Sözlerin Soy Ağacı, Sevan Nişanyan, Çağdaş Türkçenin
Etimolojik Sözlüğü.
Sevgili dostlarım, bu kavramın, yani; “Teorem”in
anası, çekirdeği, özü ve sözü “Tha”dır. Ne kadar
kıvırırlarsa kıvırsınlar, ne kadar eğip bükerlerse büksünler, ”öz”sağlamdır.
Kısaca “İnsan Olan Baba-Baba İnsan”dır. Baba İnsan (
THA-TI-HA) kendini sorgulayan, bir ötesini arayan ve evrenin
sonsuzluğunda taht kurup, yücelen, kutsallaşan ve egemen olan
Baba! Tha-тхьа
hangi dilde nasıl telaffuz edilirse edilsin, “Tha”
ana çekirdek. Ve anlamı yok edilemiyor.
Dostlarım, konuya
obje olan bu kavram sözcükleri
biraz daha derinlemesine arar ve araştırırsanız, karşılaşacağınız
bir tümce vardır: “Evet, bu kavramların ana kaynağı eski
Anadolu dilleridir.”
Şimdi, Abezexe
Adigecesi ile bir çekim
yapalım.
TEKİL |
ÇOĞUL |
СэIo
(Söylüyorum.
İddia ediyorum. -Tez) |
ТэIо
(Söylüyoruz.
İddia ediyoruz.) |
OIO
(Söylüyorsun.
İddia ediyorsun.) |
Щъоıо
(Söylüyorsunuz. İddia ediyorsunuz.) |
ЕIO
(Söylüyor.
İddia ediyor.)
|
Аıох
(Söylüyorlar.
İddia ediyorlar.) |
Neyi, niçin, ve neden ?
KISA NOTLAR:
1) Ben
Maykop
Adigecesi yazı dilinin
bazı harflerini hatırlayamadığım için, bu Maykop Adigece’sinin
uzmanı Sayın Alaattin Bayram kardeşim imdadıma yetişti. Kendisine
teşekkür ederim.
2)
Sevgili dostlarım, iddialarım eksiği, hatası, kısaca günahıyla
sevabıyla bana aittir. Bu hususta lütfen doğrularınızı veya doğru
bildiklerinizi, gerekçeleriyle yazınız.
3)
Псымрэ - псэмрэ
Льымрэ – лымрэ
ЗэрызэхуэкIуэр
УмыщIэмэ
ЗэрызэкIур
Дэуэ Мыгьуэ
ПщIэн!
Гъуэгумахуэ !
|