|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
DOMATESTEN ÇIKAN HAÇ ANAYASADAN
ÇIKAN NEFRET |
Pınar Öğünç
Radikal Gazetesi, 17 Ocak 2012 |
|
|
................... |
|
................... |
İki ay evvel bazı
çocuk programlarındaki bilinçaltı 'sex'
mesajları üzerine bir haber yapılmıştı. Bir
gazeteci tam iki yıl Susam Sokağı,
Teletubbies, Sihirli Annem gibi çocuk
dizilerinde, niyeyse X harfiyle yazılmış 'sex'
mesajlarını Paint programıyla kırmızıya
boyamıştı. Çimenlerde, menemende ve dahi
oyuncu kadının bukleleri arasında 'sex'
yazıyordu. "Bir nesil Susam Sokağı'yla
büyütülüp bugün simit saraylarına mahkûm
edildi. Şimdi onların çocukları fuhuş
batağında…" absürd mesajıyla da haber bu
gülünçlükler üzerinden yayıldı. Bu neticeye
varmak için iki yıl her yerde 'sex' görmek
icap ediyordu çünkü.
Başka bir konu
gibi ama değil. Her yerde haç görmek de benzer
ısrarı gerektiriyor. Belki duydunuz, iki gün
önce bir cips paketindeki domateste haç
bulundu! Cips yoluyla Hıristiyanlık
propagandası. Bazıları hayatında enine domates
kesmemiş.
Tek bir hadise olsaydı buna
da gülebilirdik ama tipografik olarak her an
Hıristiyanlık çağrıştırmaya müsait -t harfi
yüzünden, 'hassas vatandaşların' şikâyet
ettiği tabelaları da biliyoruz. Her şeyden
önce bu ülkede Hıristiyan oldukları için darp
edilenleri, gırtlakları kesilenleri biliyoruz.
Nefret bu yollarla mayalanıyor; tehdit algısı
böyle büyütülüp gündelikleştiriliyor.
'Ben kaybettim'
Yeni Akit
gazetesi yazarı Serdar Arseven iki gün önceki
yazısına 'Eşcinseller kazandı, ben kaybettim!'
başlığını attı. Neden? Ölümünün ardından Defne
Joy Foster için yazdıkları da hafızalarda olan
Arseven ve gazetesi tazminata mahkûm olmuştu.
2008'de KAOS GL'nin düzenlediği Uluslararası
Homofobi Karşıtı Buluşma'ya katılan dönemin
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer
Üskül için gazetede 'Üskül'ün tercihi
sapıklardan yana' başlıklı bir haber çıkmış,
Arseven de benzer tonda bir yazı kaleme
almıştı.
KAOS GL'nin gazeteye ve
yazarına açtığı davada önce sonuca
ulaşılamadı. Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
bu ifadeleri 'eleştiri sınırlarında' bulmuştu.
Fakat temyiz incelemesini yapan Yargıtay 4.
Hukuk Dairesi, iki kararı da bozdu, tazminatı
kesti.
"Ben kaybettim" derken çok mu
üzgündü Arseven, pişman mıydı? Hayır, bilakis
karara ilişkin söyledikleri ayrı homofobi
numunesi. Ama bu, sonucu değiştirir mi? Bu
davada eşcinseller kazandı, o kaybetti.
Aynı gün başka bir davaya dair haber
aldık. Savcı, Van 7.2'yle sallanmışken, daha
enkazdan insan iniltileri yükselirken yaptığı
açıklamalarıyla Müge Anlı'nın ırkçılık
yapmadığına kanat getirmişti. Irk ve bölge
farklılığına dayanarak kin ve düşmanlığa
tahrik suçunun oluşabilmesi için tehlikenin
somut ve yakın olması gerekirmiş. Orada bir
halk teröristleştirilmemiş. Sonra yardım
kolilerine giren taş, sopa ve bayraklarla bağ
kurulmamış. Soyut ırkçılıkmış yani.
Bonomo'nun savunması
Şu
birkaç güne bakalım. Anıl Çeçen. "Kürtlere
doğum kontrolü uygulansın, savaş hukukuna
geçilsin" diyen bir profesör, insan hakları
dersi verebiliyor, Meclis İnsan Hakları
Komisyonu'nda dinlenebiliyor.
Can
Bonomo. Eurovision'a gideceği haberi üzerine
derhal 'Türkiye'yi bir Musevi temsil edecek',
'Yolu PORNO'yla açılmış' (Şarkılarını
prodüktörüne Irwin Welsh'in 'Porno' kitabından
bir sayfaya sararak yollamış, yanlış
anlaşılmasın) başlıkları atılan 20'li
yaşlarında bir genç, kendini "Yahudiyim ama
Türküm. İsrail'le alakam yok" diye garip bir
biçimde savunmak durumunda bırakılıyor.
'Ermeniler Van'ı satın alıyor!', 'BDP'nin
(L)Eşbaşkanları!', 'Fransızdan post, domuzdan
dost olmaz'; bu başlıklar da son birkaç
haftada atıldı (www.nefretsoylemi.org).
Nefret söyleminin ve nefret suçlarının
kaynağı doğrudan anayasadır. Vatandaşı nasıl,
kim olarak tanımlıyorsunuz? Hangi nedenlerden
dolayı ayrımcılık yapılabileceğini tarif
ediyorsunuz? Umarım yeni anayasa
tartışmalarında nefret perspektifi ihmal
edilmez. Yoksa gördüğünüz gibi hâkimlerin ve
savcıların insafına kalmış vaziyetteyiz. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|