|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
13
Temmuz 2010
|
|
|
CircassianCenter
/
Haber Merkezi
|
|
|
|
|
|
|
|
''Af
çıkartmak terörizme çözüm değil''
KBC
başkanı Arsen Kanokov “Af
çıkartmak terörizmle mücadele için
etkin bir araç değil” dedi.
Regnum muhabirine verdiği
demeçte Kanokov “Çeçenistan'da 38
bin kişi affedildi. Şahsi
kanaatime göre sadece ekonomik
suçlarda af olabilir, bu konuda
sanırım Moskova’da ikna oldu, bana
göre terörizmle mücadelede af
etkin bir araç değil” dedi.
KBC Başkanı, polis
teşkilatının da etkin bir
analizinin yapılması gerektiğini
ifade ederek “Başbakan Putin'de
gerekirse yurtdışından
profesyoneller getirterek İçişleri
Bakanlığı sisteminin gözden
geçirilmesi gerektiğini gündeme
getirmişti, bana kalırsa bu gün
emniyet teşkilatımız tıpkı
toplumun kendisi gibi hasta,
yolsuzluk ahlaksızlık yaygın hale
geldi. Bir polis memuru 10 bin
Ruble maaşla nasıl en lüks
arabalara binebiliyor, bu araçları
onlar maaşları ile mi alıyorlar”
dedi.
Geçtiğimiz günlerde
güvenlik konseyi toplantısında
Baksan’daki durumu ele aldıklarını
söyleyen Kanokov, “dini liderleri
dinledik, ilçe ve köylerin emniyet
amirlerini dinledik, bu bölgede
son dönemde 200’e yakın kişi
saldırılarda yaralandı, biz de
bölgeye 200 kişilik ek güvenlik
gücü gönderdik, şimdi gereken
çalışmalar yapılacak ve 2 ay sonra
yeniden bakacağız ne olduğuna”
dedi. |
|
|
|
|
Dinlenme kampları denetleniyor
Karaçay-Çerkes Cumhuriyeti'nde tüm
rekreasyon kamplarının durumunu
incelemek üzere bir komisyon
oluşturuldu.
Cumhuriyetteki
kırsal alanlarda kalan tüm
dinlenme kamplarını inceleyerek
gerekli ihtiyaçları, yapılması
gerekenleri ve alınması gereken
somut tedbirleri tespit edecek
komisyon 10 güne içerisinde
çalışmasını bitirmiş olacak.
Toplantıda ayrıca
cumhuriyetteki çocuk dinlenme
kamplarının emniyeti acil sağlık
tedbirleri yangın vb. güvenlik
tedbirleri konusunda da alınacak
önlemler tartışıldı. |
|
|
|
|
Balkarlar açlık grevi yapıyor
Essentuki’de bulunan Kuzey
Kafkasya Federal Bölgesi idari
binası bahçesinde bu gün 10 Balkar
açlık grevine başladı.
6
Temmuz günü Esentuki’ye gelen 10
Balkar, Federal Bölge İdare
Amirliği ile görüşerek, 131
Numaralı Federal Yasa'nın
uygulanmasını, Balkar insan
haklarının korunması taleplerini
ileterek şikayetçi oldular, fakat
sorunun çözümleneceği söylendiği
için evlerine döndüler.
9
Temmuz günü KBC başkanı Kanoko
yaptığı açıklamada “mera
alanlarının cumhuriyetin ortak
malı olarak kalacağını, tüm
cumhuriyetin topraklarının 3
Balkar yerleşim birimine
verilemeyeceğini” söylemiş, bu
topraklar bir halka verilirse bu
kez diğer halk mitinglere
başlayacak, o nedenle topraklar
cumhuriyetin ortak malı olarak
kalacak açıklamasını yapmıştı. Bu
açıklama üzerine Esentuki’de 10
kişilik Balkar grubu açlık grevine
başladılar.
Geçtiğimiz
günlerde Federasyon Konseyi
Başkanı Sergey Mironov “131.
Federal Yasa'yı çıkartırken hata
ettik, cumhuriyetlerin böylesi
özel durumları olduğunu
bilmiyorduk, o nedenle gereken
düzeltmeler yapılacak”
açıklamasında bulunmuş, hemen
akabinde Moskova'ya giden Balkar
yaşlıları açlık grevine
başlamışlardı.
Moskova'da
açlık grevi yapan Balkarların
eylemi ise birkaç basın mensubu
dışında ilgi görmedi ve Balkar
İhtiyarlar Heyeti'nin başındaki
Duma milletvekili M. Zalihanov
dışında kimse eyleme destek
vermedi.
