08 Haziran 2010

 

CircassianCenter / Haber Merkezi

   
 
Peskov: Türk-Rus dostluğu kimseye karşı değil

Rusya Başbakanlık Basın Söcüsü Dmitri Peskov, Rusya'nın Sesi radyosunun Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in İstanbul'da gerçekleşen "Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler" zirvesine katılmak üzere gerçekleştireceği Türkiye ziyareti ile ilgili soruları yanıtladı. Rusya ve Türkiye ortaklığının son dönemde hızla geliştiğini, bunun kimseye karşı olmadığına değinen Peskov, gelişen ilişkilerin iki ülkenin, bölgenin ve uluslararası toplumun yararına olduğunu söyledi. Peskov kendisine yöneltilen soruları şu şekilde cevapladı:

Muhabir: Memnun oldum. Teşekkür ederim. Rusya Başbakanı Vladimir Putin Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konulu 3.zirve toplantısına katılacak. Asya bölgesi aktif olarak gelişmektedir ve bu durum küresel ekonomik krizin sonuçlarını belli bir ölçüde yumuşatıyor. Rusya hem ikili düzeyde hem de bölgesel düzeyde bu gelişmenin önemli bir motor gücü olarak nitelendirmek doğru olur. Acaba bu süreci engelleyecek her hangi bir sorun var mı? Eğer varsa bu konular İstanbul’da masaya yaratılacak mı?

Peskov D.S.: Şimdi şöyle aslında. Biz birlikte hatırlayalım. 1992 senesinde sayın Nazarbayev tarafından ortaya atıldı bu inisiyatif. Ve şu an konferans tabii ki ileriye doğru bir şekilde gelişmektedir. Uluslararası bir mekanizma haline gelmek üzeredir. Rusya bu konferansa ve bu konferansın faaliyetlerine büyük bir önem vermektedir ve bu önemin ifadesi olarak ta tabii ki Putin’in İstanbul’a gelişini değerlendirmek mümkündür. Asya’daki durum tabii ki şimdi şöyle ihtilaflı durumlardan maalesef uzak değil ve bütün dünyada da olduğu gibi Asya’daki ekonomik durumu aslında şimdi ekonomi krizinin değişik göstergeleriyle gebedir. Bu dünyada kaç ekonomi uzmanı varsa hepsi yani bazen çelişkili tahminlerde bulunmaktadır. Şimdi kriz kokusu halen var, bazı olumlu göstergeler olmakla birlikte ve hiç şüphem yok ki liderlerimiz İstanbul’da bütün bu durumları görüşecekeler.

Muhabir: Asya İşbirliği Konferasına bizzat Türkiye’nin ev sahipliği yapması kaydeder bir husustur. Karşılıklı faydalı işbirliğinin yerleştirilmesine en iyi örnek olarak ta bugünkü Rus-Türk ilişkilerini göstermek mümkün. Sizce bu konunun başbakanlar Putin ve Erdoğan arasında yapılacak ikili görüşmelerde de ele alınması bekleniyor mu?

Peskov D.S.: Hiç şüphem yok ki bekleniyor. Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler hem siyasi ilişkiler hem ticari, yatırım ilişkileri aslında çok hızlı bir şekilde stratejik ortaklık düzeyine ulaşmaktadır. Ve her seferinde bizim başbakanlarımız, cumuhurbaşkanlarımız bir araya geldiğinde bu görüşmeler çok önemli bir ivme kazandırmaktadır. İlişkiler örnek ilişkiler halindedir bütün bölge ülkeleri için ve devletler için. Geçen sefer yani bir şekilde dünya ekonomik krizinin kurbanı olmuştuk. Bizim ticari hacmimiz azaldı. Ancak bu yılın ilk üç dört ayının gösterdiği gibi, çok hızlı bir gelişme söz konusudur. Dolayısıyla ümit ederiz ki önümüzdeki bir yıl içinde biz bu zaafı, geçen yılınki zaafı iyileştireceğiz. İlişkiler gerçekten her alana kadar uzamaktadır. Hakikaten hem enerji alanında, Güney Akım konusunda Türk tarafına çok müteşekkiriz, Türk tarafı üzerinde anlaşılan tüm taahhütlerini yerine getirmektedir. Aynı zamanda Samsun-Ceyhan boru hattı konusunda çalışmalar hızla devam etmektedir. Cumhurbaşkanlarımız, başbakanlarımızın aralarında anlaştıkları gibi full tempoyla çalışmalar devam ediyor. Gümrükler konusunda, ticaret konusunda bizim inşaatçılarımız, tüccarlarımızın hepsi artan bir süratle çalışıyorlar. Tabii bu ümit verici bir şey.

