MAYKOP’TA İLGİNÇ BİR SERGİ: KIZILDERİLİLER  
  SAHİDEKO Nurbıy
Adige Mak,  26 Şubat 2009
Çeviri: HAPİ Cevdet Yıldız
 
   
 

Kuzey Amerika'da çok sayıda etnik topluluk (ulus) yaşıyor. Yerli Amerikalılar/Kızılderililer gelenek ve görenekleri, tarihsel geçmişleri ve kültürleri ile diğerlerinden farklılar. Maykop’taki AC Ulusal Müzesi'nde açılmış olan bir sergide, yerli Amerikalıların yaşamına ilişkin Avrupalı sanatçıların derlediği yapıtlarla karşılaşabiliyorsunuz. Krasnodar'dan oralara gitmiş olan İgor Gurov'un derlediği bu yapıtlar sanki birer canlı, birer insan gibi,  insanı şaşırtıyorlar. İgor Gurov'un sergi açılışında söylediğine göre, yıllardan beri yerli Amerikalılarla ilgili bilgileri ve eşyaları topluyormuş. İgor Gurov, Uzak Doğu doğumlu, tarih ve sanat uzmanı biri, Krasnodar'da yaşıyor.

19-20. yüzyıllarda Kızılderili kültürünün gelişmesinde ana etken, birçok Kızılderilinin Avrupa’ya ve Avrupaların yaşadığı ülkelere gitmiş ve oralarda yaşamış olmaları etkenidir. Bu yerliler bir yere bağlı kalmıyor,  birçok yeri görüyor ve dolaşıyorlardı. Ava çıkıyor, avladıkları ile karınların doyuruyorlardı. Yabanöküzü (домбай) avlayıp etini yiyor, derisi ile kemiğini de diğer ev gereksinimlerinde kullanıyorlardı.

Sık sık yer değiştirdiklerinden mal biriktiremiyor, bir türlü zenginleşemiyorlardı. Giysi ve birçok eşyaları,  bu insanların savaş ve kavga dolu bir yaşam sürdürmekte olduklarını belli ediyor, bazen savaşsız yıllar da yaşayabiliyorlardı. Kadın ve çocuklar ev işlerini görüyorlar, biçki dikiş ve nakış gibi işleri seviyorlardı. Kızlar kendilerine yakışan elbiseler dikmesini biliyorlardı. Orman ve kır gibi yerlerden topladıkları şeylerle süslenmeyi ve yakışacak biçimde giyinmeyi başarıyorlardı.

Erkek nüfus bitmez tükenmez savaşlar nedeniyle kırıldığından,  kadın nüfusu daima daha fazla olurdu. Bu nedenle bir erkeğe birkaç kadın alma izni tanınabiliyordu. Ancak ekonomik gücü yetersiz erkeklere çok eş alma izni verilmezdi. Bir çadır 4-6 kişiyi barındırırdı. Çadırda ateş yakar ve ısınırlardı. Burada ilginç olan şey, kendi buldukları malzemelerle yaptıkları bu çadırların yanmayacak özellikte olmalarıydı.

At kuyruğundan dizginler örerlerdi. Atlının saçının yere değin uzaması için, at kuyruğu kılları örülerek binicinin saçına eklenirdi. Müzik aletleri içinde en gözde olanı bir tür davul (шъонтырып) idi. Davul çalıp oynarlardı. Kızlar daha çok kaval (къамыл)  çalmayı yeğlerlerdi. Özellikle at kuyruğundan yapılan kırbaçları incelenmeye değer.

Kızılderililer bugün değişik ülkelerde yaşıyorlar. AC Ulusal Müzesi’nde gösterime sunulan Kızılderili Sergisi Adige Devlet Üniversitesi öğrencileri ve meraklılar tarafından ilgiyle izleniyor.