Geçtiğimiz
günlerde Anayasa Mahkemesi'nce
kapatılan Balkar Yaşlılar
Heyeti'nin organize ettiği bir
grup, cumhuriyetteki nüfusları %
14 olmasına, tarihi topraklarının
birkaç katı toprağı ele geçirmiş
olmalarına rağmen cumhuriyetin
toplam topraklarının % 45’ini
talep ediyor ve bu konuyu sürekli
çarpıtarak Moskova'ya şikayetlerde
bulunuyor, mitingler yaparak baskı
gördüklerini, topraklarının
ellerinden alındığını iddia
ediyorlar.
131 Numaralı
Federal Yasa'ya göre bir toprak
paylaşımı yapıldığında KBC’de
yaşayan her Balkar'a , bir
Adige'ye düşen toprağın 8 katı
toprak düşüyor, o nedenle Adige
sivil toplum örgütleri buna izin
vermeyeceklerini açıklayarak
karara itiraz ediyorlar. |
|
|
|
|
Sergey Bagapş, bugün Venezuela
Büyükelçisi'ni kabul ederek güven
mektubunu aldı
Abhazya Devlet Başkanı Sergey
Bagapş, bugün Venezuela Tam
Yetkili Büyükelçisi Hugo Jose
Garcia Hernandez’i kabul ederek
güven mektubunu aldı.
Diplomatları selamlayan Abhazya
Devlet Başkanı Sergey Bagapş,
sözlerine, ‘Abhazya halkının uzun
yıllardır verdiği bağımsızlık
savaşına verdiği destekten ötürü
Venezuela Devlet Başkanı Hugo
Chavez’e minnettarız’, şeklinde
devam etti.
Bagapş,
‘Abhazya ve Rusya Federasyonu’nu
özel ilişkiler bağlıyor. Abhazya
ve Venezuela ilişkilerinin de aynı
derecede sağlam ve karşılıklı
saygı çerçevesinde gelişmesini ve
halklarımızın yararına
çalışmaların yapılmasını umut
ediyorum’, diye vurguladı.
Devlet Başkanı Bagapş, Venezuela
Devlet Başkanı Hugo Chavez’in
daveti üzerine önümüzdeki günlerde
Venezuela’ya resmi ziyaret yapmayı
planladığını, bu ziyarette önemli
bir dizi ikili anlaşmaların
imzalanacağını bildirdi.
Büyükelçi’nin güven mektubunu
kabul eden Bagapş, Büyükelçi’ye
Abhazya tarafından diplomatik
görevinde tam destek teminatında
bulundu.
11 Temmuz Pazar
günü Suhum’a varan Venezuela’nın
Rusya Federasyonu Büyükelçi’si
Hugo Jose Garcia Hernandez,
Abhazya Dışişleri Bakanlığına
giderek güven mektubunun kopyasını
bıraktı.Venezuela’nın Abhazya
Büyükelçisi, Devlet Başkanına
güven mektubunu takdim ederken bu
günü “tarihi” olarak adlandırdı.
Hernandes güven mektuplarının
takdim töreninde, ‘Benim için
Venezuella’nın Abhazya’da ki ilk
Büyükelçisi olmak ve tarihi yazmak
büyük şeref’, konuşmasında
bulundu.
Büyükelçinin
sözleriyle Venezuela halkı ve
Devlet başkanı Hugo Chavez,
Abhazya halkı ile dayanışma
içinde. Diplomat, ‘Bizim için
Devlet Başkanı Sergey Bagapş ve
önderliğini yaptığı heyeti
Venezuela’da ağırlamak büyük
şeref’, dedi.
Büyükelçi
sözlerini, ‘Bana verilen görevi
layığı ile yerine getirmek için
elimden gelenin en iyisini
yapacağım’, şeklinde bitirdi.
Ofis Abhazya’nın Başkentinde
açılacak. Abhazya Dışişleri Bakanı
Maksim Gvinciya, ‘Gelecekte tabii
ki Büyükelçi’ye, Abhazya’nın kendi
vatanını anımsatan en güzel
yerlerinden birini ayarlayacağız
nede olsa Abhazya ve Venezuela bir
birine çok benziyor’, diye
belirtti.
Önümüzdeki
günlerde Abhazya’nın Venezuela
temsilcisi belirlenecek ve aynı
şekilde Karakas’da bir ofis
açılacak.
NİKARAGUA VE
VENEZUELA BÜYÜKELÇİLERİ GÜNEY
OSETYA DEVLET BAŞKANINA GÜVEN
MEKTUPLARINI SUNDULAR
Güney Osetya Cumhuriyeti Devlet
Başkanı Eduard Kokoytı, bugün
Nikaragua Cumhuriyeti Güney Osetya
Büyükelçisi Luis Molina Cuadra ve
Venezuela Cumhuriyeti Güney Osetya
Büyükelçisi Hugo Jose Garcia
Hernandez’i kabul ederek güven
mektuplarını aldı.