Muhabir: Evet, ben zaten bu Samsun-Ceyhan boru hattı konusunda bir soru sormak istiyorum. Başlagıçta bu projenin gerekçesi olarak başta boğazlara düşen yükü hafifletmek olmak üzere ekolojik nedenler ileri sürdürülüyordu. Oysa bu proje ekonomik açıdan da çok çekici bir proje olarak nitelendirilebilir. Kuşkusuz böyle olmasaydı hem Türkiye hem Rusya hem Avrupa bu kadar aktif destek göremezdi. Rusya’nın bu projede çıkarları Sizce nelerdir? Ve projenin Sizce Avrupa için temel kozları nelerdir?

Peskov D.S.: Şimdi şöyle tabii ki projenin ne kadar fizibel olduğunu tespit etmek lazım. Gerçekten oldukça karlı görünüyor. Önemli olan ne? Önemli olan şu an boğazları çok aktif bir şekilde çalıştıran şirketlerin yeni bir boru hattına yönelmeleridir. Bu açıdan ne lazım? Yeni boru hattının boğaz yolundan daha karlı olmasıdır. Daha karlı olursa yani petrol taşıyıcıları için Samsun-Ceyhan daha karlı olmak şartıyla tabii ki bu boru hattının istikbali parlaktır ve daha karlı olabilmesi için Rusya ve Türkiye ortak çalışmaları yapacaklar.

Muhabir: Siz de belirttiniz Rus-Türk ekonomik işibirliği hızlı gelişmektedir. Ve bu işbirliğinin hacminin yılda 100 milyar dolara çıkarılması planlanıyor. Bu oldukça yüksek bir rakamdır. Bilindiği gibi Rusya, Avrupa Birliği gibi büyük ortak ile toplam 200 milyar dolarlık işbirliği yapıyor. Yani Rusya, Sizin de belirttiğiniz gibi, Türkiye ile bir nevi ekonomik müttefikliğe doğru ilerliyor. İki ülke ekonomileri arasında bu kadar güçlü cazibenin nedeni Sizce nedir? Bazıları Türkiye’nin Avrupa konusunda hayal kırıklığına uğradığını ve bu boşluğu Rusya ile ilişkilerle doldurmaya çalıştığı kanısındadır.

Peskov D.S.: Şimdi şöyle yani. Uluslararası ilişkilerde her zaman olumlu eğilimler maalesef olmuyor bazen olumsuz eğilimler oluyor. Olumsuz eğilimler neden kaynaklanıyor? Bazen kriz durumlar söz konusu. Bazen işte yapılan yanlışlıklar söz konusu olabilir. Bazen değişik istikametlerde daha karlı perspektiflerin açılmış olması olabilir. Avrupa Birliği’nin tabii ki şu an kendi problemleri var. Oldukça açık bir şekilde krizli durumlar yaşanıyor değişik ülkelerle ki onların hepimiz gayeti biliyoruz. Bu durumda tabii ki bazı ülkelerle zorlamlar ve yavaşlamalar söz konusu olabilir. Ama aynı zamanda birkaç yıl sonra durum gene iyileşebilir. Bu konuda bence iyimser olmamız lazım.

Hakikaten Türkiye’nin çok önemli coğrafik ve siyasi bölgesel durumunu gözüne alırsak ve Rusya’nın aynı şekilde önemli olan bir durumla birleştirirsek bizim iki ülkemizin ticari ve ortaklık potansiyelinin son derecede önemli ve son derecede geniş olduğunu farkına varacağız. Dolayısıyla bence bizim ikili ilişkilerimizin potansiyeli kimseye karşı değildir, bizim iki ülkemizin menfaatlerine uygundur ve her iki halkımızın gerçekten yaşama düzeyinin artırılmasına gayet müşterek rol oynamaktadır.
 
