Giriş
Boris
Yeltsin, 31 Aralık 1999 günü yılbaşına saatler kala
sürpriz bir şekilde istifa ederek yerine Başbakan
Vladimir Putin'i vekil tayin etti. 9 Ağustos 1999'dan
beri başbakanlık görevini yürüten Putin, 26 Mart 2000
tarihinde yapılan Devlet Başkanlığı seçimlerini yüzde
52'nin üzerinde oy alarak ilk turda kazandı. 7 Mayıs
2000 tarihindeki yemin töreni ile de RF'nun İkinci
Devlet Başkanı sıfatını resmen elde etmiş oldu.
Putin'in resmi devlet başkanı olarak ilk icraatı,
birlikte çalıştığı Başbakan Yardımcısı Mikhail
Kasyanov'u başbakan olarak tayin etmek oldu. Yeni
hükümetin üyeleri kısa sürede belirlendi. 7 Mayıs'tan
bu yana geçen üç hafta içinde Putin, bir yandan yeni
hükümeti oluştururken, diğer yandan da RF'nun iktidar
ve devlet yapısında ve federal merkez ile bölgelerin
ilişkilerinde oldukça radikal sayılabilecek
değişiklikler yapmaya başladı.
Yeni
Hükümet
Putin
yeni hükümette eski kadrosunu büyük ölçüde korudu.
Buna karşılık bakanlık ve devlet komitelerinde bazı
değişiklikler yaptı. Bakanlıkların sayısını 30'dan
24'e, başbakan yardımcılarının sayısını da 7'den 5'e
düşürdü. Ticaret Bakanlığını yeni oluşturulan Ekonomik
Gelişme ve Ticaret Bakanlığı bünyesine kattı. Yakıtlar
ve Enerji Bakanlığının yakıtlarla ilgili kısmını
ayırarak Doğal Kaynaklar Bakanlığına bağladı. Ekonomi
Bakanlığını ve BDT'den sorumlu bakanlığı kaldırdı.
Diğer yandan, Sanayi, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı adı
altında yeni bir bakanlık oluşturdu. Eski Yakıtlar ve
Enerji Bakanı Viktor Kalyuzhny yeni kabineye
giremezken, Kasyanov'dan boşalan Maliye Bakanlığına
A.Kudrin, yeni kurulan Ekonomik Gelişme ve Ticaret
Bakanlığına think tank kuruluşu Stratejik Araştırmalar
Merkezinin başında bulunan G.Gref getirildi. Putin bu
arada çok sayıda devlet komitesi ve servisini de
lağvetti. Bunlar arasında Çevre Komitesi, Gençlik
Politikası Komitesi, Toprak Komitesi, Sivil
Havacılık,Göç, Döviz ve İhracatı Denetleme Federal
Servisleri, Goskino (Sinema Enstitüsü) bulunmaktadır.
Yeni
Bakanlar Kurulu:
Başbakan
Mikhail Kasyanov
Başbakan yardımcıları
İlya
Klebanov
Aleksey Kudrin (Maliye Bakanı)
Valentina Matvienko
Viktor
Hristenko
Aleksey Gordeyev (Köy Ekonomisi Bakanı)
Bakanlar |
|
Adamov, Yevgeniy O.
|
(Atom Enerji Bakanı)
|
Aksenenko, Nikolay Y
|
(Demiryolları Bakanı)
|
Blohin, Aleksandr V.
|
(Federasyon İşleri, Ulusal ve
Göç Politikaları Bakanı)
|
Bukayev,Genadiy İ.
|
(Vergi ve Harçlar Bakanı)
|
Chayka,Yuriy Ya.
|
(Adalet Bakanı)
|
Dondukov, Aleksandr N
|
(San., Bilim ve Tek.Bakanı)
|
Filippov, Vladimir M.
|
(Eğitim Bakanı)
|
Frank, Sergey O.
|
(Ulaştırma Bakanı)
|
Gavrin, Aleksandr S.
|
(Enerji Bakanı)
|
Gazizullin, Farit R.
|
(Mülkiyet İlişkileri Bakanı)
|
Gordeev, Aleksey V.
|
(Köy Ekonomisi Bakanı)
|
Gref, German O.
|
(Ekonomik Gelişme ve Ticaret
Bakanı)
|
İvanov, Igor S.