Eduard
Kokoytı, diplomatlara hitaben
yaptığı konuşmada, ‘Sizlere
diplomatik misyon olarak başlamış
olduğunuz görevinizde başarılar
diliyorum. Ülkelerimiz arasında
büyükelçilik düzeyinde ilişkilerin
kurulması ile aramızda ki
işbirliği için yeni olanaklar
açılacağına inanıyorum. Güney
Osetya’da Nikaragua ve
Venezuela’nın ilk
büyükelçiliklerinin açılması,
Managua ve Caracas ile birlikte
özgürlük, adalet ve gerçek
demokratik kalkınma ideallerine
sıkı bağlılık olarak kabul
edilmelidir’, dedi. |
|
|
|
|
Rus
halkı daha az otoriter yönetim
istiyor
Sovyetler Birliği döneminde Josef
Stalin gibi diktatör ve baskıcı
yönetimlerin idaresinde yaşayan
Rusya halkı, artık daha az
otoriter yönetimler istiyor.
Levada Araştırma Merkezi'nin
yaptığı çalışmaya göre halkın
yüzde 33'ü yönetim erkinin bir
kişinin elinde toplanmasına karşı.
Aynı çalışmaya göre otoriter
yönetime destek verenlerin oranı
geçen yıldan bu yana yüzde 16
azalarak yüzde 27'ye geriledi.
1990'lı yıllarda yaşanan
belirsizlik ortamından ülkeyi
istikrara kavuşturan ve ekonomik
gelişiminde önemli başarılar
sağlayan Rusya Başbakanı Vladimir
Putin'e destek ise yüzde 60'ın
üzerinde. Halkın yarıdan fazlası
iki dönem devlet başkanlığı yapan
ve Rusya Devlet Başkanı Dmitri
Medvedev'in devlet başkanlığı
döneminde de Başbakanlık görevini
sürdüren Putin'in siyasi
kararlarda belirleyici rol
oynadığına inanıyor.
Araştırmanın ilginç sonuçlarından
biri de halkın yüzde 28'i en
azından belirli dönemlerde güçlü
liderlerin bulunması gerektiğini
düşünüyor. Ankete göre ekonomik
kriz, uluslararası sorunlar ve
bölgesel krizlerde güçlü lider
yönetimleri, zayıf yönetimlere
göre daha etkili. Bu kategorideki
halkın büyük çoğunluğunun eğitim
seviyesinin düşük ve ortalama
gelirin altında bir rakamla
yaşamlarını sürmeleri dikkat
çekiyor.
Araştırmaya göre
yönetim gücünün sadece Putin'in
elinde toplanmasının ülkenin
çıkarına olacağını düşünenlerinin
oranında da azalma yaşandı.
Putin'in iktidar kültünün Rusya
için zorunlu olmadığını
düşünenlerin oranı ise yüzde 61.
Putin'in etkin olmadığı bir
süreçte ülkenin kötüye gideceğini
düşünenlerin oranı ise yüzde 22.
Aynı çalışmada Rusya'da
muhalefetin gerekli olup olmadığı
ile ilgili de bir soru halka
yöneltildi. Gerekli diyenler yüzde
22'yi bulurken, halkın yüzde
16'sına göre muhalefet çok da
önemli değil. Halkın yüzde 44'ü
ise muhalefetin olmasını faydalı
olarak görüyor. Rusya'da
muhalefetin var olduğunu
düşünenlerin oranı ise yüzde 11'de
kalıyor. |
|
|
|
|
Rus
Çeçen kavgasında 1 ölü
Cumartesi gecesi Moskova’da Rus ve
çeçen kökenli gençlerin karıştığı,
bıçakların konuştuğu sokak
kavgasında bir kişi öldü, iki kişi
de yaralandı. Ajans haberlerine
göre, yaşları 22-24 arasında
değişen gençler arasında,
merkezdeki Çistiuprudı Bulvarı’nda
saat 01.00 civarında arbede
yaşandı. Moskovalı 23 yaşındaki
bir genç kavgada bıçaklanarak can
verdi.
Olayda Yuri Volkov
adlı Rus bıçaklanarak hayatını
kaybederken, bıçak darbesi alan
iki kişi de hastaneye kaldırıldı.
Güvenlik güçlerinin
cinayet zanlısı olarak çeçen
uyruklu üç kişiyi gözaltına
aldığı, yedi kişinin de görgü
tanığı olarak savcılığa
götürüldüğü bildirildi. Olayın
çıkış nedeni henüz basına
yansımadı. |
|
|
|
|
Karadeniz’de Türk-Rus-Ukrayna
ittifakı kurulurken
Sıradışı yazılarıyla bilinen
Habertürk’ün yeni yazarı Serdar
Turgut, bu kez Rus-ABD casus
krizinden yola çıkıp,
Karadeniz’deki stratejik dengelere
vardı. Turgut, Amerika Karadeniz’i
bir Amerikan gölüne dönüştürmeyi
arzuluyor. Bunu
gerçekleştirebilmesi için
Türkiye’nin işbirliğine ihtiyacı
büyük. Türkiye buna kolay izin
vermeyeceğini, tavrıyla ve lafıyla
gösterdi diyor ve flaş haberi
veriyor: Ağustos ayında
Türkiye-Rusya-Ukrayna arasında
Karadeniz ittifakı kurulacağı
öğrenildi.
