Sevgili
dostlarım,
Dillerin oluşumu, gelişimi ve yaşamı hakkında
bilim; net, açık ve anlaşılır bir bilgi ve belge sunamadı. Ve
halen sunamamaktadır. Dil, insanların anlaşabilmeleri için en
başat vasıtadır. Bu nedenle;
Sözcükler,
Dil okyanusunda
Kulaç atarlar.
Zaman, zaman
Balık yakalar misali;
Birilerinin oltasına
Takılırlar…
Canlı olanlar,
Ayıklanır ve de
Saklanırlar…
Onlarda, yani “sözcükler”
Okyanusu unutup,
Aslını inkar ederler.
Zaman gelir, birileri;
Onların kökenini
Merak eder…
DNA testine tabi
Tutup,
Aslını
bulurlar…
Ama, evlatlıklar gibi,
Öz Annelerine
ve de
Babalarına yabancıdırlar…
Artık “ Onlar”
Ne yazık ki tutanın
Elinde kalırlar…
Tıpkı MAZE,
AZE ve
Protemeus gibi
Ve hatta Spartaküs?
Bazen NİSATUN
Olup, Hitit’te “Vergi”
Adigece’de NISITIN
Olurlar.
Kim bilir, belki de
Tümü, bir gün
Kendi evine dönerler!
NOT 1:
Çerkesce’de “Yazı-Yazmak” kavramları için;
Тхы: Yaz – Emir kipi.
Aynı zamanda coğrafi bir
isimdir. Тхын: Yazmak
Тхылъ: Kitap ТхылъымпIэ: Üstüne
yazılan; kağıt veya herhangi bir obje Тхыгъэ:
Yazılı - Belge Тхыдэ: Tarih
Таурыхъ: Söylence - Mitos IуэрыIуатэ – Псысэ:
Masal - Nakil
NOT 2: ‘Tevrat’ sözcüğünün, etimolojik
kökeni hakkında bana yardımcı olursanız sevinirim. Ayrıca, ‘İbrani’
sözcüğü, Hz. İbrahim’e inananlar anlamında ise, Hz. İbrahim’in
anadili ve ona inanların anadilleri hakkında bilgi ve belge
sunanlarınız varsa onları da bekliyorum. Acaba, Hz. İbrahim’e
inananlar, Marksist terminolojisi benzeri ortak bir
terminoloji mi oluşturmuşlardı?
|