30 Aralık 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 

Sergey Bagapş

Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey Bagapş, RF Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’e Noel Bayramı ve Yeni Yıl Kutlama Mesajı Gönderdi

Abhazya Cumhuriyeti Devlet Başkanı Sergey Bagapş tarafından RF Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’e Noel Bayramı ve Yeni Yıl kutlama mesajı gönderildi.

Sergey Bagapş Kutlama Mesajı;


“Noel Bayramınızı ve Yeni Yılınızın başarılı geçmesi dileklerimi bütün samimiyetim ile iletiyorum.

Sizin Abhazya’ya samimi ortam içerisinde yapmış olduğunuz ziyaretin ülkelerimiz arasında ki stratejik ortaklık ilişkilerinin hızlandırılmasına katkıda bulunduğuna inanıyorum.

Yeni Yıl – Bizlere gelecek planlarının başarılı bir biçimde gerçekleştirilmesi için geçen zaman içerisinde inanılmaz değişimi görme olanağı sağlıyor.

Size ve RF’nun can dostu halklarına gelecekte iyilik ve refah, mutluluk ve barış dileklerimi iletiyorum” (Abhazyam.com)
,
RF, BM yaptırımları gerekçesiyle İran’a liman satmaktan vaz geçti

RF Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi yaptırımları gerekçesiyle Hazar Denizi kıyısındaki bir limanını İran’a satmaktan vazgeçti. Rus tarafına göre, İran şirketi ilgili BM’nin kara listesinde bulunuyor. Söz konusu şirketin uzun yıllardır RF’nda faaliyet gösterdiği belirtildi. BM Güvenlik Konseyi Haziran ayında İran’a karşı uluslararası yaptırım kararı almıştı.

RF, Hazar Denizi kıyısı Astrahan kentinde faaliyet gösteren Alfa-port limanını İran devlet şirketi Hazar Sea Shipping Lines’a satmaktan vazgeçti. Konuyla ilgili açıklama yapan RF Federal Tekelle Mücadele Servisi Başkanı İgor Artyomov, vazgeçme gerekçelerini BM yaptırımlarına ve bu bağlamda Devlet Başkanı Dmitri Medvedev’in ilgili talimatına bağladı. Artyomov, “Bu şirkete yönelik uygulanan yaptırımlar çerçevesinde uluslararası anlaşmalara uymak gerekiyor. Bununla bağlantılı olarak bu şirket kara listeye dahil edilmiş bulunuyor, dolayısıyla komisyon olumsuz yönde karar aldı” dedi.

Rus yetkili, İran şirketinin kime ait olduğu hususunda da bilgi alamadıklarından yakınarak, “En önemlisi ise, şirket sahipleri ile ilgili talebimize yanıt alamadık. Bizim tahminimize göre, şirket İran’ın devlet kurumu olmakta. Ama bize bu bilgi ulaştırılmadı, ki bu geri çevirmemize vesile oldu” dedi.

Astrahan’da uzun yıllardır faaliyet gösteren Hazar Sea Shipping Lines şirketi, yaz ayından itibaren bölgedeki Alfa-Port limanının önemli hissesini alabilmek için kolları sıvamıştı. Bu bağlamda İranlı şirket, Astrahan bölgesinde ilgili makamlarla anlaşma da imzalamıştı. Astrahan yerel basınına göre, İranlı şirketin limanı satın alması, giderek artan Astrahan-İran ticari ekonomik ilişkilerine olumlu katkı sağlayabilirdi.

Astrahan Bölgesi Ekonomik Kalkınma Bakanı Asker Kabikeyev daha önce kendi blogunda yaptığı yorumda, “Şirket İran’ın dev kurumu. Neticede öngörülen liman garantili sevkiyat kapasitesi, fazla mali istikrar ve yeni iş yerleri kazanacak. Anlaşmada liman altyapısının geliştirilmesi de var” değerlendirmesinde bulunmuştu. (RR)
,

Şarık Tara

RF ile ilişkilerin gelişmesi, Türkiye'ye AB kapısını açacak

Türk - Rus Toplumsal Forumu Eşbaşkanı Şarık Tara, iki ülke arasındaki önyargıları kırmak için çalışacaklarını belirterek, Türkiye- RF ilişkilerinin yeni bir döneme girdiğini söyledi. Şara'ya göre, RF ile kurulacak iyi ilişki, Türkiye'ye Avrupa Birliği'nin kapısını açacak.