Serdar Turgut
Casus takasında Türkiye’nin
rolü
Soğuk savaş
döneminde Berlin’de yaşananlar
kadar romantik olmasalar da bir
başka casus başkenti olan
Viyana’da Rusya ile Amerika
arasında gerçekleştirilen takas da
hayli heyecan vericiydi.
Ancak bu casus takasının arkasında
son derece ilginç gelişmeler
yatıyor ve bunların tam merkezinde
de Türkiye var. Konu John Le
Carre’nin Soğuktan Gelen Casus
romanı gibi karmaşık ilişkiler
içeriyor. Dolayısıyla adım adım
gitmemiz gerekiyor. (Yani casus
terminolojisiyle gerçeğe varmak
için kediyi geriye doğru
yürüteceğiz.)
Haziran
ayının ilk haftasında Beyaz
Saray’da bir toplantı yapıldı.
Başkan’ın adamları, Obama’ya
yakında bir operasyonla 10 kadar
Rus ajanının yakalanacağını
anlattılar.
Başkan,ilgili
birimleri kutladı ve casuslar
yakalandıktan sonra neler
yapılması gerekeceğine getirdi
konuyu. New York Times’a
sızdırılan bilgilere göre, Başkan,
Rusya ile ilişkilerin normal
gitmesini ve bunu rayından
çıkarabilecek hiçbir gelişme
olmamasını istiyordu.
Obama,toplantıda Amerika ile Rusya
arasındaki ilişkilerin bozulması
için uğraşan çevreler olduğunu,
buna izin vermeyeceğini
kararlılıkla ifade etti. Obama,
henüz yakalanmamış olan casusların
sonradan iade edilmelerini
sağlayacak kanalların Rusya ile
hemen açılması talimatını verdi.
KARADENİZ’E DİKKAT
Washington’daki bu açılıştan
sonra hemen Karadeniz’e geçiyoruz.
Karadeniz ve özellikle doğusu,
Amerika için şu anda en hayati
görülen bölge. Yeni keşfedilmeye
başlanan petrol ve doğalgaz
rezervleriyle ve Avrasya’ya
yönelik stratejileri
uygulayabilmek açısından bölge,
Amerika için çok önemli. İşin
özeti, Amerika Karadeniz’i bir
Amerikan gölüne dönüştürmeyi
arzuluyor.
Bunu
gerçekleştirebilmesi için
Türkiye’nin işbirliğine ihtiyacı
büyük.
Türkiye buna kolay
izin vermeyeceğini, tavrıyla ve
lafıyla gösterdi. Yeni Şafak
Gazetesi’nden İbrahim Karagül’ün
30 Haziran tarihli mükemmel
analizinden alarak, Başbakan
Erdoğan’ın bu konudaki sözlerini
aynen aktarıyorum: “Türkiye'yi
bazıları tümüyle ABD'nin bazıları
da tümüyle Rusya'nın tarafına
itmeye çalışıyor. Oysa biri en
yakın müttefikimiz olan ABD,
diğeri ise enerji başta olmak
üzere önemli ticaret hacmimizin
bulunduğu Rusya. Ben Türkiye’nin
tümüyle bir tarafa itilmesine
müsaade etmem. Türkiye’nin ulusal
çıkarları neyi gerektiriyorsa ona
göre hareket ederiz”
Amerika’nın Türkiye’yi tümüyle
yanına çekmek gayretleri sürerken
ağustos ayında
Türkiye-Rusya-Ukrayna arasında
Karadeniz ittifakı kurulacağı
öğrenildi. Amerika, Karadeniz’i
kendi gölüne çevirme projesinin
şimdilik rafa kalktığını görüyor.
Elinde Karadeniz kozu da
yokken, Türkiye de tam yanında
değilken, Rusya’yı şu anda
karşısına almak istemiyor.
Türkiye sadece ulusal
çıkarlara dayanan,bir tarafa
itilmeden sürdürdüğü politikasıyla
hem Karadeniz’de önemli ve
tehlikeli gelişmelerin oluşmasını
şimdilik önlemiş, hem de casus
takasına kadar giden yolun
açılmasını sağlamış olabilir.
Bu arada Doğu Karadeniz’e
de sıçramış olan PKK terörünün
bölgede artması bizi şaşırtmasın
ve bu olayların da bölgede oynanan
büyük oyunun bir parçası olduğunu
unutmayalım. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|