CC-WAN /İstanbul
İstanbul Dostluk Kulübü, Türkiyeli işadamlarını
2008 Abhazya’ya Yatırım ve Perspektifler Forumu'na
götürdü. İstanbul Dostluk Kulübü'nün girişimleri ile
İTO tarafından organize edilmesi planlanan gezi
Gürcistan’ın baskıları sonucu Türkiye Dışişleri
Bakanlığı'nın yazılı talimatı ile iptal edilince
geziyi Abhazya Ticaret Odası'nın da talebi üzerine
İstanbul Dostluk Kulübü organize etti.
18-20 Haziran arasında Rusya Federasyonu, Kuzey
Osetya, Adigey ticaret odaları ve işadamları ile
Bulgaristan, Benalux ülkeler ve Almanya’dan da
yatırımcıların katıldığı uluslar arası ekonomi forumu
son derece başarılı geçti. Türkiyeli işadamları
heyetine İstanbul Dostluk Kulübü Başkanı ve
Abhazya’nın Dostları Sivil İnisiyatifinin
kurucularından Handan Demiröz başkanlık etti.
Cumhuriyet gazetesinden Gülşah Durak ile İTO yönetim
kurulu üyesi Şaban Dişli de İstanbul Dostluk
Kulübü’nün misafiri olarak geziye katıldılar.
Cumhuriyet gazetesinde önümüzdeki günlerde bu
seyahatle ilgili bir yazı dizisi yayınlanacak.
Türkiye heyetini Cumhurbaşkanı Sergey Bagapş, Başbakan
Aleksandr Ankuab ve ilgili bakanlar cumhurbaşkanının
makamında kabul ettiler. Abhazya Ticaret Odası başkanı
Gena Gagulya’ya, Cumhurbaşkanı Sergey Bagapş’a ve
Parlamento başkanı Nugraz Aşuba’ya, Ekonomi Bakanı
Kristina Ozgan’a, Abhazya İşkadınları Derneği Başkanı
Yulya Gumba’ya Türkiye heyeti tarafından hediyeler
takdim edildi. Heyet başkanı ve katılımcılarla yapılan
röportajlara basında geniş yer verildi.
Forumun ertesi günü yapılan ikili görüşmeler ve
yatırım alanlarının yerinde ziyareti sonrası heyet
Türkiye’ye döndü.
Heyet başkanı Handan Demiröz, forumda aşağıdaki
açılış konuşmasını yaptı.
Değerli Katılımcılar,
Sizleri şahsım, Türkiye’den birlikte geldiğim
heyet ve temsil ettiğim İstanbul Dostluk Kulübü adına
selamlarım.
Aslında bugün burada, İstanbul
Ticaret Odası (İTO) ile İstanbul Dostluk Kulübü’nün
ortak organizasyonu ile daha kalabalık bir heyet
olarak bulunacaktık. Ancak, üzülerek belirtmeliyim ki,
Gürcistan’ın baskıları üzerine T.C. Dışişleri
Bakanlığı yazılı talimatla İTO’nun resmi katılımını
engelledi. Bu engellemeyi şiddetle kınıyoruz ve
sayımız azalmış olsa da burada olmaktan ve sizlerle
bir arada bulunmaktan sevinç duyuyoruz.
Kısaca
bahsetmek gerekirse, İstanbul Dostluk Kulübü; Ankara,
Kayseri, Antalya ve Düzce’deki Dostluk Kulüpleri ile
birlikte Türkiye’deki Çerkeslerin (Adige ve
Abhazların) örgütlenme modellerinden biridir.
Mesleğinde başarılı, bilgi birikimini ve
zenginliklerini birbirleriyle paylaşan üyelerden
oluşan kulübümüz, sahip olduğu bu değerlerini
Kafkasya’nın dış dünyaya açılımına ve doğru tanıtımına
katkıda bulunmaya adamıştır. Bu açılımın ancak ticaret
vasıtasıyla gerçekleşebileceğine olan inancımızdan
dolayı önümüze koyduğumuz en önemli hedef, bu bölgenin
vaat ettiği ekonomik olanakları çevremizdeki iş
adamlarına gösterebilmek için buraya iş amaçlı bir
gezi düzenlemekti. Bunun; anavatanımız olan
Kafkasya’nın dünyada bilinirliliğinin artması ve
bölgenin istikrara kavuşması için tek yol olduğunun
farkındayız. Bu gezinin Rusya’dan ve diğer Kafkas
cumhuriyetlerinden katılımcılarla zenginleşen bir
forum kapsamına alınmasının, bizi tahmin ettiğimizden
daha verimli sonuçlara götüreceğine inanıyoruz.
Bu yüzden, daha önce
defalarca geldiğim Abhazya’da, şimdi Abhazya’nın
geleceği için önemli adımların atılacağını umduğum
böyle önemli bir organizasyon kapsamında bulunmaktan
ayrı bir heyecan duyuyorum.