|
(Dışişleri Bakanı)
|
Kudrin, Aleksey L.
|
(Maliye Bakanı)
|
Lesin, Mikhail Yu.
|
(Basın, TV, Radyo ve Kitle
İletişim Bakanı)
|
Pochinok, Aleksandr P.
|
(İşgücü ve Sosyal Gelişme
Bakanı)
|
Reyman, Leonid D.
|
(Haberleşme ve Enformasyon
Bakanı)
|
Rushaylo, Vladimir B.
|
(İçişleri Bakanı)
|
Sergeyev, İgor D.
|
(Savunma Bakanı)
|
Shevchenko,Yuriy L.
|
(Sağlık Bakanı)
|
Shvıdkoy,Mikhail Y.
|
(Kültür Bakanı)
|
Shoygu,Sergey K.
|
(Sivil Savunma, Olağanüstü Hal
ve Afetler Bakanı)
|
Shuvalov, İgor İ.
|
(Hükümet Genel Sekreteri)
|
Yatskevich, Boris A.
|
(Doğal Kaynaklar Bakanı)
|
Yujanov, İlya A.
|
(Anti-Tekel Politikalar ve
Girişimi Destekleme Bakanı)
|
Yedi
Federal Bölge Kararrnamesi
Devlet
Başkanı V.Putin'in yemin töreninden sonraki ilk
icraatlarından birisi, 89 Federal İdari Bölgeden
oluşan Rusya Federasyonu'nu 7 büyük bölgeye (7 Federal
Okrug'a) bölen 13 Mayıs 2000 tarihli kararnamesi oldu.
Yeltsin döneminde çok büyük ekonomik ve politik
yetkiler elde eden bölge liderleri (21 Otonom
Cumhuriyetin Devlet Başkanları, valiler, belediye
başkanları, bölge meclisleri başkanları, vs.) federal
devlet yapısındaki merkez-bölge güç dengesini önemli
ölçüde lehlerine çevirmeyi başarmışlardı. Her bölge
kendi teşvik ve vergi yasalarını, yabancı sermaye
yasalarını çıkarmış, bu yasaların federal yasalarla
çelişip çelişmediği dikkate alınmaz olmuştu. Putin,
tüm bu karışıklıklara son verilmesi, dikey devlet
otoritesinin yeniden güçlendirilmesi, bölgelerdeki
ayrılmacı eğilimlerin bastırılması gerektiğini daha
başbakan iken geçen yıl devamlı yineliyordu.Putin'in,
bu yılın başlarında kurdurduğu ve RF için 10 yıllık
bir gelişme ve reform stratejisi hazırlamakla görevli
think tank kuruluşu Stratejik Araştırmalar
Merkezinin hazırladığı stratejide de devlet
yapısında köklü reformlar öngörülmektedir. Putin, bu
reformlara girişmeden önce bölgeleri denetim altına
almayı yeğledi.
Putin
oluşturduğu 7 süper bölgeye tam yetkili temsilcilerini
atadı. Temsilcilerin biri eski başbakan, birisi
bürokrat kökenli, diğer 5'i ise asker ve
güvenlik-istihbarat kökenli kişilerden oluşuyor.
Kremlin temsilcilerinin esas görevleri arasında, kendi
bölgelerindeki federal kuruluş temsilcilerinin ve
yerel yönetimin icraatlarını denetlemek, federal
yasalara aykırı tasarrufları saptayıp bunların önüne
geçmek, kısaca, bölgelerde Kremlin'in gözü, kulağı ve
sesi olmak bulunuyor. Vergiden gümrüğe, polisten
yargıya çok geniş bir alanı kapsayan yetki ve
görevlerle donanacak olan bu 7 temsilci neredeyse
birer Devlet Başkanı Yardımcısı statüsüne kavuşmuş
olacaklardır. Üstelik, Putin, yakında yeni bir
kararname ile bu 7 temsilcinin Güvenlik Konseyinin
doğal üyesi olmalarını sağlayacağını açıkladı.
Böylece, Putin'in bölgelerdeki temsilcileri, tıpkı
dışişleri ve savunma bakanları gibi ülkenin en kilit
mevkilerini işgal eden devlet görevlileri arasına
girmiş olacaklar. Bölgeler ve bu bölgelere atanan
Devlet Başkanı Temsilcileri şunlardır:
1)
Merkez Bölgesi (Merkez:
Moskova)
General Georgi Poltavchenko:
Eski St.Petersburg vergi polisi şefi, son bir yıldan
beri Devlet Başkanının Leningrad Bölgesi Temsilcisi
olarak görev yapıyordu.
