|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
13
Eylül 2010
|
|
|
CircassianCenter
/
Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
BM Genel Sekreter Temsilcisi
Güney Kafkasya'yı ziyaret edecek
BM Basın Merkezi'nden yapılan
açıklamaya göre BM Genel
Sekreteri’nin ülke içlerindeki
karışıklarının çözümünden sorumlu
temsilcisi Profesör Voltaire Karin
başkanlığındaki heyet 13- 18
Eylül 2010 tarihleri arasında
Güney Kafkasya’yı ziyaret edecek.
Volaire Karin Tiflis
ziyareti sonrasında Suhum ve Gal’e
gidecek. BM Genel Sekreteri’nin
Temsilcisi güney Kafkasya
ziyaretini Erivan’da
sonlandıracak.
BM Genel
Sekreteri Temsilcisi, bölge
içerisinde çatışmalardan
etkilenerek yerlerinden edilen
kişiler hakkında uzman bir
kişiliğe sahip durumda bulunuyor.
Ziyaret sırasında
mülteciler ile ilgili konular
hakkında yetkililerden bilgi
alınacak ve sivil toplum
kuruluşları ile görüşmelerde
bulunulacak. (Abhazyam.com)
|
|
|
|
|
Putin: Türkiye ile nükleer
santral anlaşması büyük başarı
RF Başbakanı Vladimir Putin
hükümet toplantısında Mersin
Akkuyu’da inşa edilecek
Türkiye’nin ilk nükleer santralini
gündeme aldı. RF’nun atom enerjisi
şirketi (Rosatom)’un alım
garantisi ile inşa edeceği nükleer
santral için Putin, “Türkiye’de
kurulacak ilk nükleer santral
anlaşması Rus enerji şirketleri
açısından büyük başarı” dedi.
“Türk ortaklarımızla bu
ülkenin ilk nükleer santralini
inşa konusunda anlaştık. RF
Türkiye’nin 4,8 GW kapasitesindeki
ilk modern nükleer santralini
kuracak ve işletecek”
hatırlatmasında bulunan RF
Başbakanı, Türkiye’nin de önemli
miktarda alım garantisi verdiğini
söyledi.
Anlaşmanın RF’nun
güç endüstrisi açısından büyük
başarı olduğuna inandığını ifade
eden Putin, “Yerli makine
üretimlerine yapılacak düzinelerce
sipariş garantisi, RF’nun nükleer
endüstrisine güven düzeyini de
artıracak” tespitinde bulundu.
RF Devlet Başkanı Dmitri
Medvedev’in Mayıs ayında
gerçekleştirdiği Türkiye
ziyaretinde sağlanan anlaşmaya
göre Akkuyu’da kurulacak nükleer
santralin inşa ve işletim hakkı
tamamı ile RF’na ait olacak.
Önümüzdeki dönemde RF çoğunluk
hissesi kendisinde kalmak şartı
ile ortak alabilecek. TBMM’den
geçen toplam yatırım bedeli 20
milyar dolara ulaşması beklenen
anlaşmanın önümüzdeki dönemde inşa
aşamasına geçebilmesi için bir
dizi yeni kontratların imzalanması
gerekiyor.
Anlaşma
Türkiye açısından da büyük kazanç
Türkiye Moskova Eski
Büyükelçisi Halil Akıncı TBMM
görüşmelerinde nükleer santral
anlaşmasını muhalefetin 'vatana
ihanet belgesi' olarak tanımlaması
ile ilgili soruya, “Vaktiyle boğaz
köprüsü de vatan hainliği idi"
şeklinde cevaplamıştı. Türkiye’nin
1950’lerden bu yana nükleer
santral hayali kurduğunu
hatırlatan Büyükelçi, “Artık bunun
zamanı geçiyor. Fransa enerjisinin
yüzde 70'ini nükleerden
karşılıyor. Çevreci örgütlerin
eleştirisine bakmamak gerekir. En
temiz enerji nükleer. Ruslarla
imzalanan anlaşmada riskler
karşılıklı olarak alınıyor. Ruslar
para yatırıyor. Santral yarım
kalsa, üretime geçemese kendisi
para kaybedecek." Tespitinde
bulunmuştu.
Anlaşmanın
Türkiye açısından büyük bir kazanç
olduğunu kaydeden büyükelçi,
"Burada modern bir teknoloji
kullanılacak. Dünyada binden fazla
reaktör var. Bir Çernobilden ve
diğer bir kaç küçük kazadan
bahsediyoruz." eleştirisi
getirmişti. Akıncı imzalanan
anlaşmanın doğalgaz anlaşmasına
göre çok daha dengeli bir yatırım
anlaşması olduğuna dikkat
çekmişti.