Türk-Rus Toplumsal Forumu Eşbakanı Şarık Tara, Sabah gazetesinden Şelale Kadak'a konuştu. Tara, gerçekleşen özel sohbette Türkiye ve RF arasındaki ilişkilerin seyrine ve ekonomik gelişmelere dair önemli bilgiler verirken, iki toplumu yakınlaştıracak çalışmalarda bulunulacağını söyledi.

İşte yazının tam metni:


Tara, RF ile Türkiye arasında önyargıları kırmak için çalışacak!

Enka Holding'in direksiyonunu 56 yaşındayken bırakıp, koltuğu o zaman 27 yaşında olan oğlu Sinan Tara'ya devreden Şarık Tara ile yıllar sonra Balmumcu'daki odasında bir araya geldik.?

Davet Tara'dan geldi.


Aylar önce Rus Devlet Başkanı Medvedev'in Türkiye'ye yaptığı ziyaretin ardından iki ülke arasında Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) kurulmuştu. İşte bu konseyin altında; ekonomik ve politik forumların yanı sıra, iki ülke arasındaki sivil toplum kuruluşlarını yakınlaştırmak, ön yargıları yok etmek, Türk ve Rus akademisyenler, araştırmacılar, işadamları, sanatçılar ve sporcuların da katılacağı bir Toplumsal Forum oluşturulmasına karar verilmişti. Toplumsal Forum'a eylül ayında Ankara'da oybirliği ile başkan seçildikten sonra Şarık Tara, forumun yönetim kurulunu da RF'da iş yapan ve kendisine hayır demeyecek işadamları ve akademisyenlerden oluşturmuş. Yani Enka'dan yetişen ve bölgenin en büyük inşaat şirketlerinden biri haline gelen Rönesans İnşaat'ın sahibi Erman Ilcak, RF'nda art arda fabrikalar kuran Anadolu Endüstri Holding Başkanı Tuncay Özilhan, bankacı Hüsnü Özyeğin, Prof. Gülsün Sağlamer ve İlber Ortaylı ile Büyükelçi Volkan Vural. Şarık Tara, foruma üyelik için yazar Yaşar Kemal'in ve Zülfü Livaneli'nin de desteğini almış.

DEİK'in eski direktörü Çiğdem Tüzün de genel sekreter olarak foruma katılmış. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun bizzat destek verdiği forumun bütçesi Dışişleri'nin ve özel sektörün katkılarıyla oluşturulmuş.?Küçük bir grup köşe yazarıyla bir araya gelen Tara da hem bizlere bilgi verdi, hem de projeler konusunda kendisine önerilerde bulunmamızı istedi. Tara diyor ki RF ile aramız iyi olursa, herkesle aramız iyi olur. Avrupa kıskanır, iyi geçinir. ABD kıskanır iyi geçinir. İki ülke arasında eğitim, kültür, tarih, medya, sanat, bilim ve spor gibi alanlarda işbirliğini artırıp, önyargılar nedeniyle sekteye uğramış ilişkileri rayına koymak iki ülkenin de yararına. Bunları konuşurken, ben iki ülke arasındaki en belirgin önyargıların ne olduğu konusunu merak ettim. Tara'ya da sordum. 'Güzel bir konuya değindiniz. Bu konuda bir araştırma yapabiliriz mesela' dedi. Öyle ya, önce önyargıları bilmeliyiz ki ona göre projeler üretilsin.

Şarık Tara yıllar önce Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'ndan (DEİK) ayrılmıştı. Ayrılma sebebini anlattı ancak 'off the record' dediği için buraya yazmıyorum. Aslında hazır bir yapı üzerinden bu tarz yeni girişimlerin hayata geçmesi bana daha az zaman kaybı olurmuş gibi geliyor ancak öyle görünüyor ki yetkililer öyle düşünmüyor.