2)
Kuzey-Batı Bölgesi (Merkez: St.Petersburg )
General Viktor Cherkesov:
Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktör Yardımcısı
idi.
3)
Ural
Bölgesi (Merkez: Yekaterinburg)
General Pyotr Latyshev:
İçişleri Bakan Yardımcısı görevinde bulunuyordu.
4)
Kuzey
Kafkasya Bölgesi (Merkez:Rostov)
General Viktor Kazantsev:
Kafkas garnizon komutanı, Çeçen savaşını yönetiyordu.
5)
Volga
Bölgesi (Merkez: Nijniy Novgorod)
Sergey Kriyenko:
Eski başbakanlardan, Sağ Güçlerin Birliği Partisinin
başkanı.
6)
Sibirya
Bölgesi (Merkez: Novorossisk)
Leonid Drachevsky:
Eski atlet, Barselona Konsolosu, Polonya Büyükelçisi,
daha sonra BDT'dan sorumlu bakan yardımcısı idi.
7)
Uzak
Doğu Bölgesi (Merkez: Habarovsk)
General Konstantin Pulikovsky:
İlk Çeçen savaşının sonuna doğru federal güçleri
yönetti. Son seçimde Birlik partisinin Krasnodar seçim
bölgesinin yönetiminden sorumluydu.
Seçilmiş Bölge Liderlerinin Görevden Alınabilmesi:
Putin’in Duma’ya Sunduğu yasa Tasarıları (3’lü Paket)
Rusya
Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, ülkeyi 7
süper bölgeye bölen kararnamesinden hemen sonra 19
Mayıs 2000 tarihinde parlamentonun alt kanadı Duma'ya
ülkenin devlet ve güç yapısını yeniden düzenleyen 3
yasa tasarısı sundu. İlk tasarı, parlamentonun üst
kanadı Federasyon Konseyinin kuruluşunu yeniden
düzenliyor. Tasarıya göre, her bölge Konseyde biri
yürütme, diğeri yasama organının temsilcisi olmak
üzere 2 kişiyle temsil edilecek. Eskiden olduğu gibi
bölge valisi ve yerel parlamento başkanı otomatik
olarak Konseye giremeyecek, ancak seçilmek üzere kendi
adaylarını yerel parlamentoya sunabilecekler.
Valilerin parlamento dışında bırakılması ve böylece
dokunulmazlık zırhlarını kaybetmeleri onların
bölgelerdeki etkilerini azaltma bakımından çok önemli
bir önlem olarak gözüküyor. Öte yandan,yeni Federasyon
Konseyinin üyeleri profesyonel tarzda (full-time)
çalışacaklar ve 4 yıl hizmet edecekler. Tasarı
yasalaşırsa 1 Şubat 2001'de yürürlüğe girecek ve bu
tarihe kadar Federasyon Konseyine yeni temsilcilerin
seçilme işi bitmiş olacaktır.
Diğer
iki tasarı, yerel yönetimlerle merkezin ilişkilerini
yeniden düzenliyor ve merkezin, federal yasalara uyum
sağlamak istemeyen yerel yönetimleri
cezalandırabilmesini sağlıyor. Anayasa veya federal
yasalara aykırı kararname çıkaran bölge yönetimleri,
bu aykırılıkların mahkeme kararıyla tescili halinde
görevinden alınabiliyor. Yine, tasarıya göre, hakkında
cezai soruşturma açılan yerel yöneticiler de
soruşturma süresince açığa alınabilecek. Bu
tasarıların önümüzdeki haftalarda Duma'dan Yabloko
dışında hemen tüm partilerin desteğiyle rahatça
geçebileceği tahmin ediliyor.
Ancak,
Duma'dan geçen tasarıların Federasyon Konseyinde veto
görmesi halinde, ki görebilir, ikinci kez Duma'dan
nitelikli çoğunlukla geçirilmesi gerekmektedir.
