Sevgili dostlarım,
Bana soruyorlar “Çerkesler tarih içinde yazı kullandı mı?” diye.
Bu konuda kitapçıklarımın genelinde kendimce ziyadesiyle bilgi ve
belge sunduğunu sanıyorum. Ama demek ki, ya gözden kaçtı veyahut
zaman bulup okunamadı. Kısaca hatırlatma kabilinden bir defa daha
yazıyorum. Çerkesce okuması yazması olanlar için sorun yok. Ancak
Kiril alfabesini bilmeyenler ve buna rağmen Çerkesce bilenler
içinse iş daha da kolay. Çünkü kullandığım Çerkesce sözcükleri
mutlaka duymuştur ve hatta güncel yaşamında sıkça kullanırlar.
Onlarda şudur;
Kağıt (veya üzerine yazı yazılan nesne): ТхылъымпIэ - ТхылъыпIэ
Yazı (ideogram-hiyeroglif-resim): Тхыгьэ Yazmak
(ideogram-hiyeroglif-resim): Тхын
Kitap (ideogram-hiyeroglif-resim): Тхыль
Tarih (ideogram-hiyeroglif-resim): Тхыдэ
Sevgili dostlarım, bir halkın dilinde;yukarıdaki örnekler gibi
tamamen “yazı yazmak” üzerine kullanılan bu sözcükler mevcut olup
da “yazı” kullanılmamış olması mümkün mü? Hele bir de “Тхыпкьэ”,
yani kalem anlamında kullanılan bir sözcük var ki konu tartışma
götürmez.
Sevgili dostlarım, şimdi sizlerden: ''Tamam Ali Çurey! Yazı
kullandık, o halde bu yazı ile yazılan belgeler nerede, ne zaman
yazıldı ve hangi harfler kullanıldı? Dahası, tarihin hangi
döneminde, nerede, kimler (hangi Çerkesler) kullandı?'' sorularını
duyar gibiyim.
Sevgili kardeşlerim, “Tarih” demek, yazı demektir. Elbette ki salt
“yazı”da tek başına yetmez. Menkıbe, masal, hikaye, destan ve
söylenceler ile filolojik, arkeolojik ve dinsel verilerde
önemlidir. Çağına uygun yaşam tarzları
ile giyim kuşam ve sanatın türleri, müzik, resim ve heykeller,
tarihi destekleyen önemli verilerdir. İşte ben bu verilerin önemli
kısmını da içeren çalışmalarımı belgeleriyle kitapçıklarımda
sunmaya çalıştım. Ve halen çalışıyorum. Peki, tarihin hangi
döneminde ve hangi isimle bu belge ve bilgilerin bize ait olduğu
iddiasındayım? Açık, net ve tartışma götürmez bir konudur ki, bu
dönem; Hatti -
Hititler dönemidir. Bizim kadim tarihimiz, Hatti-Hitit tarihinin
ta kendisidir. (Hatti-Hititlerin hangi dönemde, nerede
yaşadıkları, uygarlık düzeyleri, yazı kullanıp kullanmadıkları
açık ve net değil midir?)
İşte ben bunu belgeliyorum.
Sevgili dostlarım, Hatti–Hititce olarak, bilim insanlarının tespit
ettiği, tümce ve sözcüklerin içinde bugün Çerkesce'de kullanılan
300 sözcük mevcut. Az mı? Dil bilimsel, açıdan bu belge değil mi?
Tek veya bir iki sözcükle
Hatti-Hititce'yi çözdüğünü iddia eden ve
kadim ve antik dillerle ve
hatta şu anda henüz
yaşayan Çerkesce'nin
“Ç” sinden habersiz insanların dilbilgisine inancınızın kaynağı
nedir? Yabancı olmaları mı?
Sakın bu sözlerimden bilim insanlarını küçümsediğimi ve onlara
inanmadığım sonucunu çıkartmayınız.
Ben onların eksikliklerinden söz ediyorum. Zaten
onlarda bunu gizlemiyorlar. Bugün Çerkesce'yi
şakır şakır konuşan bir
Çerkes; АтIэмыгъуэкъэзгъэкIэрэxъужыфмыгьyэкъымитIэ
sözcüğünü kolayca telaffuz edebilir mi?
Not :
''Yатэ – Yадэ''’i (çekiç),
water (İngilizce'de su) anlamında kullanan bilim insanını
nasıl suçlayabiliriz? Zira Çerkesce bu sözcük, yani Yатэ (wate) –
Yадэ (wade), İngilizce su anlamındaki water sözcüğünü
çağrıştırmaktadır. Değerlendirmeyi benzeri sözcüklerin nasıl
okunduğu meselesini siz Çerkesce bilen okuyucularıma bırakıyorum.
|