|
|
................... |
|
................... |
ATİLLA AYTEK
KİMDİR? |
|
|
Eski Emniyet
Genel Müdürü
(CC) Yılların deneyimli yöneticisi Atilla Aytek evinin
kapılarını Tümhaber’e açtı. Deneyimlerini tecrübelerini ve
futbolun içinde yaşadığı ilginç olayları Tümhaber’e anlattı…
Tümhaber :Atilla Aytek kimdir?
Atilla Aytek :2 sene Eskişehirspor başkanlığı yaptım. 17 sene
de Gençlerbirliği’nde idari asbaşkanlık, başkan vekilliği ve
futbol şube sorumluluğu görevlerinde bulundum. 19 sene önce
futbolun içinde bulundum. Hiç şeref tribününden maç izlemedim,
hep kulübede bulundum. Hep altyapı çalışmaları içinde
bulundum. Türkiye’deki çoğu teknik direktörle çalıştım. Şimdi
teknik direktör olan Ümit Özat, Metin Diyadin zamanında
futbolcumuzdu. Türkiye’de bir sürü futbolcu yetiştirdik,
bunlardan bazıları Gökhan Gönül, Gökhan Ünal’dır.
Tümhaber :Sayın Aytek Türkiye futbolu ne zaman gelişmeye
başladı?
Atilla Aytek : Futbol çok büyük bir sektör. Futbol bizde
1980’lerde gelişmeye başladı; sahalar, tesisler yapılmaya
başlandı. Futbol, kitleleri peşinden sürükleyen bir spor dalı,
gençlere iş sahası aynı zamanda. Avrupa’yı geriden takip
ediyoruz, daha onların seviyesine gelemedik.
Tümhaber : Gençlerbirliği kulübünde yıllarca yöneticilik
yaptınız, yöneticilikte altın kural nedir?
Atilla Aytek : Yöneticilikte altın kural, futbolun gizli,
yazılmamış yönlerini bilmektir. Futbolun kendine göre
kuralları vardır. Yöneticiler, bu kurallara uymazlarsa
yöneticilik vasfı kazanamazlar. Futbol şube sorumluları
kulüpte ne olmuşsa bunu dışarıya servis etmemelidir, ne
konuşulmuşsa içeride kalmalıdır. Yönetim kurullarında 15 kişi
varsa bunların 7-8 tanesi futbolu kurallarıyla bilmek
zorundadır, profesyonelce davranmalıdır. Eğer yönetim
kurullarında böyle bir anlayış yoksa o yönetim kurulları
başarılı olamaz. Yönetim kurullarının çalışma tarzları UEFA
kriterleriyle yeniden belirlendi. UEFA kriterlerinin
değişmesinde Bosman Yasası etkili oldu. Bosman Yasası’nda
transfer politikaları ve altyapı yetiştirme parası gibi
kriterleri yönetimler yeniden gözden geçirmeye başladı.
UEFA’nın kendine göre kriterleri vardı, Bosman Yasaları UEFA
kriterlerini de geçti. Stadların büyümesi, gelişmesi, spor
kulüplerinin gelişmesi, sponsorluk yasaları, futbol
federasyonunun talimatları altyapı çalışmalarının takip
edilmesi için yönetimde profesyonel bir anlayış olmalıdır.
Tümhaber :İlhan Cavcav’la yıllarca çalıştınız. Cavcav buluyor
futbolcuyu, sonra yüksek fiyatlarla oyuncuyu satıyor, bunu
nasıl yapıyor peki?
Atilla Aytek : Futbolcu bulmak, İlhan Cavcav’ın hobisi.
Futbolcu seçmede Gençlerbirliği kulübünün bir altyapısı var.
Bugün Avrupa’da, Anadolu’da, hemen hemen her şehirde futbolcu
takip eden kişiler var. Ayrıca kulüp içinde de futbolcu takip
eden kişiler var. Alınacak futbolcuları, kulüp menajeri almaya
karar verse bile İlhan Cavcav kendi gözü ile görmeden adım
atmıyor. İlhan Cavcav; iyi bir esnaf, iyi bir gözlemci. 36
senedir futbolun içinde. 17 senelik dilimde biz de varız. Hiç
seçilmeden alınan futbolcu ismi verirsek Geremi’yi
söyleyebiliriz. O zamanın parasıyla 135 bin dolar verdik, çok
şanslı çıktık bu transferden. İzlemeden aldığımız tek
futbolcuyu da Real Madrid’e 5 milyon dolara sattık. Güney
Afrika’dan Moşe, Kona, Kuşe gibi isimleri transfer ettik.