Azerbaycan'la tarihi enerji anlaşması imzalandı, Nabucco kaynak sorununu çözüyor

Ankara ile Bakü arasında uzun süredir devam eden gaz fiyatı görüşmeleri sonuçlandı. Türkiye, kardeş ülkeden aldığı gazda fiyatı Azerilerin isteği doğrultusunda düzeltirken, Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, bu durumun iç piyasaya zam olarak yansımayacağını söyledi. Yıldız, "Azerbaycan gazına zam geldi diye tüketiciye zamlandıracak bir durum yok." dedi.

Üçüncü Asya'da İşbirliği Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nda (AİGK/CICA) Türkiye ile Azerbaycan arasında yaklaşık 2 yıldır görüşmeleri süren doğalgaz alışverişini düzenleyen Şahdeniz 1 ve 2 anlaşmaları imzalandı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın nezaret ettiği, Botaş-Socar Deniz Konsorsiyumu'nun Azerbaycan Cumhuriyeti'nden Türkiye Cumhuriyeti'ne Doğalgaz Satışına, Azebaycan'a Ait Doğalgazın Türkiye Cumhuriyeti Üzerinden Avrupa'ya Taşınmasına İlişkin Anlaşmaları'na, Türkiye adına BOTAŞ Genel Müdürü Fazıl Şener, Azerbaycan Adına SOCAR Başkanı Rövnak Abdülyaev imza attı.

Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Türkiye Cumhuriyeti üzerinden doğal satışı ve taşınmasına ilişkin deklarasyon ile Türk ve Azeri Enerji Bakanlığı arasında doğalgaz satışı ve taşınmasına ilişkin mutabakat zaptına ise Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Azeri mevkidaşı Natık Aliyev imzaladı.

İmza töreni sonrasında açıklamalarda bulunan Enerji Bakanı Taner Yıldız, Türk ve Azeri tarafları arasında yapılan 8-9 seanslık görüşmeler sonucunda mutabakat sağlandığını belirtti.

Anlaşma yüzünden tüketiciye direkt bir fiyat artışı yansıması olmayacağını belirten Yıldız, şunları söyledi: "Azerbaycan gazına zam geldi diye tüketiciye zamlandıracak bir durum yok. Azeri anlaşmasından dolayı, onu gerekçe tutarak zam geldi diyeceğimiz bir durum yok. Hem Türkiye'nin doğalgaz arz güvenliğinin sağlanması hem de Avrupa'daki ülkelerin doğalgaz arz güvenliğinin sağlanmasıyla beraber Nabucco, IPCI gibi birçok geliştirilebilecek projelere kaynak oluşturması açısından Azeri gazının çok önemli bir kaynak olduğunu ve bunun da önünün bu anlaşmayla açıldığını söyleyebiliriz. İki ülke arasındaki kuvvetli ilişkileri perçinleyen bir anlaşma."

Taner Yıldız, imzalanan anlaşmaların üç temel noktası olduğunu belirterek, bunları da şöyle sıraladı: "Biri, Şahdeniz 1 projesinin fiyat mekanizmasıyla alakalı geriye dönük 15 Nisan 2008' den bu yana fiyat düzenlemesi yapılması idi. Bu fiyat konusunda mutabık kaldık. İkinci konumuz 2016-2017'de devreye girecek Şahdeniz-2 projesi ile alakalı. Hem fiyatı hem de miktarıyla ilgili bir mutabakat sağlandı. 2016, 2017, 2018'den sonra devreye girecek gaz miktarıyla ilgili mutabakat sağlandı. Transit geçiş tarifesiyle alakalı bir mutabakat sağlandı."

