Sizlere bugün 3 temel
kavram sözcükten bahsedeceğim;
1-
Пылъ (Phl)
2-
Псэлъыхъу (Pselyhu)
3-
КЪэшэн (Kaşen)
Sevgili dostlarım, bazı
kavram ve deyimler, yerinde, anında ve değerinde kullanılmadığı
zaman pek çok yorumlara açık kapı bırakabiliyor. Bu da içinden
çıkılamaz dedikodu ve karmaşaya neden olabiliyor. Şimdi, hepinizin
bildiğini sandığım Türkçe'de de çok sık kullanılan bir deyimi
burada hatırlatmak istiyorum: “Oku
baban gibi eşek, olma…!” böyle yazılırsa, yani virgülü “eşek”
sözcüğünün sonuna koyarsan “baba” eşek olarak, yani “eşek” baba
olarak anlam kazanır.
Oysa “Oku baban gibi, eşek
olma…” şeklinde yazarsan, anlam
ve amaç doğru olur ve doğru anlaşılır. Bu örnekten amaç şudur;
Çerkesce'de de buna benzer kavram ve deyimler vardır. Çerkesce
bildiğini sanan bazı kardeş ve dostlar; köyünde, anne, baba ve
çevresinden duyduğu ve doğru bildiğini sandığı, pek çok kavramı
yerli yerinde kullanamamaktadır. Bu da her konuda olduğu gibi
“bilgi kirliliği”ne neden olmaktadır. O bakımdan; yazan, çizen
ve konuşanlar lütfen Çerkesce'yi ve
onun sözcüklerini kullanırken, yazılı Çerkesce'den
yararlanmayı bir zahmet iş edinsinler. Bu takdirde hem
Çerkesceleri bereketlenecek, hem topluma hizmet etmiş olacaklar.
Şu, politik ders verme alışkanlığına ayırdıkları zamanın minisini
de bu konuya ayırsalar ne güzel olur!
Gelelim şimdi esas meseleye;
Sevgili dostlarım;
sizlerin de sıkça tanık olduğunuz, Kaşen “КЪэшэн” konusuna! Bu
konu herkes Çerkes gencinin (kız-erkek) gündeminde var olmuş, var
oluyor ve de var olacak olan bir değerdir. Genç kız ve genç
erkeklerin, güven, umut ve hayal dünyasını süsleyen “yuva kurma”
arzusunun gerçekleşebilmesi için, ne gibi koşullar gerekmektedir?
Meseleyi sadece, kent yaşamından başlatırsanız ve oraya
hapsederseniz, konuyu da kavramları da ve hatta içeriğini de
anlayamaz ve amacının kutsallığı da yiter ve bir başka ilişkiye
evrilir. Günümüzde TC’de yaşayan Çerkesler, artık kahır ekseriyeti
ile kentli olmuş durumdadır. Dolayısıyla coğrafi ve sosyal olarak
köylü değildirler, maalesef kentli de olamıyorlar. Çünkü doğal
yatağından koparılmış bir çiçek misali boynu bükük ve soluk bir
durum arz etmektedirler. Peki ne yapacağız? “Ya uy, ya öl” mü
diyeceğiz.
Bu da mümkün olmadığına göre şunu yapacağız;
TC’nin
hangi bölgesinde ve o yerlerde, hangi iş kolunda olursak
olalım, yasal derneklerde bir araya geleceğiz. Yani dernekler
kuracağız, bu derneklerimizide
birkaç kişinin ve hatta birkaç kişinin omzuna yıkmadan.
Derneklerin ayakta kalması
da kolay değildir elbet. Çünkü her şey para. Ammaa, sevgili
dostlarım, soruyorum! Hangimiz çay ocaklarında (kahvehane) veya
benzeri yerlerde her gün hiç yere kaç para harcıyoruz?
Bu paranın sadece iki
günlük giderini derneklere aidat olarak ödeyemeyecek kaç Çerkes
insanı vardır? Tüm mesele
inanç ve amaç sahibi olmaktadır. Şimdi gelelim kaşen meselesine.