Putin
Kararlarına Tepkiler
Putin'in bölgelerin gücünü çok önemli ölçüde
sınırlandırmaya yönelik bu radikal adımlarına bölge
liderlerinden ve valilerden gelen ilk tepkiler
genellikle olumlu oldu. Bunda, atılan adımların
pratikte bölgeler için ne anlama geldiğini tam
kavrayamamanın yanında, yeni Devlet Başkanı Putin'le
daha işin başında ters düşmeme kaygısı da etkili oldu.
Başta Moskova Belediye Başkanı Y.Lujkov ve Sağ
Güçlerin Birliği Partisi liderlerinden B.Nemtsov olmak
üzere, Sverdlovsk Bölgesi Valisi Eduard Rossel,
Yekaterinburg Belediye Başkanı A.Chernetskiy kararları
desteklediklerini açıkladılar. Putin'in bu reformlarla
bölgelerin yönetilebilirliliğini artırabileceğini,
dikey devlet otoritesini tesis edebileceğini ve
federal politikaların öne çıkmasını sağlayabileceğini
vurguladılar. Özellikle, değişikliklerden sonra teşkil
edilecek yeni Federasyon Konseyine çok sayıda temsilci
sokabileceğini hesaplayan Komünist Partisi Putin'in
reformlarına büyük destek verdi.
Tek
ciddi karşı görüş Tataristan Devlet Başkanı Mintimer
Şaymiyev'den geldi. Şaymiyev ''Bölgelerin şu anda
kazanmış bulundukları özgürlükleri sınırlandırma
girişimleri çok büyük sürtüşmelere yol
açacaktır…Ulusal bölgelerin özerkliğini kısmaya
yönelik bu önlemler uygulanma kabiliyeti olmayan
politikalardır'' diye yorumladı. Şaymiyev, 1994
Rusya-Tataristan anlaşmasında, Tataristan'a Devlet
Başkanı Temsilcisi atanmasını öngören bir hüküm olduğu
halde Yeltsin'in bunu uygulamadığını, Putin'in
temsilcilerinin de pratikte görev yapamaz duruma
düşeceğini ifade etti. Putin'in reform önerileri
Rusya'nın politik kamuoyunda genel kabul görmesine
rağmen, atadığı temsilciler, eski Başbakanlardan
S.Kriyenko dışında, bu ağır görev için pek uygun
bulunmadılar. Temsilcilerin büyük ölçüde ekonomik ve
sosyal sorunlarla mücadele edecekleri, dolayısiyle, bu
konularda fazla bir bilgi ve deneyimi olmayan ve
bölgelerin içinde bulundukları koşulları yakından
bilmeyen generallerin başarılı olma şanslarının fazla
olmadığı ileri sürülmektedir.
Yeni
Gelişme Stratejisi
Bu
yılın başında Putin'in direktifleriyle kurulan, yeni
hükümette Ekonomik Gelişme ve Ticaret Bakanlığına
getirilen German Gref'ın başında bulunduğu think tank
kuruluşu Stratejik Araştırmalar Merkezi biri
orta dönemli öncelikler programı(2000-2004), diğeri
uzun dönemli gelişme stratejisi(2000-2010) olmak üzere
iki program hazırladı. Basında kısaltılmış şekliyle
yer alan bu stratejinin temel unsurlarını şu reform ve
politikalar oluşturmaktadır:
-
Tüm firmalara rekabet eşitliği sağlayacak bir
ekonomik politika güdülmesi: Tüm imtiyaz ve
ayrıcalıkların kaldırılması, devletin kaynak
dağıtımı ile ilgili kararlarında şeffaflık, devlet
alım kontratlarında rekabetin sağlanması, bölgesel
mevzuatın federal yasa ve mevzuatla uyumlu hale
getirilmesi, zarar eden firmaların iflasının
kolaylaştırılması, firma kuruluş ve yatırım
projeleri onay prosedürlerinin kolaylaştırılması,
lisansların azaltılması, yasaların yorumunda
standartlaşmaya gidilmesi, Uluslararası Muhasebe
Standartlarının (IAS) yerleştirilmesi…
-
Mülkiyet haklarının korunması, firmalarda azınlık
ortak haklarının güvenceye alınması…
-
Girişimciliği engelleyen bürokratik engellerin
kaldırılması, firmaların kullanımındaki topraklar
üzerinde mülkiyet hakkı tesis edebilmeleri,
-
Ekonominin dışa açık hale getirilmesi, tarife-dışı
ticaret engellerinin tarifelerle yer
değiştirmesi,tarifelerin giderek azaltılması,
-
Vergi,bütçe,banka ve hukuk reformlarının
yapılması,
-
Yurt dışına sermaye kaçışının engellenmesi, bunun
için offshore bölgeleri ile yapılan parasal
işlemlerin sıkı kontrolü, ithalat ve ihracat
kontratlarındaki fiyat farklılarına göz
yumulmaması, ödenmeyen dış kredilerin takibi,
-
Devlette reform: İç ve dış güvenliği, sosyal,
politik ve ekonomik stabiliteyi sağlayan ve
garanti eden etkin bir devletin yaratılması,
-
Toplumun aktif kesimleri arasında, önerilen
stratejinin başarıyla uygulanabilmesini olanaklı
kılacak bir toplumsal sözleşmenin sağlanması,
-
Devletin görev ve harcamalarının küçültülmesi,
üretime sübvansiyon sağlanmaması,
-
Merkez-Bölge ilişkilerinde, sorumluluklar ve
yetkiler arasındaki asimetriyi ortadan kaldırmak
suretiyle federalizmin kuvvetlendirilmesi.