İleri orta saha olarak Sergen, ve Oğuz’un yanında Kuşe’yi de
sayabiliriz, bizim için çok önemli bir futbolcuydu. O dönemde
Beşiktaş’a, Fenerbahçe’ye gelen Afrikalı futbolcular da aynı
jenerasyondan. Futbolcuyu beğenmiş bile olsanız bir maçta
karar vermeyeceksiniz. İlk Afrika’yı biz getirdik Türkiye’ye.
İlhan Cavcav’ın en büyük kabiliyeti iyi futbolcu seçmesi.
Hastalandığında futbolcu seçemedi, şu an takım sallanıyor.
Cavcav’la bir yere gideriz, otururuz, hadi senle mahalle
maçına gidelim der. Serkan’ı da öyle bulduk. Tatile gitti
Cavcav, ben bir tane oyuncu buldum dedi, 50 milyar para
gönderdim, aldık getirdik Serkan’ı. Bugün de Trabzonspor’da
oynuyor. Cavcav, transfere vakit harcarken de bize de
kurumsallaşma, hukuki düzenlemeler, tesisleşme kaldı.
Tümhaber :Gençlerbirliği için projeleriniz var mı, tekrar
başkan adayı olacak mısınız ?
Atilla Aytek : İlhan Cavcav gibi değerler ülkemizde zor
yetişiyor. Gençlerbirliği’nde şu an Cavcav başarıyla görevini
sürdürüyor. 4 senedir yönetim kadrosunda değilim. Cavcav
tekrar beraber çalışalım diyor, ama ben yönetimde yer almayı
düşünmüyorum artık. İnşallah bundan sonraki yönetim İlhan
Cavcav’ın emeklerini, çalışmalarını perişan etmezler. Çok
güzel çalışmalar yaptık Gençlerbirliği’nde. Bir futbol okulu
açtık, bu okuldan çıkmış 70 bin oyuncu var şu an Türkiye’de.
Gökhan Gönül, Gökhan Ünal da bu okuldan çıkan oyunculardan.
Ümit Karan bize geldiği zaman 14, Ümit Özat ise 10 yaşındaydı.
Bu işi yapmak için bu işi bilmek gerekir, ben bunun
acemiliğini Eskişehirspor’da yaşadım. Ben futbolu bilmezdim,
beni başkan yaptılar, hayatımda böyle sıkıntılı iki sene
geçirmedim. Gaffar Okkan rica etti, burada olaylar var, başkan
olursan olaylar yatışır dedi, kıramadım ve başkan oldum.
Kulübün borçlarını kapattık, güzel işler de yaptık burada.
Tümhaber :Sayın Aytek, yıllardır futbol camiasının
içindesiniz. Ülkemizde kariyerli teknik adam veya oyuncular
neden başarısız oluyor?
Atilla Aytek :Amatör yöneticiler profesyonelleri yönetemezler.
Bu tip yöneticiler şeref tribününe oturur, 3.maçtan sonra
kendilerini teknik direktör zannederler. Aslında futbol
dünyadaki en zor mesleklerden biri. Futbolcuyu maça ruh
olarak, fizik olarak hazırlayacaksın 1 hafta boyunca. Maç günü
malzemeci yanlış malzeme dağıtsa 1 haftalık emek boşa gitti.
Masör, doktor, otobüsün şoförü, tesisi temizleyen kişilerin
aynı sinerji içinde olmaları gerekir. Yönetim, teknik kadro,
çalışanlar aynı mantık ve ruh içinde hareket ederse o zaman
başarı gelir. Bir takımın da şampiyonluğa hazırlanabilmesi
için asgari 13 sene gereklidir. Başarı çok para ile yıldız
futbolcularla olacak iş değil. Sakatlıkların çoğu fizik
kondisyon açısından antrenmanlarını yeterli olarak
almamasından meydana gelir. Takım ve yönetim arasında köprü
kurmak antrenöre bağlıdır, kurulacak sağlam köprü başarıyı
getirir. Takım kötü gidince en kolay olan yöntem seçiliyor,
başarısızlığın faturası hocaya kesiliyor. İstikrar çok önemli
aslında, hocalara şans tanımalıyız. Onlara takımın
toplanmasındaki çalışma ve faaliyetlerinde destek olmalıyız.
