Bundan bir buçuk ay önceki bir sayısında dikkatimizi
çekmişti. Bu notu daha o zaman yazmıştık. “İleri”
gazetesi, Nuri Efendi’nin “Trakya” gazetesinden
yapmakta olduğu alıntılardan birinde Makedonya’daki
Çerkes köylerinden söz edilmiş olması münasebetiyle,
bu Çerkeslerin akıbetini soruşturuyordu. Onlardan hiç
ses seda çıkmadığına göre, oralarda herhalde asimile
olup gitmişlerdir diyordu. Sanki asimilasyon o kadar
kolay bir olaymış gibi.
Heyhat, Makedonya’ya yerleştirilen Çerkeslerin akıbeti
çok daha kötü olmuştur. Hâki, anlaşılan, Çerkes
macerasının sonunu bilmiyor. Fırsattan istifade
anlatalım. Bildiğimiz kadarını.
Bilindiği gibi, Yunan ordusu saflarına katılıp,
Anadolu’da Mustafa Kemal hareketine karşı savaşan
Çerkes Ethem çetelerinin bir bölümü, Küçük Asya
Bozgunu’ndan sonra Yunanistan’a sığınmıştı. Bunlar kaç
kişiydiler, bilmiyorum. Bin kadar mı? İki bin kadar
mı?
Bildiğim, daha doğrusu okuduğum bir şey var. Lozan
görüşmeleri sırasında, görüşmelerde anlaşma
sağlanmadığı takdirde Doğu Trakya’ya girmek üzere
Evros bölgesine yığınak yapan Yunan ordusunda bu
Çerkeslerden ayrı bir birlik oluşturulmuştu. O dönemde
Dedeağaç’ta yapılan resimgeçitlere bu askerî birliğin
geleneksel Çerkes giysileriyle katıldığını
okumuşumdur. Ve halktan çok alkış topladığını.
Yunanistan’a kaçan ve Yunan ordusu saflarında ayrı bir
birlik olarak yer alan bu Çerkeslerin akibeti hakkında
Yunanca bir kaynak yoktur, her ne hikmetse. Veya ben
rastlamadım. Rastlayana da rastlamadım. Yalnızca 70’li
yılların “İstoria Papiru” dergisinin bir sayısında
küçük bir atıf okuduğumu hatırlıyorum. İçeriğini iyice
hatırlamıyorum. Bu münasebetle koleksiyonumu
karıştırdım, ama o yazıyı bulamadım. Oradan bilgi
aktaracaktım.
Mevcudiyetinden haberdar olduğum, fakat benim elime
hiç geçmemiş konuyla ilgili en geniş kaynak, sanırım
Türkiye dışişleri eski bakanlarından Haluk Bayülken’in
İngiliz arşivlerinden yararlanarak hazırladığı (veya
hazırlattığı) bir araştırma. Öğrendiğime göre orada
birçok ayrıntılar varmış.
Şimdi, sözlü kaynaklarımdan bilgilerim şunlar:
1923’lerden sonra Çerkesler, Merkezî Makedonya’da üç
köye yerleştirilmişlerdir. Ptolemaida, Veria (Kara
Fere) ve Çamlı. Aile başına kendilerine birkaç dönüm
tarla, birer inek v.s. verilir ve rençperlikle
uğraşmaya başlarlar. 1924’lerden 1948’lere kadar.
Birkaçının Makedonya’dan Batı Trakya’ya gelip
yerleştikleri bilinmektedir. Ama büyük çoğunluk o üç
köyde yaşamaya devam eder. Araya 2inci Cihan Harbi,
Alman işgali ve İçsavaş girer. Çerkesler hâlâ
yerleştirildikleri köylerdedir. İçsavaş bitmiştir veya
bitmek üzeredir.
Bir gece üç Çerkes köyüne birden silahlı kişilerce
saldırı düzenlenir. Tümü kıyımdan geçirilir.
Sağ kurtulanlar da vardır. Türkiye’ye başvururlar.
Onlar için ivedilikle genel af çıkarılır. Ve
Türkiye’ye dönerler. Anadolu, Makedonya ve yine
Anadolu. Bu daire pek az kişiyle tamamlanır.
Makedonya’da artık Çerkes yoktur.
Türkiye yolculuğunda trenle Gümülcine’den geçerlerken,
buradaki Çerkesler soydaşlarını selamlamaya
çıkmışlardı. Daha sonra onlar için de genel af
çıkınca, Batı Trakya’ya yerleşmiş Çerkesler de
Türkiye’ye döndüler.
1948 yılının bir gecesi Makedonya’daki üç Çerkes
köyünde gerçekleştirilen soykırımda kaç kişi
öldürülmüş, kaç kişi kurtulmuştur, bilmiyorum. Bu
kıyımın faillerinin kimler olduğu da açıklanmamıştır.
Hiç olmazsa araştırıldı mı, onu da bilmiyorum. Millî
ordu andartları suçlamış, andartlar ise bu işin millî
ordunun eseri olduğunu iddia etmişlerdir.
Makedonya’ya yerleştirilen Çerkeslerin hazin öyküsü
budur. Bilinmiyorsa, hiç anılmadığı içindir.
|