Programa göre, strateji başarıyla uygulandığı taktirde
Rusya'nın GSMH'sında yılda yüzde 5-6'lık bir büyüme
sağlanabilecek, başka bir deyişle, Rusya'nın milli
geliri 2010 yılına kadar yüzde 70 civarında
artırılabilecektir. Yine, programa göre, eğer tersine,
ülkede istikrarlı bir ekonomik büyümenin koşulları
sağlanamaz ve mevcut ekonomik durum
normalleştirilemezse, bu, sadece sosyal istikrar için
bir tehdit değil, Rusya'nın bizzat bir devlet olarak
varlığını sürdürebilmesi için de bir tehdit unsuru
olacaktır.
Stratejik Araştırmalar Merkezi’nce hazırlanan bu
ayrıntılı program aslında hükümet için hazırlanmış
olmasına rağmen Başbakan M.Kasyanov tarafından çok
sıcak karşılanmadı. Başbakan ''gerekirse hükümetimiz
kendi programını yeniden yazar'' diyerek program
hakkındaki olumsuz düşüncelerini belli etti. Bu
konunun Haziran ayı içinde açıklığa kavuşması
beklenmektedir.
Putin’in Hazar Havzası Politikası
V.Putin, 9 Ağustos 1999 tarihinde başbakan olarak
göreve geldikten sonra Yeltsin döneminde dağılmaya yüz
tutan BDT'nu yeniden canlandırmak ve bu eski Sovyetler
Birliği cumhuriyetlerini yeniden Rusya'nın nüfuz alanı
içine sokmak için çok aktif bir politika başlattı.
Geçen sonbahar aylarında bu ülkeleri ziyaret ederek
onlarla askeri ve ekonomik alanlarda çeşitli
anlaşmalar imzaladı. Putin'in BDT politikasının önemli
bir parçasını Hazar havzası ile ilgili konular, yani,
Türkmen doğalgazı, bu bölgedeki petrol ve gaz boru
hatları projeleri oluşturmaktadır.
a)
Türkmen Doğalgazı
Yeltsin döneminde bu bölgedeki Rus çıkarlarının iyi
korunamadığına inanan Putin, işe Türkmen doğalgazı ile
başladı. Geçen Aralık ayında Gazprom Türkmenistan'la
2000 yılı için 20 milyar m3 'lük bir gaz
alımı anlaşması imzaladı.1000 m3 gaz için
36 dolar olarak belirlenen fiyatın yarısının nakit,
yarısının Rus malları ile ödenmesi öngörüldü. Aralık
ayındaki bu görüşmelerde, ileride daha uzun vadeli ve
daha büyük miktarları içeren bir gaz anlaşması
imzalamak için tarafların görüşmeleri sürdürmesi
kararlaştırıldı. Bu görüşmeler sonucunu verdi ve
V.Putin'in 18-19 Mayıs 2000 tarihlerinde Özbekistan ve
Türkmenistan'a yaptığı ziyaret sırasında taraflar
fiyat dışındaki konularda ilke anlaşmasına ulaştılar.