Anlaşmanın
müzakere sürecinde alt kademede ve
bakanlar düzeyinde çok zorlu
müzakereler yapıldığını hatırlatan
Büyükelçi, "Türkiye aleyhine bir
durum olduğunu düşünmüyorum. RF
vatandaşlarının gelmesi ile
birlikte diğer ülkeler de gelmeye
başladı. Rekabet şansı elde ettik.
Bunu da görmek gerekiyor."
ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye karın yüzde 20’sine
ortak olacak
TBMM’de
onaylanan anlaşma metnine göre
proje şirketi, elektrik satın alma
anlaşmasının sona ermesinin
ardından nükleer güç santralının
her bir ünitesi için işletmeye
girişten 15 yıl sonra net karın
yüzde 20'sini Türkiye'ye verecek.
Bu ödeme, santralın ömrü boyunca
devam edecek. Proje şirketi, ilk 7
yılda 1. üniteyi devreye sokacak.
Şirket daha sonra art arda birer
yıl aralıklarla 2, 3 ve 4.
üniteleri ticari işletmeye alacak.
Türkiye, nükleer güç santrali
yapılacak sahayı, mevcut alt
yapısıyla birlikte bedelsiz
olarak, santralın söküm sürecinin
sonuna kadar proje şirketine
tahsis edecek.
Elektrik
alım garantisi
Anlaşmada alım garantisi ile
ilgili de şu bilgiler yer alıyor:
“Proje şirketi, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurulundan
(EPDK) elektrik üretimi lisansı
almasından sonraki 30 gün içinde,
4 ünite için sabit miktarlı
elektriğin alınması amacıyla
Türkiye Elektrik Ticaret ve
Taahhüt Anonim Şirketi (TETAŞ) ile
elektrik satın alma anlaşması
imzalayacak.
TETAŞ, proje
şirketinden santralde üretilmesi
planlanan elektriğin ünite 1,
ünite 2 için yüzde 70'ine ve ünite
3, ünite 4 için yüzde 30'una
karşılık gelen sabit miktarlarını,
her bir güç ünitesinin ticari
işletmeye alınma tarihinden
itibaren 15 yıl boyunca KDV hariç
12,35 ABD senti/kWh fiyattan satın
almayı garanti edecek.” (AA) |
|
|
|
|
Yabancı yatırım yüzde 50 azaldı
Türkiye'ye gelen doğrudan
yabancı yatırım tutarı, yılın ilk
yarısında 2009'un aynı dönemine
kıyasla yüzde 50 azalma gösterdi.
Ocak-Haziran dönemine ilişkin
ödemeler dengesi bilançosundan
yapılan derlemeye göre,
yurtdışında yerleşik kişilerin
Türkiye'deki doğrudan yatırımları,
2002-2003 yıllarında 600-700
milyon dolar düzeyinde seyretti.
2004 yılında 1,2 milyar dolara
yükselen doğrudan yabancı yatırım
tutarı, 2005 yılında büyük bir
artışla 8 milyar 535 milyon dolara
ulaştı. 2006'da da yine büyük bir
artışla 17,6 milyar doları bulan
doğrudan yabancı yatırım, 2007'de
de 19,1 milyar dolar oldu.
Ülkeye gelen doğrudan yabancı
yatırım miktarı 2008'de 14,7
milyar dolara geriledi. Küresel
krizin de etkisiyle 2009'da 6
milyar dolara kadar gerileyen
doğrudan yabancı yatırım, 6 aylık
dönemler itibariyle bakıldığında,
2010'da da 2009'a göre düşüş
gösterdi.
Buna göre,
2009'un Ocak-Haziran döneminde 3
milyar 245 milyon dolar olan
doğrudan yabancı yatırım tutarı,
bu yıl aynı dönemde 1 milyar 644
milyon dolara geriledi.
Sanayi sektörü düşüşte
Söz konusu düşüş, sektörler
itibariyle değerlendirildiğinde,
sanayi sektörü öne çıktı.
Geçen yılın ilk yarısında sanayi
sektörlere toplam 2 milyar 265
milyon dolar yatırım gelmişti. Bu
yıl aynı dönemde gelen doğrudan
yabancı yatırım tutarı 880 milyon
dolar oldu. Söz konusu yatırımın
424 milyon dolarını "elektrik,
gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve
dağıtımı", 375 milyon dolarını
"imalat", 81 milyon dolarını
"madencilik ve taşocakçılığı"
oluşturdu.