Ekonominin iyi gitmesinin sebebi Türk girişimcisi!


Şarık Tara'yla sohbet biraz daldan dala devam etti. O nedenle sizlere Tara'nın sözlerinden küçük bir kesit de sunmak istiyorum.

Ekonomi anlaşılmayacak şekilde iyi gidiyor. Bence sebebi Türk genç müteşebbisi. Üretmediğimiz şey kalmadı. Milyonlarca otomobil üretiyoruz.

•Moskova'da çalışacaksan ortaksız çalışacaksın. Enka'nın Kültür Bakanlığı dışında ortağı yok.

•Balkanlar'a 5 yıl önce Yunanlılar hakim oldu deniyordu. Şimdi artık, Türkler hakim oldu.

•Bizim Türkiye'de hiç mülkümüz yok. Yani gelir getiren mülkümüz yok. Ne kira gelirim, ne de faiz gelirim var. Bizim bütün gelirimiz hisse senetlerinin getirdiği temettü.

•Enka'nın piyasa değeri 10 milyar dolar. Ben Enka dışında hiçbir şirkete ortak olmadım. RF'nda mülkümüz var.

•Kimin aklına gelirdi RF'na gideceksin ve böylesine büyüyeceksin.

•Başlangıçta, ilk yaptığımız yeri kiraya verdik Moskova'da. Kirayı bir yıl peşin verdiler, onun parasıyla gittik başka işler yaptık ve devamı geldi.

•Ben çok çalışkan iyi bir mühendistim ama çok çalışkan.

•RF'nda Sibirya'nın sonuna doğru olan bölgelerde, Kazakistan, Azerbaycan, Tacikistan, Irak, Ürdün, Kuzey Kıbrıs, Suudi Arabistan, Kuveyt, Umman, Cibuti, Burundi, Guena, Nijer, Cezayir, Libya, Dominik Cumhuriyeti, Çin, Afganistan, Arnavutluk, Kosova, Hırvatistan, Romanya, Hollanda ve Almanya'da iş yaptık. Hatırlamadığım bir iki yer daha olabilir.

•Bugüne kadar yaptığımız işlerin yüzde 30'u Türkiye'dedir.

Bugün gazetesinden Perihan Çakıroğlu ise Tara'nın, forumun eşbaşkanlığına seçilme sürecine dair bilgi verdikten sonra, “Türkiye’nin RF ile halk düzeyinde de kuracağı iyi ilişki, Avrupa Birliği (AB) yolunu da açacaktır” dediğini belirtti.

Türkiye ile RF yeni bir döneme giriyor.


Sadece devletler düzeyinde değil, iki ülkenin iş dünyası arasında da sıcak ilişkilerin tesis edilmesi için önemli çabalar gündemde.

Çok heyecanlıyım


Bunlardan biri de Türk-Rus Toplumsal Forumu. İşte, RF denilince ilk akla gelen işadamlarından Şarık Tara, bu forumun Eşbakanı oldu. Başta Moskova olmak üzere RF’nda yıllardır yaptığı kaliteli inşaatlarla, bu ülkeyi birbirinden güzel binalar, yollar, köprülerle donatan Tara, şimdi de toplumların yakınlaşması için çalışacak. “Gerçekten bu görevi hakkıyla yapabilmek adına çok heyecanlıyım” diyen Tara, forumun nasıl kurulduğunu şöyle anlattı: “Türkiye ile RF arasındaki ilişkilerin daha da derinleştirilmesi amacıyla iki ülke halkının kaynaştırılması için atılan ilk adımların başlangıcı RF Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in geçen 11-12 Mayıs’ta yaptığı ziyarete dayanıyor. Bu ziyarette iki ülke arasında Üst Düzey İşbirliği Konseyi kuruldu ve ilk toplantısını yaptı. Toplantıda Türk ve Rus akademisyenler, araştırmacılar, işadamları, iki ülkeyi ilgilendiren alanlarda çalışmalar yapan kişiler, sanatçı ve sporcuların katılımıyla ortak bir ‘toplumsal forum’ oluşturulmasına karar verildi.”