Buna göre, Türkmenistan Rusya'ya sattığı gazı her yıl
10 milyar m3 artırarak, gelecek 5 yıl
içinde 50-60 milyar m3 'e çıkaracaktır. 30
yıl gibi çok uzun bir dönemi kapsayan anlaşmada fiyat
konusunun daha sonraki görüşmelerde çözüleceği ifade
edildi. Sızan bilgilere göre, Türkmenistan yarısı
nakit, yarısı barter olmak üzere bin metreküp için 42
dolar istemekte, Rusya ise şimdilik 32 dolarda israr
etmektedir.
Türkmenistan'ın 1999 yılındaki doğalgaz üretiminin
22.9 milyar m3 olduğunu dikkate alırsak,
Rus-Türkmen anlaşmasının, 30 milyar m3 /yıl
kapasiteli Trans-Hazar gaz boru hattı projesini
tamamen devre-dışı bırakmasa bile büyük ölçüde riske
soktuğu açıktır. Gerçi, Türkmen Petrol ve Gaz Bakanı
Recepbay Arazov'un daha önce açıkladığı programa göre,
Türkmenistan, doğalgaz üretimini 2005 yılına kadar 85
milyar m3'e, 2010 yılına kadar da 120
milyar m3'e çıkarmayı planlamaktadır.
Ancak, Türkmenistan'ın gaz üretimini 4-5 yıl içinde
Sovyet dönemindeki eski düzeyine (80 milyar m3)
çıkarabilmesi için gerekli büyük yatırımların
finansmanını hangi kaynakla karşılayacağı sorusu
yanıtsız kalmaktadır.
Putin
ve diğer Rus yetkilileri özellikle Bakü-Ceyhan boru
hattı projesine karşı olmadıklarını zaman zaman
söyleseler de, ABD'nin, Hazar havzasının doğal
zenginliklerinin Rusya'yı dışlayarak uluslararası
pazarlara doğrudan ulaştırılması politikasını kabul
etmeyeceklerini her platformda yinelemektedirler.
Türkmen gazı anlaşması büyük ölçüde bu stratejik
oyunun bir hamlesi olarak değerlendirilmelidir.
b)
Hazar Petrol Konsorsiyumu: KNK
Putin'in Hazar havzasına yönelik başka bir adımını, üç
büyük Rus firmasının, Gazprom, LUKoil ve Yukos 'un
Hazar denizinin Rusya'ya ait kısmındaki petrol ve
doğalgaz yataklarını geliştirmek üzere güçlü bir
konsorsiyum tesis etmeleri oluşturuyor. KNK (Caspian
Oil Co.) adı ile kurulan ve üç firmanın eşit paylara
sahip olduğu yeni konsorsiyumun merkezi Astrakhan
olacaktır. Bu bölgedeki yatakların geliştirilmesi
hakkını LUKoil tek başına elinde bulunduruyordu.
Ancak, yatırım ve risklerin büyüklüğü dikkate alınarak
daha güçlü bir yapı yaratılmak istendiği sanılıyor.
Öte yandan, LUKoil'in geçen Mart ayında Hazar
denizinde keşfettiği büyük petrol yatağının kurulan
konsorsiyumun faaliyet alanı dışında tutulacağı
bildiriliyor.
c)
Hazar Özel Temsilcisi:
Konsorsiyumun kuruluşuna paralel diğer bir gelişme,
V.Putin'in, eski Yakıt ve Enerji Bakanı Viktor
Kalyuzhny'yi Rusya Devlet Başkanı Hazar Havzası Özel
Temsilcisi olarak ataması oldu. Başbakan Yardımcısı
Viktor Khristenko, yeni Enerji Bakanı Aleksandr
Gavrin'in Bakanlığa tanıtılması amacıyla 25 Mayıs günü
yapılan toplantıda Putin'in bu yeni atamasını
kamuoyuna duyurdu. Kalyuzhny ise, aynı
toplantıda,''Rusya'nın Hazar'daki politik rolü
artırılmalıdır'' diyerek Putin'in bu bölge ile ilgili
hedefini açıklamış oldu.
d)
Kazakistan Doğalgaz Pazarı:
Putin'in Orta Asya ülkelerinin enerji kaynaklarına
ilgisi Türkmen gazı ve boru hatları projeleri ile
sınırlı kalmıyor. Kazakistan'ın doğalgaz pazarı
da hedeflerden birini oluşturuyor. Rusya'nın doğalgaz
tekeli Gazprom, Kazakistan'ın gazdan sorumlu devlet
firması KazTransGas ile, Kazakistan'ın gaz yataklarını
işletmek, gaz dağıtımını ve ihracını gerçekleştirmek
üzere ortak bir firma kuruyor. Kazakistan, ülkesinde
gaz üretim, dağıtım ve ihracı işini 1996 yılında
yapılan anlaşma ile Belçika firması Tractebel'e
bırakmıştı.