Her başarısızlıkta teknik direktör gönderilecekse Türk
futbolundan başarı beklemek mucize olur. Futbol öyle komplike
bir oyun ki futbolcu tercümanlarının bile başarıda katkısı
vardır. Tutulan tercümanların da futbolu bilmesine dikkat
etmelisiniz. Otobüse bindiğin zaman takımın kazanıp
kazanmayacağı belli olur. Futbol şube sorumlusu dışındaki
yöneticiler futbolcu ile temas etmeyecek. Antrenörlerimizin
kıymetini bilmek zorundayız. Profesyonel kadrolar ancak
profesyonel bir yönetim anlayışıyla yönetilir.
Tümhaber :Bizdeki futbol mu veya futbol anlayışı mı farklı
yoksa?
Atilla Aytek : Avrupa’daki futboldan 35 sene gerideyiz.
Avrupa’daki futbolu yakalayabilmek için bu yönetimler;
şirketleşme, kurumsallaşma, tesisleşme ve futbolda ilmi
çalışma yapmadıkça başarı gelmez. Biz profesyonel
düşünmüyoruz, tam o noktada hata yapıyoruz.
Tümhaber :Peki başarısız olmaları Türk futboluna zarar verir
mi?
Atilla Aytek : Galatasaray ve Beşiktaş’ın durumları ortada şu
an. Avrupa’da nereye gidersem gideyim bana ilk sordukları
Galatasaray olur. Galatasaray’ın, Milli Takımların
başarısızlığı ülke tanıtımına büyük zarar veriyor. Bunun için
her türlü hazırlığı yapmamız lazım. Turizm Bakanlığı da çok
güzel tanıtım çalışmaları yapıyor ama futbolun tanıtıma
sağladığı katkıyı ayrı tutmak gerekir. Dünya üçüncülüğü,
Avrupa üçüncülüğü, Galatasaray’ın UEFA şampiyonluğu az bir
başarı değildir, ülkemizin adı duyulmuştur.
Tümhaber :Schuster’in bu ülkede 60’lı yılların futbolu
oynanıyor söylemi ne kadar doğru? Aslında Avrupa maceramıza
bakılırsa pek de haksız sayılmaz gibi, ne dersiniz?
Atilla Aytek :Ben katılmıyorum Schuster’in görüşüne. Ülkemizde
şu an yeniden yapılanma var, onun sancılarını çekiyoruz.
İtalya, futbolun beşiği olmasına rağmen kulüpler karıştı,
onlar da aynı sıkıntıları yaşıyor. Bizde liderlik sultasının
devam etmesi, pofesyonelce hareket edilmemesi Avrupa’da geri
kalmamıza neden oldu. Kulüp başkanları ekonomi, sponsorluk,
reklam, kurumsallaşma konularına yoğunlaşmalıdır. Geri
kalanını ise profesyonellere bırakmalıdır, zaten UEFA
kriterleri de bunu gerektiriyor. Bosman Yasalarının gelmesi
ile kulüpler oyunculardan para kazanmamaya başladı. Altyapıdan
oyuncu yetiştirirseniz ancak öyle para kazanıyorsunuz. Örnek
olarak Gökhan Gönül’ü, 1.5 milyon dolara sattık, şimdi fiyatı
15 milyon Euro. Barcelona’nın da transfer gündeminde zaten.
Tümhaber :Transfer yaparken nelere dikkat edilmeli, kariyerli
olması önemli midir?
Atilla Aytek : Kariyerden ziyade önemli olan futbolcunun
kabiliyetli olmasıdır. Yetenek derseniz de Beşiktaş’taki
Quaresma’yı izlemekten keyif alıyorsunuz, çok yetenekli bir
futbolcu. Ama takım tek bir oyuncuyla gitmez, futbol 11
kişiyle oynanan bir oyun. Eğer 11 kişi takım zihniyetini
ortaya çıkaramazsa o takımın başarılı olması mümkün değildir.
Transferlerde orta yaş ve genç nesil arasındaki bağlantıyı iyi
kurmak lazım. Çünkü biri fiziğini, biri de tecrübesini
satacaktır. Bunu yapamazsanız takımda eksik bir şeyler mutlaka
olacaktır.