Dışişleri aradı


Kendisinin foruma nasıl eşbaşkan olduğunu da heyecanla ifade eden Tara, “Bir gün Dışişleri Bakanlığı’ndan aradılar, ‘Forumun Türk Başkanlığı’na siz seçildiniz’ dediler. Birkaç arkadaşla işe başladık. RF, çok önemli bir ülkedir. RF ile arkadaşlık yapan, iyi geçinebilen ülke, başka ülkelerle de iyi ilişkiler kurar. İnanıyorum ki, Türkiye’nin RF ile halk düzeyinde de kuracağı iyi ilişki, Avrupa Birliği (AB) yolunu da açacaktır” dedi. (CHA)
,
2010'daki büyüme 2011'de yakalanamaz

Ernst & Young'ın, Avrupa Merkez Bankası'nın Euro Bölgesi için geliştirdiği modele dayalı olarak gerçekleştirdiği Avrupa Euro Bölgesi Kış Tahminleri raporunda, 2011'in Avrupa ekonomisi için umut vaat etmediği belirtildi.

Raporda, Avrupa Euro Bölgesi ekonomisinin bu yılın büyük bir bölümünde güçlü bir performans sergilemekle birlikte önümüzdeki yıl GSYH artışının yüzde 1,4 seviyesinde kalıp bölge ekonomisinde yavaşlama görüleceği ifade edilerek, bölgede yer alan 16 ülkenin büyüme ivmelerinin çok farklı seyredeceği kaydedildi.

Avrupa Merkez Bankasının kötüye gidişi gösteren sinyalleri dikkate alarak yaşanabilecek yeni bir krize yönelik ek önlemleri devreye almaya hazırlıklı olması gerektiğine dikkatin çekildiği raporda, Euro bölgesi ekonomisinin canlanmasında Almanya'nın başı çektiği, GSYH artışının bu yıl yüzde 3,5, gelecek yıl ise yüzde 2,1 oranında gerçekleşeceği, kriz öncesi GSYH seviyelerinin ise tahminlerden daha önce, 2011'in sonlarında yakalanacağının öngörüldüğü belirtildi.

Gerek ihracat gerekse son zamanlarda iç piyasanın canlanmasının Almanya'nın toparlanmasına büyük ölçüde katkıda bulunduğu ifade edilen raporda, Alman ekonomisine yakından bağlı ülkelerin, özellikle Slovakya ve Avusturya'nın da, dengeli bir şekilde büyüyeceğinin tahmin edildiği, Fransa ve Hollanda'yı da kapsayan diğer kuzey ülkelerinde ise daha düşük bir büyüme hızının beklendiği kaydedildi.

Euro Bölgesi'ne yönelik herhangi bir tahmini zorlaştıran belirsizliklerin, ülke borcu kriziyle birlikte daha çok ağırlaştığı belirtilen raporda, şöyle denildi:

" 2011'deki yüzde 1,4'lük oldukça temkinli artış hızının gerçekleşme olasılığı yüzde 45'dir. Ayrıca, hem iç talebin daralması hem de bankaların ek stres testleri karşısında bilançolarını düzeltmeye çalışmaları nedeniyle ekonomik canlanmanın daha ağır aksak seyredeceği de öngörülebilir. 2011 ve 2012 yıllarında büyüme artışının sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 0,8 seviyelerinde kalacağı öngörülen (referans oranlar sırasıyla yüzde 1,4 ve yüzde 1,7) bu senaryonun gerçekleşme olasılığı rapora göre yüzde 25'dir. Yüzde 10 ihtimalle gerçekleşebileceği öngörülen daha kötü bir senaryoya göre ise, ülke borcu krizinin daha çok ağırlaşması, Euro Bölgesi'nin çevre ülkelerinde devlet borçlarının geniş çaplı yapılandırılmasına ve nihayetinde büyük bir finans krizinin patlak vermesine yol açabilmesi. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde rapor tahminlerine göre Euro Bölgesi'nde GSYH artışı birkaç yıl boyunca eksi yüzde 2–3 aralığında seyredecek ve geçmişteki herhangi bir canlanmanın etkisi sıfırlanacaktır. Böyle bir kriz 2011'de gerçekleşirse Euro Bölgesi'nde GSYH seviyesi 2014 yılı sonunda bile kriz öncesindeki seviyesinden yüzde 3,5 düşük olacaktır."