Ancak,
hükümetle Tractebel arasında gaz tarifeleri konusunda
ortaya çıkan anlaşmazlığın çözülememesi üzerine,
Belçika firması, tüm aktiflerini 100 milyon dolar
karşılığında KazTransGas'a devrederek ülkeyi terk etme
kararı aldı. Böylece Tractebel'den boşalan yeri
Gazprom dolduracak. Gazprom Başkanı Rem Vyakhirev,
Kazakistan yetkilileriyle ilkeler üzerinde
anlaştıklarını, kurulacak ortak firma için sadece
gerekli dokümanların hazırlanması işinin kaldığını
belirtti. Vyakhirev, ortak şirkette çoğunluk
hissesinin Kazakistan devletine ait olacağını da
vurguladı.
BDT
Gümrük Birliği: Minsk Zirvesi
V.Putin 7 Mayıs yemin töreninin ardından
gerçekleştirdiği Özbekistan ve Türkmenistan
ziyaretlerinden hemen sonra BDT ülkeleri ile
ilişkileri pekiştirme girişimlerini sürdürerek gümrük
birliğine dahil beş BDT ülkesini Minsk'de bir araya
getirdi. Beş BDT ülkesinin, Rusya, Belarus,
Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan'ın 6 yıl önce
oluşturdukları gümrük birliğinin Minsk zirvesinde,
ortak tarife ve taşıma maliyetleri tesbiti, vergilerin
orijin ülkede değil destinasyon ülkesinde ödenmesi
gibi somut konular üzerinde anlaşma sağlanamamasına
rağmen, birliğin daha kapsamlı yeni bir niteliğe
kavuşturulması yönünde temel bir karar alındı. Buna
göre, Ekim ayında gerçekleştirilecek yeni toplantıya
kadar gerekli hazırlık çalışmaları yapılacak ve
organizasyon, AB'i model alınarak, Avrasya
Gümrük Birliği adı altında, yeniden hukuki bir
statüye kavuşturulacaktır. Yeni organizasyonun amacı,
üye ülkeler arasında ortak bir gümrük, tarife ve vergi
politikası oluşturmak ve üçüncü ülkelere karşı ortak
politikalar uygulamayı sağlamak olarak belirlendi.
Birliğin başkanlığına yeniden seçilen Kazakistan
Devlet Bakanı Nursultan Nazarbayev, ''gümrük birliği
şu anda belki diğer BDT ülkeleri için cazip
gözükmeyebilir, ama, gümrük birliğini düşünce
biçimimizinin doğal bir parçası haline getirebilirsek
diğer ülkeler de bize gelir'' dedi.
Minsk
gümrük birliği zirvesinin ardından birliğe üye beş
ülkeye Ermenistan'ın da katılımıyla BDT Kollektif
Güvenlik Konseyinin toplantısı yapıldı. 1992
Taşkent anlaşmasıyla kurulan kollektif güvenlik
sistemine Moldova, Ukrayna ve Türkmenistan üye
olmamış, Azerbaycan, Özbekistan ve Gürcistan ise daha
sonra ittifaktan çekilmişlerdi. Şimdi radikal
islamcılara karşı sınırlarını korumakta zorlanan ve
Rusya ile savunma işbirliğine yönelen Özbekistan'ın
yeniden ortak güvenlik şemsiyesi altına girebileceği
söyleniyor.