Tümhaber :Sizce ülkemize gelip de kariyerini aynı performansla
devam ettiren teknik adam ve futbolcular kimlerdir?
Atilla Aytek : Yurt dışındaki kariyerli isimler nedense bizde
aynı başarıyı devam ettiremiyor. Akdeniz ülkelerindeki bütün
futbolcular kendilerini profesyonel zanneder ama hepsi de
amatördür aslında. Bizde motivasyon çok önemlidir. Avrupalı
gelir, eğlencesine gider, aynı zamanda çalışmasını da
aksatmaz. Bizim Türk futbolcuları serbest bırakamazsın, onları
motive etmen gerekir. Futbolcuları kampa almazsan onları gece
kulüplerinden toplarsın. Cruyff İspanya’da teknik direktörlük
yaptı. Cruyff, ‘’Akdeniz ülkelerinin motivasyon ihtiyacı
olduğu zaman oynadığını antrenörlük yaptığımda anladım’’ dedi
. Akdeniz ülkeleri ve diğer Avrupa ülkelerinin kafa yapıları
çok farklıdır. Futbolcuların profesyonelce davranması için
motivasyon yöntemini ve futbolun görünmez yasalarını uygulamak
gerekir. Erdoğan Arıca maçtan sonra futbolcuları bırakmazdı,
maçtan sonra bırakırsan yan bağları kopar derdi. Futbolcunun
özel hayatını takip etmek, onlarla samimi bir iletişim kurmak
ve futbolcuları maça hazırlamak başarıyı etkiler. Futbolcunun
moralini yüksek tutmak zorundasınız.
Tümhaber :Türk futbolunun son durumu ve geleceği hakkında ne
söylemek istersiniz?
Atilla Aytek : Futbol Federasyonunun naklen yayın gelirlerini
yükseltmesinden sonra 4 büyükler ve Anadolu takımları
arasındaki dengesizlik azalmaya başladı. Maç başına verilen
gelirler Anadolu takımlarını daha da hırslandırdı. Bursaspor
şampiyon oldu; Gaziantepspor, Kayserispor, Eskişehirspor üst
sıraları zorluyor. Yayın hakları, maça başına para derken
kulüpler önemli gelirler elde etmeye başladı. Küçük kulüplere
giren para 20 milyon dolar civarında.
Tümhaber : Futbolcuların sosyal hayatı var mıdır?
Atilla Aytek : Futbolcuların çok para aldığını söylerler ama
onların aldığı para helaldir. Özel hayat, sosyal hayat diye
bir kavram yok onlarda. Ancak yılbaşında bir hafta, yazın da
bir hafta tatilleri vardır. O arada ne yaparsa yaparlar.
Tümhaber : Sosyal hayatınızda nelerle ilgileniyorsunuz?
Atilla Aytek : Vatandaşla ilgilendiğim için kendime pek vakit
ayıramıyorum. Vatandaşların yardım taleplerini karşılamaya
çalışıyorum. Ankara Üniversitesi’nde bir yüzme havuzu buldum.
Günde 1 saat bile olsa yüzüyorum. Futbolcuların düğünlerine
katılıyorum. Onun dışında bir faaliyetim yok.
Tümhaber : Spor haberlerini hangi mecradan takip ediyorsunuz?
Atilla Aytek : Gazeteleri takip ediyorum. Neden derseniz
gazeteler detaya iniyor Teknik analizleri, köşe yazılarını
okuyorum. Şansal Büyüka, Erman Toroğlu futbol camiasının
mihenk taşlarıdır. Bu isimler kolay yetişmiyor, onları kolay
harcamamak gerekir.
Tümhaber : Sayın Aytek buradan Tümhaber aracılığıyla tüm
sporseverlere ne söylemek istersiniz?
Atilla Aytek : Futbol sadece bir spordur. Şiddet asla
girmemelidir futbola. Gençlere kötü örnek olacak hiçbir
faaliyette bulunulmamalıdır. Antrenörler, spor yazarları,
yöneticiler gayet sağduyulu olmalıdır; onlara çok iş düşüyor.
Gençlere sporu sevdirmeliyiz.
Tümhaber :Sayın Aytek , vaktinizi aldım çok teşekkür ederim. |
|
Kaynak:
Kimkimdir.gen.tr |
|
|
|
|
|
|
|
|
|