2011 yılının sonlarından önce faiz oranlarının yükseltilmemesi gerektiği belirtilen raporda, Euro Bölgesi'ne bir bütün olarak bakıldığında gelecek yıl işsizlik seviyesinin düşeceğinin pek beklenmemesi gerektiği, bölgedeki işsiz sayısının 2013'den önce 15 milyonun altına inmeyeceği bildirildi.

"Güney-Kuzey farkı giderek açılacak"


Ernst & Young'ın Eurozone Forecast Kıdemli Ekonomi Danışmanı Marie Diron, yaptığı değerlendirmede, Euro bölgesinin büyük bir ihtimalle bu krizden sıyrılacağını savunarak, " Ancak, en iyi senaryoya göre bile büyüme, bölgenin kuzey ülkelerinde gerçekleşecek ve kaçınılmaz olarak güney ülkelerle fark giderek açılacaktır. Üstelik finans piyasalarında patlak veren her olay çok daha kötü senaryoların gerçekleşme olasılığını artırmaktadır" ifadesini kullandı.

Diron, Avrupa Merkez Bankasının daha ilk baştan parasal genişleme seçeneğini reddetmesinin problem yaratabileceğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:

" Avrupa Merkez Bankasının elindeki silahlar Avrupa Euro Bölgesi'nde ülke borçlarından kaynaklanacak yeni bir krizin etkilerine karşı korunmaya yeterli olmayabilir. Bankanın mevcut araçlarıyla bunu başaracağını söylemek kolay değildir. Kötüye gidiş risklerinin dikkate alınarak Avrupa Bölgesi para politikası için bir 'B Planı' geliştirilmelidir. Avrupa Merkez Bankası, gerektiğinde ilave destek sağlayabilmek için sıkı maliye politikalarının hayli belirsiz etkilerini ve finans piyasalarındaki gelişmeleri izlemeyi sürdürmelidir.

Kötüye gidiş riskleri ciddiyetini koruduğu için 2010'daki büyüme seviyelerinin 2011'de de yakalanması pek mümkün değildir. Kamu finansmanı ve bankacılık sektörlerindeki meseleler Avrupa Euro Bölgesi tahvil piyasalarındaki sorunların daha çok ağırlaşmasına yol açabilecektir. Sonuçta ülke borçlarının ödenmesinde temerrüde düşülürse, bölge tekrar resesyona girebilecektir. Bu koşullarda Avrupa Merkez Bankası bir süre esnek para politikası izlemeli ve kullandığı araçları genişletmeye hazır olmalıdır."

Ernst & Young'ın Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika Bölgesi Başkanı Mark Otty de, Euro Bölgesi'nde ekonomik durumun öngörülememesi nedeniyle şirketlerin geleceklerini planlamada çok zorlandığını, Avrupa'nın birçok bölgesinde GSYH artışına yönelik kötümserlik hüküm sürerken, ileriye dönük yatırımlar ve istihdam planlarında konservatif yaklaşımın devam ettiğini belirtti. (DG)
,
Altın rekora doymuyor

Altın 1412 dolar seviyesine ulaştı.

ABD’deki ekonomik iyileşmenin olumlu bir tablo çizmemesi ve Avrupa’daki borç krizine yönelik kaygılar, altının fiyatının 1412.65 dolara çıkmasına sebep oldu.

Uzmanlar, kaygıların devam etmesinin, altın fiyatlarını daha da yükseltjmesine sebep olacağını belirtiyor.

Altın, Asya’daki ilk işlemlerde 1,406.25 dolara kadar yükselirken, daha sonra gerileyerek 1,402.47’ye düştü.

New York Emtia Borsası’ndaysa, ocak teslimli altının onsu yüzde 0.2 yükselerek, 1,407’e yükseldi.

Altın, Avrupa’daki borç krizine yönelik kaygılar ve ABD’deki düşük faizlerin yatırımcıları değerli metale yöneltmesiyle bu yıl yüzde 28’in üzerinde değerlendi. (AA)