Rusya
Ekonomisindeki Gelişmeler
Rusya
ekonomisi 1998 devalüasyonu ve yüksek petrol ve metal
fiyatlarının etkisinde canlanmasını sürdürüyor. 1999
yılının ilk çeyreğinde yüzde -2.8 oranında küçülen
Rusya ekonomisi, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.0-7.0
civarında bir büyüme gerçekleştirdi. Rusya
ekonomisinin yılın ilk aylarına ait performansı şöyle
oldu:
Rusya Ekonomisinin 2000 / I.Çeyrek Performansı:
|
2000/I.Çeyrek
|
1999/I.Çeyrek
|
GSMH (milyar rbl.)
|
1,260.2
|
836.6
|
GSMH (reel değişme,%)
|
6.0-7.0
|
-2.8
|
Sanayi Üretimi (yıllık bazda % reel
değişme)
|
13.7(Şubat) 9.6 (Mart)
|
1.4 (Mart)
|
İşsizlik Oranı (%)
|
12.3 (Mart)
|
|
İhracat (milyar $)
|
22.7
|
14.8
|
İthalat (milyar $)
|
7.3
|
6.9
|
Dış Ticaret Fazlası (milyar $)
|
15.4
|
7.9
|
Tüketici Fiyatları (%)
|
22.5 (Mart)
|
107.6 (Mart)
|
Para Arzı: M2 (yıllık artış,%)
|
56.6 (1 Mart )
|
|
MB Rezervleri (milyar $)
|
17.6 (5 Mayıs)
|
16.0 (5 Mayıs)
|
Bütçe Fazlası(Açığı) (milyar rbl.)
|
6.3 (%0.5)a
|
-20.6 (e.e.)
|
Faiz-dışı Bütçe Fazlası (milyar rbl.)
|
46.7 (%3.7)a
|
e.e.
|
Bütçe Gelirleri (milyar rbl.)
|
221.8 (%17.6)a
|
89.2 (%11.0)a
|
Bütçe Harcamaları (milyar rbl.)
|
215.6 (%17.1)a
|
109.8 (e.e.)
|
Toplam Borç Servisi (milyar rbl.)
|
40.4 15.6 (iç borç) 24.8 (dış borç)
|
e.e.
|
Resmi Kur (1 $:Rbl.)
|
28.30 (15 Mayıs)
|
|
a
GSMH'ya oranı.
e.e.:elde edilemedi.
Kaynak:
RF resmi istatistik kaynakları,Maliye Bakanlığı,Merkez
Bankası ve diğer kamu kuruluşlarına ait
veriler.Derleyen:Reuters BB,12 ve 15 Mayıs 2000.
Rusya
ekonomisinde 1999'un ikinci yarısından itibaren
başlayan büyüme eğilimi bu yılın ilk çeyreğinde de tüm
hızıyla sürmektedir. Tablodan izleneceği üzere,sanayi
üretimi Şubat ayında yüzde 13.7, Mart ayında ise yüzde
9.6 oranında arttı. Geçen yıl yüzde 36.5 düzeyinde
gerçekleşen enflasyon bu yılın ilk çeyreğinde yüzde
22.5'e geriledi. Yılın ilk çeyreğinde ihracat geçen
yılın aynı dönemine göre yüzde 53.1 artarken, ithalat
sadece yüzde 5.6 oranında bir artış gösterdi. Bunun
sonucu olarak, yılın ilk 3 ayında 15.4 milyar dolarlık
bir dış ticaret fazlası sağlanmış oldu. Büyük
miktardaki dış ticaret fazlası MB'nın uluslararası
rezervlerinin de artmasını sağladı. Yılın başında (7
Ocak)12.3 milyar dolar olan uluslararası rezervler 4
ay içerisinde yüzde 43 artarak 17.6 milyar dolara
yükseldi. Öte yandan, vergi toplamada önemli
ilerlemeler kaydedildi.1999 yılında bütçe gelirlerinin
GSMH'ya oranı yüzde 11'de kalmışken bu yılın ilk 3
ayında bu oran yüzde 17.6'ya ulaştı. Bunun sonucu
olarak, GSMH'nın yüzde 0.5'i oranında bir bütçe
fazlası, yüzde 3.7 oranında da faiz-dışı bütçe fazlası
elde edildi. Rusya ekonomisindeki bu canlanmanın
temelinde petrol ve metal fiyatlarının uluslararası
piyasalarda devam eden yüksek seyri ve 1998 krizinden
sonra gerçekleştirilen büyük devalüasyonun Rus sanayi
üzerindeki olumlu etkileri yatmaktadır. Rusya
ekonomisinin 2000 yılında yüzde 4.5-5.0 oranında bir
büyüme hızı göstereceği tahmin ediliyor.
|