Sevgili dostlarım,
Bu sanal
alemde, gerçek
arkadaş, dost ve kardeş olmak, hayal gücümü süslüyor. Daha çok
sevmek ve daha çok yakın
olmak,
heyecanı içinde,
habire
yazmak istiyorum. Bu
arada, kendi
kendime “Şu iş, aş, güç ve zaman darlığında, çoğu kimsenin
ilgi alanına girmeyen, veya girmeyecek olan, konularla
sevenlerime saygısızlık mı yapıyorum?” diye hayıflanıyorum.
Sizlerde, üstün insani
duygularla, bana
teşekkür edince, daha mı çok azgınlaşıyorum? Lütfen, bu
konuda samimi duygularınızı paylaşın.
Ben, her
birinize yürekten teşekkür ediyor, sizleri üzecek en ufak bir
söylemde bulunmak istemiyorum. Çok önceleri, tanıma
fırsatı bulduğum, kardeş,
arkadaş ve dostlarıma da zaman, zaman, telefonla teşekkürlerimi
iletiyorum. Ama, daha az tanıdığım kimselere de bu vesile ile en
içten teşekkür ediyorum. Benimle
arkadaş, yoldaş
ve kardeşliği kabul ettikleri için.
Bu arada, CircassianCanada’ya (CircassianCenter) özellikle
teşekkür ediyorum. Yazılarımdaki
konunun
özelliği, niteliği ve içeriğine uygun görüntüleme
fotoğrafları inanılmaz bir seyyal zeka ürünü.
Tebrikler.
Sevgili
dostlarım, bundan
böyle “uzun” yazmamaya gayret edeceğim. Haklı
olarak özel eleştiriler
alıyorum. Ne var ki, bazı “kavramların” kavranılabilmesi
için, ister istemez uzayabiliyor.
Sevgili
dostlarım, gerek
kitapçıklarımda ve gerekse çeşitli yazılarımda bir şeyin altını
kalın kalın çizdim. Ve de çiziyorum. “Ben bilim insanı
değilim. Sıradan bir kamu emeklisi yurttaşım. Hiçbir
titrim yok.
Sadece ve sadece
Çerkesce’nin
her lehçesini ve
ağzını kendimce çok iyi (pekiyi değil) bildiğimi sandığım için, bu
dille; dildaşlarıma bir ‘’Dil Yemeği’’ sunmaya
çalışıyorum. Bu konuda “dilimi eşek arası
soksun!” da
diyemiyorum. Fakat acı bir ‘’Dil Yemeği’’ de vermek
istemiyorum.
Sevgili Öner
Yılmaz kardeşim, ilginize,
bilginize ve de samimi önerilerinize teşekkür ederim.
Sağolunuz,
varolunuz.
Sevgili
dostum, hani
Adige
köylerinde genelde büyükbaş hayvanların barınağı sayılan ve adına
“во-бо” (Kabardey
lehçesi) denilen
yerler vardır. Bir de at ve
koyunların barınakları
vardır. “Шащ“ ve
“чэт”
“KET” ketlerde koyun gübresinden üst üste katmerli tabakalar
oluşur, onlar delindiğinde oradan çıkan nesneye “гъуэз” adı
verilir. Ben, bu
sözcükle “gaz –
газ” arasında
bir ilinti aramıştım, hepsi o kadar.
Sevgili
dostlarım, her
halkın dili, kendisinin kutsalıdır ve saygı değerdir. Onun
tarihsel gelişimi ve
oluşumu, bilimsel
verilere uyuyorsa, ve de belgeleniyorsa ne
söylenebilir. Güneş-Dil Teorisi
de bu anlamda değerlidir.
NOTLAR 1) Ben,
Hatti
- Hitiler ile ilgili bilgi ve belgeleri tarihsel varlığımız
ve insanlığa sunabildiğimiz ortak değerlerin bilinmesi,
yaşatılması ve onların ileriye taşınabilmesi hedef ve amacındayım.
2)
Bir
dilin yok
olması, sadece “O” dilin yok olması ile sınırlı değildir.
İnsanlık tarihinin
de bir parçasının yok olmasıdır.
3)
Her
hangi bir
canlı türünün, “yok oluyor” gerekçesi ile ayağa kalkan
insan vicdanı, bir insan dilinin halkı ile birlikte “yok”
olmasına nasıl duyarsız kalabilir?
4)
Rahmetli Sayın
Ömer Büyüka,
General İsmail
Berkok ve
Sayın Kazım Mir’in çalışmaları bana kılavuzluk etmiştir. Doğru,
eksik, hatalı veya
muhayyel de olsa
saygı duyuyorum. |