ŞAHDENİZ 2'DEN 2017'DE 2 MİLYAR METREKÜP GAZ AKACAK

Enerji Bakanı Yıldız, anlaşmalarda, piyasa fiyatlarının söz konusu olduğunu kaydederek, "Şahdeniz 2'de 2017'den itibaren başlayacak 2 milyar metreküp, 2018'de 4 milyar metreküp, 2019'da 6 milyar metreküp, kademeli şekilde yükselterek 15 yıl içinde Türkiye'nin doğalgaz temini açısından büyüyen ve gelişen Türkiye için önemli bir kaynak olacak. Tabi ki re-export haklarıyla birlikte. 1,2 milyar metreküp Petkim ile pazarlama hakkı ve aynı zamanda Suriye, Yunanistan, Bulgaristan gibi komşu ülkelerin gaz ihtiyacını karşılamak açısından böyle bir hak doğmuş olacak. Bu anlaşma bundan sonra yapılacak birtakım anlaşmaları da tetikleyecek bir anlaşma olacak." bilgilerini verdi.

AZERİ BAKAN: GAZIMIZ NABUCCO'DA KULLANILABİLİR

Azerbaycan Enerji Bakanı Natık Aliyev ise, anlaşmaların çok büyük ve tarihi bir olay olduğunu belirterek, bu anlaşmaların Azerbaycan ile Türkiye arasındaki ilişkileri her alanda etkileyeceğini belirtti. Natık Aliyev, imkan olması durumunda Azerbaycan gazının Nabucco Projesi'nde kullanılmasına açık olduklarını söyledi.

Şahdeniz -2 Anlaşması ile Azerbaycan'ın doğal gaz üretiminin yıllık 16 milyar metreküp artacağını belirten Aliyev, "16 milyar metreküp ilave gazdan kardeşimiz Türkiye'ye ne kadar lazım olacaksa bu Türkiye'de kalacak. Birinci maksat Türkiye'nin enerji ihtiyacının temin etmek. Geri kalanı da Avrupa'ya gönderilecek." diye konuştu.

Anlaşmaya göre belirlenen birim tutar üzerinden, 15 Nisan 2008'den bu yana Türkiye'nin Azerbaycan'dan aldığı doğalgaz miktarı ile yeni belirlenen fiyat arasındaki fark Azerbaycan tarafına ödenecek.
 
Tacikistan'dan Rusya'ya Jirinovski notası

Tacikistan Dışişleri Bakanlığı, Rusya'ya aşrı milliyetçi Vladimir Jirinovski'nin açıklamalarından dolayı nota verdi.

Dışişleri Bakanı Hamrohon Zarifi Rusya'nın Duşanbe Büyükelçisi Yuri Popov'u bakanlığa çağırarak nota verdi. Aynı zamanda Duma Başkan Yardımcısı görevi de bulunan Jirinovski, basına yaptığı açıklamada, Kırgızistan ile Tacikistan'ın Rusya'ya dahil edilmesi gerektiğini söylemişti. Aşırı Rus milliyetçisi Jirinovski, söz konusu iki ülkenin Rusya'nın 7'inci bölgesi olabileceğini ifade etmiş.

Duşanbe yönetimi, Rusya Halk Sağlığı Dairesi Başkanı Gennadi Onişenko'nun Tacikistan'da yaşanan çocuk felcinden dolayı bu ülkeden ithal edilen meyve ve sebzeye yasak getirmesini de eleştirdi.

Rusya'nın Tacikistan'dan meyve ve sebze ürünlerinin ithalatını yasaklaması üzerine, Sogd bölgesindeki çiftçiler zor durumda kaldı.
 
Putin ve Aliyev Türkiye'ye geliyor

Rusya Başbakanı Putin ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev yarın enerji görüşmeleri için İstanbul`da.

Enerji Bakanı Taner Yıldız, Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev`in yarın Türkiye`ye geleceklerini söyledi.

Yıldız, İstanbul`da yapılacak temaslarda doğalgaz konusunun ele alınacağını bildirdi.

İstanbul`da, Pazartesi ve Salı günleri Asya Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı devlet başkanları toplantısı yapılacak.
 
Nükleerde üretim en geç 2018 yılında başlayacak

Türkiye’nin dönem başkanlığını üsteleneceği, hafta başında İstanbul’da yapılacak “Asya’da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA)” çerçevesinde Rusya ile Türkiye’nin Mersin Akkuyu’da yapılacak nükleer santrale ilişkin bazı teknik anlaşmaları imzalaması bekleniyor.