Bu konuda lütfen herkes kendi yöresinde ve töresinde gördüklerini
bir an unutsun ve burada yazdığım kavram sözcüklerine
odaklansın.
1) Пылъ(Phl):
Gençler, erkek-kız köyde,
kasabada veya şehirlerde az veya çok birbirlerini tanırlar ama
koşullar gereği bir araya gelemezler ve de bu nedenle tanışma ve
görüşme olamaz. Dolayısıyla her genç kız veya genç erkek bulunduğu
çevre, iş ve okullarda Çerkes olmayan biri ile gönül bağına düşer.
Sonuç, izdivaç ve asimilasyon. İşte gençlerin bir araya gelerek
görüştükleri ve tanıştıkları zaman içinde birbirlerine ilgi duyan,
hani moda bir söz vardır “elektrik alma” diye. Bu anda başlayan ve
artarak sürdürülen bu safha için “ПЫлъ” kavram sözcüğü kullanılır.
Bu birinci aşama.
İkinci aşama:
2) Псэлъыхъу
(Pselyhu). Nedir bu? Bu
şudur: Birinci aşamada ki
görüşme, tanışma ve anlaşmadan sonra iş biraz daha ciddileşir.
Yani karşılıklı sevgi ve saygı artar. İki genç arası bu konuşmalar
ve anlaşmalar gizli ve kapaklı değildir. “Зэхэс” (zehes)
adı verilen, gençler arası
toplantılarda cereyan eder. Köylerde daha çok genç kızların
evinde, anne ve babalarının bilgisi dahilinde olurdu.
Şimdilerde maalesef durum değişti. Değil evlerde,
derneklerde bile bu güzelim gelenek yerlileşti!
Üçüncü safha:
3) КЪэшэн (Kaşen) adı
ile anılan olay safhasıdır. Artık iki genç tam olarak evlilik için
anlaşmaya varmışlardır. Bu arada birbirlerine Аужь (Auzh)
adı verilen bir obje teati edilir. Bu safhadan sonra ne kız, ne de
erkek bir başka partner arayamaz. Zira başta ebeveyinler, eş ve
dost bilmektedir ki, o iki genç evlenmeye karar vermiştir.
Bilinen bu karara rağmen, anne ve babaya, yani kız tarafına
iki gencin bilgisi dahilinde görev olan bir arkadaşlarınca
bildirilir. Anne ve baba yani kızın ailesi kabul ederse, oğlan
tarafı harekete geçer. Bu arada her iki tarafında kabul veya red
hakları vardır. Ama esas olan iki gencin anlaşmış olmasıdır. Şayet
bir taraf red, bir tarafta onay verirse, karar yine iki
gence aittir. Baktılar ki, ebeveynler anlaşamıyor ama iki
genç birbirlerine söz vermişlerdir ve hatta Аужь (Auzh) adı
verilen bir mendil, yüzük veya herhangi bir obje de teati
edilmiştir. Bu da sözlerinin yerine getirilmesinin tanığıdır.
Burada sözünden cayan, geleneksel anlayışa
göre ağır bir töhmet altında kalır. Bu da pozitif hukuktan daha
ağır bir yaptırım gücü söz konusudur.
Notlar: Not 1) Dünyanın, daha doğrusu bilimde egemen olan dünyada “bu gibi konular
konuşulmaz artık veya sorun değildir artık” gibi bakmayınız. Çünkü
toplumları çağdaş kılan ortak değerlerin başındadır; eşitlik,
özgürlük ve laiklik. Bu da
Çerkeslerde fazlasıyla var.
Not 2) TC yurttaşı Çerkesler arasında bölgesel olarak bu
sıralama anlayışı farklı olabilir. Mesele, kavram sözcüklerin
içeriği ile onların pratikteki uygulamalarıdır. Eksik, fazla ve
yanlış varsa lütfen yazılı olarak düzeltiniz. Not 3)
Kuşha Doğan’a sordum. Ona göre Псэлъыхъу (Pselyhu) son safhadır. |