...................
...................
ZAMANI MI? (ИГЪУЭУЭПIЭРЭ?)

09.01.2017

Ali Çurey
...................
 
...................

Sevgili Dostlarıma,

Üç Çerkesce sözcükten iki söz etmek istiyorum:

Önce bu gezegen, yani dünyamız; tüm canlı ve cansızların, daha doğrusu, bu gezegende var olanların tümünün ortak mülküdür.  Kullanım alanı kurallı ve  sınırlıdır. Bu cennet bahçesinde birlik, kardeşlik ve barış içinde “var” olmanın dışında henüz bir başka dünyamız yok.  O halde bu bahçenin ne kadarı sana çok ve ne kadarı sana azdır?  Var mı bunun tavanı ve tabanı?  Ve hangi düşünce ve inanç da olursak olalım;  birileri, bakınız x  veya  y toplumuna,  dünyanın şu kısmı veya şu bölgesini sana mülk olarak verdim.  Orayı korumalı  veya yetmezse bir başka yer veya bölgeyi de işgal edebilirsin. Dahası buraları işgal ederken de, ölürsen birileri “benim cennetine gireceksin”  mi dedi?  Bu mantıkla düşünecek ve öyle hareket edecek olursak; arzu ve isteklerimiz sınırsızlaşmaz mı?  Dahası herkesin şehidi kutsallaşmaz mı?  Oysa insan aklı, ki, insanları diğer canlılardan farklı kılan doğanın harika bir armağanı değil midir?

Sevgili dostlarım “Amma da iki söz ettin Ali Çurey” demeyiniz. Çünkü “kalemim” müsaade etmiyor. Aklımı başımdan alıyor. Yani suç “kalemin!”. 

Gelelim 3 sözcüğe;

1-FIĞO (фыгъуэ)  = Kıskançlık-Çekememezlik-Haset-Ego (sözlerin soy ağacı, S. Nişanyan)

2-GURIŞHO (гурыщхъуэ) = Kuşku – Şüphe- Kararsızlık, Güvensizlik

3-DZIH (дзыхь) = Güven-inan

Şimdi şöyle arkanıza yaslanın ve kendinize sorun? Ve bu arada da zihinsel faaliyetinizle kendi çevrenizde kısa bir gezinti yapın.  Bakalım nelerle karşılaşacaksınız?

Sevgili dostlarım,  bu üç kavram sözcüğünün, manyetik alanında bulunan; kişi, aile, toplum, asla adalet içinde olamaz. Dolayısıyla birlik ve beraberlik sağlayamaz. Kısaca hepimizin baş belası tılsımlı üç sözcük.

Sevgili dostlarım,  çok bilmiş havalarında yazdığım ve kendince anlatmaya çalıştığım bu sözcüklerin “Ben neresindeyim“ yanıt bekliyorsunuz değil mi? Yanıtım şudur: teşhis tamam. O halde “Bu hastalıktan nasıl kurtulabilirim?” sorusunu sürekli kendime sorarak, onların kötülüklerini canlı tutma mücadelesi vererek. Yüzde yüz değil, amaa; yüzümdeki dokuz maskeyi üçe indirdim. Ne yazık ki daha henüz sıfırlayamadım. Çünkü  бзэгухь belasından kurtulamıyorum.

Not 1: Biz Çerkeslerde bu gezegenin insanlarıyız. Ol nedenle her kişi, aile ve toplumda ne varsa bizde de aynısı mevcut. Biraz fazla ve biraz eksik.

Not 2: Kızmayın. Başka yerlere çekmeyin. Ama özgün bir ayrıcalığımız var. O da şudur: Henüz  “utanma “ duygumuzu tümden yitirmedik. İnsanın en can alıcı özelliğidir “UTANMA DUYGUSU”. Yani  укIытэн - ЕмыкIу - хьайнапэ 

Бзэгухь

сынокIуэ бжэIсану

ситасхъэр

зэ къэувыIа къызэплъэкI

пщIэнукъым къэхъунур

                                             тIасхъэкъым

                                             лIэныгъэр

                                             сщIэкъым

                                                    зэрыбжэсIанур!

хуомыщI

зыми   дзыхь

зышомгъэгьупщэ

                                            зэрыщыIанур

                                            бзэгухь !

                                                                           А. Чурей

...................
...................
 
...................
...................