Aynı zamanda petrolün boğazlardan taşınmasına yönelik konuların da Rusya Başbakanı Vladimir Putin ile ele alınması planlanıyor.

İleriye dönük imzalar

Başbakan Putin ve Başbakan Yardımcısı İgor Seçin 7-8 Haziran’daki CICA toplantısına katılırken, enerji konusunda bazı görüşmeleri de gerçekleştirecek. Rusya Devlet Başkanı Dimitry Medvedev’in Ankara ziyaretinde iki ülke arasında ham petrolün Samsun-Ceyhan hattından taşınması ile nükleer enerji santrali konusunda mutabakata varılmış ve ilgili anlaşmalar 12 Mayıs’ta imzalanmıştı. Yetkililer, Rusya ile yaklaşık 20 milyar dolara mal olması beklenen nükleer santrale yönelik bazı teknik anlaşmaların imzalanabileceğini kaydederek, “İleriye dönük adım adım ilerleyen alanlarda bazı imzaların atılması planlanıyor. Bu çerçevede nükleer santral için güvenlik ve lisanslama gibi konularda imza atılabilir” dedi.

2018’de devrede

Nükleer santral inşaatının ne zaman başlayacağına yönelik şu aşamada herhangi bir tarih belirlenmezken, santralde ilk ünitenin en geç 2018 yılında devreye alınması planlanıyor. Türkiye Elektrik Ticaret A.Ş. (TETAŞ) tarafından açılan nükleer santral ihalesine tek katılımcı olarak giren Rus-Türk ortaklığı Atomstroyexport-Inter RAO-Park Teknik’ten oluşan konsorsiyum, önce 21.16 kilowatt saat/sentlik teklif vermiş, ardından bu rakam kilowatt saat başına 15.3-13.4 sent aralığına çekilmişti. Ancak Danıştay’ın sürece temel teşkil eden yönetmeliğin üç maddesine ilişkin yürürlüğü durdurmasının ardından ihale 20 Kasım 2009’da iptal edilmişti. Daha sonra Türkiye ile Rusya arasında varılan mutabakatla, nükleer santralin, herhangi bir ihaleye gerek kalmadan, uluslararası anlaşma kapsamında yapılması kararlaştırıldı. Santrali yapacak olan Rus şirket, Türk ortaklar alabilecek ancak Rusya’nın payı yüzde 51’in altına düşmeyecek.

Rutin zirve kritik toplantıya dönüştü

Türkiye'nin de üyesi olmasına rağmen adı kamuoyunda fazlaca bilinmeyen Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı'nın (AİGK/CICA) devlet ve hükümet başkanları zirvesi çok kritik bir zamanda İstanbul'da toplanacak.

6-8 Haziran tarihleri arasında İstanbul Çırağan Sarayı'nda yapılacak toplantı nedeniyle Türkiye'ye çok sayıda dünya liderinin gelmesi bekleniyor. Asya'daki barış, güvenlik ve istikrarın sağlanması amacıyla kurulan AİGK'nın devlet başkanları zirvesi dört yılda bir düzenleniyor.

Ancak bu yılki toplantıya İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere düzenlediği operasyonun yankılarının damgasını vurması bekleniyor.

AİGK'ye İsrail de üye. Birkaç hafta önce İsrail'den bir heyetin de toplantıya katılacağı açıklanmıştı. Ancak son yaşanan üzerine heyetin ziyaret planlarında bir değişiklik olup olmayacağı bilinmiyor.

AİGK'ye Afganistan, Azerbaycan, Çin, Mısır, Hindistan, İran, İsrail, Ürdün, Kazakistan, Kırgızistan, Moğolistan, Pakistan, Filistin, Kore Cumhuriyeti, Rusya, Tacikistan, Tayland, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri ve Özbekistan üye. Şu andaki dönem başkanlığını Türkiye yürüttüğü için zirve de İstanbul'da yapılıyor.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ev sahipliği yapacağı Zirveye şu ana kadar Rusya Başbakanı Vladimir Putin ve Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev geleceklerini açıkladı. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın da katılması bekleniyor.

(Hürriyet)