Ağlamaya alışmış
gözlerimle,
Üzerimde çerkeskam sana aşık yüreğimle,
Ardımda sensizliğin gözyaşları akıyor.
Geri dönme ümidi ile son kez bakıyorum Elbruz'a,
Ve ben Gidiyordum.Öyle sessiz,öyle nefessiz,
Gözyaşı nedir bilir misiniz siz ?
Gidiyordum...
Hiç bir ayrılık bana bu kadar dokunmamıştı.
Hayallerimin yıkıldığı,
kabuslarımın gerçek olduğu
bu günde acı bir hüzün sarmıştı beni.
İçimde ayrılığın tarifi imkansız acı yapan,
yalnızlığı taşıyan yollara isyan eden bir haykırış
kopuyordu alışkın
olmadığım.
Ayrılığın ilk saatlerinde acı bir gülümseme vardı
Elbruz'da,
sanki misafirini uğurluyordu.
Hayır!
Ben misafir değilim.
Adını koyamadığım bir ayrılık bu!
Gidiyordum...
Son bir defa ayrılığı taşıyamamanın çaresizliğiyle
bakıyordum
fersiz gözlerimle sana.
Acı bir ayrılık şarkısı mırıldanıyor toprağın
biliyorum.
Sus ağlama ne olur Elbruz.
Ağlama!
Sen mırıldanma ayrılık şarkısını bırak masallarda
mırıldansın ayrılık
şarkısı...
Yalnızlığıma mı sensizliğime mi ağlayayım?
Sensizlik yalnızlıktır bu tende.
Bir kor parçası gibi düştün Mayıs'ın ortasında titrek
yüreğime.
Yalnızlık hiç bu kadar yakın olmamıştı bana, hiç
sensiz, hiç ayrı
kalmamıştım sisli bakışından.
Alışmakta istemiyorum sensizliğe.
Özledim yazını, kışını, sisini, yasını,
Terek'i, Kuban'ı,
gündüzünü, geceni....
Söylesene Elbruz, kavuşmamız kaçıncı bahara?
|