07 Aralık 2010

CircassianCenter / Haber Merkezi

 

Dimitriy Medvedev

"Nato, RF'nu füze kalkanına dahil etmeli"

RF Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, NATO'nun füze kalkanı planlarına RF'nun tam katılımını güvence altına almaması halinde, bunun yeni bir silahlanma yarışına neden olabileceği uyarısında bulundu.

Rus haber ajansları, resmi bir ziyaret için Polonya'ya giden Medvedev'in, ziyaret öncesinde Polonya'daki haftalık "Wrpost" gazetesine verdiği röportajda, "Bu (füze kalkanı), bizi ortak tehditlere karşı koruyabilmesi için RF ve NATO'nun ortak inisiyatifi olmak zorunda" ifadesini kullandığını duyurdu.

Medvedev, "RF'nun bu sistem içinde kendine yer bulamaması halinde 2020 yılında bu füze kalkanı, nükleer dengesizliğin ve RF'nun savunma kapasitesinin zayıflamasının ana faktörü haline gelir. Bu da yeni bir silahlanma yarışına yol açabilir" dedi.

NATO yetkilileri, füze kalkanının gelecek yıldan itibaren aşama aşama inşa edilmeye başlanacağını, 2020 yılına kadar kurulumunun tamamlanmasının planlandığını açıklamışlardı.

Medvedev, Varşova'da bugün başlayan iki günlük ziyareti sırasında iki ülke arasında doğalgaz, güvenlik ve bazı tarihi konular üzerindeki anlaşmazlıktan kaynaklanan gerginliği düşürmeyi amaçlıyor.

Moskova, eski Polonya Devlet Başkanı Lech Kazinski ve beraberindeki 95 kişinin RF'daki uçak kazasında hayatını kaybetmesinden sonra açılan soruşturmada konuya gösterdiği yakın ilgiyle Varşova'nın güvenini kazanmaya ve iki ülke ilişkilerindeki buzlar erimeye başlamıştı.

Röportajda RF'nun Smolensk kenti yakında uçak kazasına da değinen Medvedev, "Eğer bu konudaki tüm belgeleri iletmemiş olsaydık, o zaman bu durum ilişkilerimizde onlarca yıl sürecek bir soruna neden olurdu" dedi.

Rus parlamentosunun alt kanadı Duma'nın ilk defa Smolensk kenti yakınlarındaki Katin ormanında yaşanan katliamdan Stalin'i sorumlu tuttuğunu ve Duma'nın bu kararını memnuniyetle karşıladığını söyleyen Medvedev, "Geçmişi tekrar deşmeyip artık ileriye bakmalıyız. Geçmişi hatırlamada, onun esiri olmadan bundan sonuçlar çıkarabilecek uygun bir denge bulmalıyız" ifadesini kullandı. (AA)
,

Goldman Sachs

Goldman Sachs: Petrolün varili gelecek yıl 100 dolar, RF sıfır açıklı bütçe yapabilir

Kriz öncesi dönemde Temmuz 2008’de 147,5 doları gören petrol varil fiyatları, gelecek yıl yeniden yükselişe geçecek. Küresel ekonomik kriz sürecinden toparlanma bekleyen uluslar arası yatırım kuruluşları, petrol talebinin artacağını öngörüyor.

Deutsche Bank, JP Morgan ve Societe Generale’ın 2011’de petrol varil fiyatlarının artacağı tahminlerinin ardından Goldman Sachs da gelecek yıl petrol varil fiyatının 100 dolar, 2012’de de 110 dolar olacağı öngörüsünde bulundu. Bu durumda RF, gelecek yıldan itibaren sıfır açıklı bütçe yapabilecek.

Goldman Sachs’ın Moskova merkezli uzmanı Clemens Grafe’e göre dünyanın en büyük petrol arzcısı RF, 2011’de yüzde 5,3 ve 2012’de de yüzde 5,6 büyüyecek. The Moscow Times’ın yayınladığı Grafe’in raporuna göre RF’da yıllık enflasyon rakamları da 2010’da yüzde 8,7’ye çıkacak.

Grafe raporunda, petrol varil fiyatlarındaki artış ve sonrasında da siyasi yönetimin netleşmesinin RF’nun geleceği açısından anahtar iki faktör olacağını belirtti.

Dünyanın en büyük petrol tüketicisi Amerika’nın New York merkezli Ocak ayı siparişleri dikkate alındığında petrol varil fiyatları 88 doları yakalamış durumda. Bu rakamlar Ocak 2008’den bu yana en yüksek fiyat olarak değerlendiriliyor.

RF hükümeti ise bütçe açığının 2014’e kadar süreceğini öngörüyor. 2011’de Ural çıkışlı petrolün varilinin 75 dolar olacağını tahmin eden Moskova’ya göre, 2012’de de petrol varil fiyatları 78 dolara çıkacak. 1999’dan bu yana ilk kez bütçesinde açık veren RF, 2009’u yüzde 5,9 açıkla kapattı. 2010’da bütçede açığın yüzde 4,6’ya gerilemesi bekleniyor. (AP)
,
Dünya, Cenevre'den çıkacak haberi bekliyor

İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin yeni turu, İsviçre'nin Cenevre kentinde başladı.