Hizmetler
sektöründeki düşüş bu kadar keskin
olmadı. Söz konusu dönemde sektöre
yönelik doğrudan yabancı yatırım
tutarı, 957 milyon dolardan 750
milyon dolara geriledi.
Bu
başlık altında inşaat sektörüne
yatırımın 81 milyon dolardan 203
milyon dolara yükselmesi dikkati
çekti. İnşaat yatırımları 2004'te
3 milyon dolar düzeyindeydi. Büyük
artış gösteren bu kalemdeki
doğrudan yabancı yatırımlar,
sırasıyla 2005'te 80, 2006'da 222,
2007'de 285, 2008'de 331, 2009'da
277 milyon dolar oldu.
Tarım sektörüne gelen doğrudan
yabancı yatırım tutarı da yılın
ilk yarısında, geçen yılın aynı
dönemine göre 23 milyon dolardan
14 milyon dolara indi. (Dünya
Gazetesi) |
|
|
|
|
Bankalara desteği azaltmak
zaman alacak
Avrupa Merkez Bankası (AMB)
Başkanı Jean-Claude Trichet,
finansal krizden sonra bankalara
verilen özel kredi desteğini
aşamalı olarak azaltmanın zaman
alacağını söyledi.
Trichet, Financial Times
gazetesine verdiği demeçte,
bankalara sınırsız kredi
olanağının "geçici bir önlem
olduğunu" belirtti. Trichet,
"Piyasaların kademe kademe
istikrara kavuşması nedeniyle
olağanüstü önlemlerimizin aşamalı
olarak azaltılması devam edecek.
Bu yüzden piyasa gittikçe normale
döndüğü için piyasaya eşlik
ediyoruz. Ancak bu zaman alacak
bir süreç" dedi.
Krizin
hangi safhada olduğuna ilişkin
soruya Trichet, "Özellikle merkez
bankaları ve diğer yetkililerin
tetikte olması ve belirsiz bir
ortamda olduğumuzu bilmesi gereken
bir durumdayız" yanıtını verdi.
AMB'nin, Avrupalı
ülkelerin bütçe açıklarının "mali
denetiminin güçlendirilmesinde
önemli bir atılım" istediğini,
devamlı alarak AB kurallarını
ihlal eden ülkelerin ihracını
savunmadığını kaydeden Trichet,
"Ancak oy haklarının geçici olarak
askıya alınması konusu
incelenmeli" diye konuştu.
Bankalara kısa vadeli kredi
sağlayan AMB, geçen hafta, küresel
ekonomideki toparlanmanın
yavaşladığı kaygılarının arttığı
dönemde bu önlemlerin en azından
yılın geri kalanında yürürlükte
olacağını açıkladı. (AA) |
|
|
|
|
Almanya'da 400 bin kalifiye
işgücü açığı var
Alman Sanayi ve Ticaret Odası
(DIHK) Başkanı Hans Heinrich
Driftmann, Alman ekonomisinde 400
bin kalifiye işgücü açığının
bulunduğunu bildirdi.
Driftmann, Berlin'de yayımlanan
B.Z gazetesine yaptığı açıklamada,
işletmelerin yüzde 70'inin
kalifiye eleman sıkıntısı
çektiğini belirterek, "Alman
ekonomisinde bugün 400 bin
kalifiye işgücü açığı var. Bu
sayının her yıl yaklaşık yüzde 10
artacağını tahmin ediyorum"
ifadesini kullandı.
Yeterli
kalifiye eleman sağlanamadığı için
ekonomik gelişmede bir puan
kaybedildiğine işaret eden
Driftmann, "Bu konuda göçmenler
dahil herkese ihtiyaç var.
Göçmenlerin çoğu daha iyi eğitilip
yetiştirilmesi lazım" görüşünü
dile getirdi.
Göçmen
gençlerin Almanca konusunda
yetersiz olduklarını, okulu yarıda
bırakanların oranının Almanlara
göre iki kat yüksek olduğunu ifade
eden Driftmann, okul öncesi
eğitimin zorunlu olması ve yabancı
ülkelerde alınan diplomaların
Almanya'da kabul edilmesi
gerektiğini kaydetti.
Driftmann, bunun yanı sıra yurt
dışından gelecek nitelikli
işgücüne de ihtiyaç duyulduğunu
bildirdi. (AA) |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|