Sonuç elde etmeye yönelik beklentilerin düşük olduğu görüşmelerin iki gün sürmesi beklenirken, bir yılı aşkın süreden beri ilk kez bir araya gelen tarafların yapacağı görüşmeler, İran'ın başkenti Tahran'da ülkenin önde gelen bilimadamlarından birinin saldırı sonucu ölmesinin gölgesinde yapılıyor.

BM'nin İsviçre misyonu yakınındaki bir konferans merkezinde başlayan toplantıda, İran'ın karşısında ABD, RF, Çin, Fransa, İngiltere ve Almanya'nın temsilcileri yer alıyor.

Cenevre'deki toplantıda İran'ın nükleer programıyla ilgili kaygıların azaltılmasının amaçlandığı bildirilirken, Tahran amacının atom bombası elde etmek olmadığını vurguluyor.

Bu arada AB'nin Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile İran'ın nükleer başmüzakerecisi Said Celili salonun girişinde bir araya geldi. Kapılar gazetecilere kapatılırken ikili, diğer temsilcilere katılmak üzere salondaki yerlerini aldı.

Toplantı başlamadan kısa süre önce gazetecilere açıklama yapan görüşmeci ülkelerin heyetlerinden bir temsilci, toplantılardan fazla bir şey beklenmediğini söyledi.

Müzakereci ülkeler uzun süredir İran'dan uranyum zenginleştirme faaliyetlerini durdurmasını talep ediyor. İran ise bunu reddediyor. (RR)
,

Angela Merkel

Merkel, IMF'ye karşı çıktı

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın, 750 milyar Euroluk fonun artırılması görüşüne karşı çıktı.

Kurtarma fonunun artırılması tartışılıyor


Merkel, yaptığı açıklamada, Euro Bölgesi'nin kurtarma mekanizmasının miktarının artırılmasına ihtiyaç olduğunu düşünmediğini söyledi. Merkel, ayrıca Avrupa Birliği anlaşmasının, AB üyelerine "E-Bonds" adlı ortak tahvil çıkarma imkanı sağlamadığını ifade etti.

Strauss-Kahn'ın, Euro Bölgesi'nin, güç durumdaki üyeleri için daha büyük yardım fonu oluşturması gerektiği yönündeki raporu, Euro kullanan 16 ülkenin maliye bakanları ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'ın da katılacağı toplantıda sunması bekleniyor.

Euro Grubu Başkanı ve Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker ve İtalya Maliye Bakanı Giulio Tremonti, Financial Times gazetesinin bugünkü sayısında yayımlanan ortak mektuplarında, Avrupa Borç Ajansı kurularak AB üyelerine "E-Bonds" adlı ortak tahvil çıkarma imkanı sağlanmasını önerdi.

Bu arada Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble, Bild gazetesine verdiği demeçte, "bazı Almanların, AB'nin Yunanistan ve İrlanda'yı kurtarmasıyla ilgili şikayetlerine rağmen, Euroyu terk etmeyi düşünmek için sebep bulunmadığını" belirtti.

Schaeuble, "Eurosuz her Alman yoksul olacak. Eurosuz istihdam piyasası daha kötü görünecek. Euro bizim krizden iyi çıkmamızı sağladı" dedi.

Euro Bölgesi'nin daha istikrarlı ve az istikrarlı şeklinde iki kademeli olmasını kesinlikle reddettiğini belirten Schaeuble, "Bu Euro için şu anda yaptığımız herşeyden çok daha pahalıya patlar" dedi.

IMF: Yardım fonu büyütülmeli


Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi'nin, güç durumdaki üyeleri için daha büyük yardım fonu oluşturması gerektiğini bildirdi.

Reuters'ın ele geçirdiği IMF raporunda ayrıca, Avrupa Merkez Bankası'nın borç krizini engellemek için daha fazla tahvil alması gerektiği üzerinde duruldu.

IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn, raporu Euro kullanan 16 ülkenin maliye bakanları ve Avrupa Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet'ın da katılacağı toplantıda sunacak.

Raporda, toparlanmanın hala yolunda gittiği, ancak bu senaryonun yeni bir finansal dalgalanmada kolaylıkla raydan çıkabileceği kaydedildi.

IMF, raporunda, İrlanda için oluşturulan 85 milyar Euroluk Avrupa Birliği-IMF kurtarma paketi ve özel sektörün de dahil olduğu kriz için kalıcı mekanizmaların memnuniyetle karşılandığı, ancak yeterli olmadığı ifade ediliyor.

Raporda, Euro Bölgesinin çevre ülkeleri üzerinde oluşan baskılar aşağı yönlü ciddi riskler olarak görüldü.

Kuruluş, ulusal yapısal reform planları, mali konsolidasyon ve bankacılık sektörünün tamirinin, yeni bir piyasa karışıklığında ilk savunma hattı olacağını belirtiyor.

Euro Bölgesinin IMF ile birlikte elinde tuttuğu fonun toplam büyüklüğü 750 milyar Euroyu buluyor. Ancak ekonomistler ve bazı politika yapıcılar, Portekiz, İspanya ve hatta İtalya'nın mali yardıma ihtiyaç duyması durumunda fonun çok küçük kalabileceğini ifade ediyorlar. (Dünya Gazetesi)