Sevgili Dostlar,
Bu geziyi düzenleme aşamasında gördük ki Abhazya,
sadece Çerkesler için değil, iş dünyasında belli bir
birikime sahip profesyoneller ya da yeni pazar
arayışındaki Türkiyeli girişimciler için de bir cazibe
merkezi olmaya başlamış. Türkiye ekonomisinin hemen
hemen yarısını temsil eden İstanbul Ticaret Odası
aracılığıyla yaptığımız çağrılara gelen cevaplar
tahmin ettiğimizin çok üstünde oldu. Duyurularımızda,
• Abhazya’nın turizm konusunda zaten doğal
kaynaklara sahip olduğunu, fakat bu potansiyeli
kullanmak için fiziki altyapı ve hizmet alanlarında
yatırıma ihtiyaç duyulduğunu; • 2014 Kış
Olimpiyatları’nın Abhazya’ya oldukça yakın olan
Soçi’de yapılacak olmasının bölge ekonomisini
hareketlendirmeye şimdiden başladığını; • Savaş
sonrası yeniden yapılanma sürecinde gerek yaşam
alanlarının, gerekse üretim tesislerinin inşası ve
tamiri için inşaat ve müteahhitlik hizmetlerine
ihtiyaç duyulduğunu; • Organik tarım, ambalaj,
enerji, lojistik gibi sektörlerin gelecek vaat
ettiğini ve her alanda girişimcinin ilgisini
çekeceğini vurguladık.
Ve gelen başvurular
çağrılarımızın amacına ulaştığını kanıtladı. Bu ilgi;
bu topraklarla olan duygusal bağların değil, aynı
zamanda aklın da bize Abhazya’yı işaret ettiğini
gösteriyor.
Değerli katılımcılar,
Ticari
aktivitelerin ülkeler için diplomatik ve siyasi
ilişkiler kadar önemli olduğu çok açıktır. Uzmanlar,
son yıllarda yaşanan global krizlere rağmen
ekonomilerdeki büyümeyi üretimden ziyade, ticarete
borçlu olduğumuzu söylüyorlar.
Fakat Abhazya için ticaret
ve yabancı yatırım başkaları için olduğundan çok daha
elzemdir. Çünkü savaşın artık geride kaldığı ve
yaraların sarılmaya çalışıldığı bu bölgede günlük
hayatın istikrara kavuşması; komşularla ilişkilerin
normalleşmesi; dünya kamuoyunun artık bu toprakları
savaşlarla değil, gelecek vaat eden yatırım
fırsatları, güvenlik kaygısı olmadan tatil
yapılabilecek turizm olanakları ve binlerce yıldır
korunan kültür öğeleriyle anması için buna ihtiyaç
vardır. Çünkü ekonomik ve ticari ilişkiler,
toplumların birbirlerini daha iyi tanımalarını ve
doğru algılamalarını sağlayacaktır. Tarihte de kanlı
savaşları bitirmek için atılan adımlara bakıldığında,
başta Avrupa Birliği olmak üzere North American Free
Trade Aggrement (NAFTA), European Free Trade
Association ( EFTA) gibi tüm bölgesel işbirliği
bloklarının temel amacının barış, aracının ise ticaret
olduğunu görüyoruz. Bu tür oluşumları açıklayan
entegrasyon teorileri de; ülkeleri ticaretle
birbirlerine bağlamanın, kanlı savaşları engelleyecek
ve barış ve refah üretecek tek çözüm olduğunu
savunmaktadır. Büyük filozof Immanuel Kant’ın şu
sözleri de toplumların iyi ilişkiler içinde
yaşamasında ticaretin önemine çok iyi anlatır: “Soylu
barışı sağlayacak tek şey, ticarettir. Savaşla bir
arada yürüyemeyen, er ya da geç tüm halkları
güçlendiren tek şey, ticarettir.”
Unutulmamalıdır ki bir işadamı; yeni bir pazara girmek
için o bölgenin sunduğu doğal olanaklar dışında
güvenlik, istikrar, ekonomik teşvik, ihtiyacı olan
hizmete anında ulaşabileceği bir altyapı, gerektiğinde
başvurabileceği işleyen bir hukuk sitemi gibi
faktörler de arar. Bunun için Abhazya’nın yapması
gereken, bu güven ve istikrar ortamını potansiyel
yatırımcılara sağlayacak kurumsallığa ulaşmaktır.
Büyük çoğunluğu Türkiye’de yaşayan ve gitgide
şehirleşerek iş ve düşünce dünyasında yer edinen
diaspora ise, bu coğrafya için büyük bir şanstır.
Dünyada diasporanın anavatanın kalkınmasına katkısını
gösteren örneklere bakıldığında; ekonomik olarak
anavatandan daha gelişmiş bir ülkede yaşayan diaspora
üyelerinin yaşadıkları yerden verdikleri hizmetle
anavatana katkılarının dönenlerden daha fazla olduğu
görülmektedir. Savaş, sürgün, kaynak yetersizliği gibi
sebeplerle anavatanlarından başka yerlerde yaşamak
zorunda kalan Bulgaristan, Afrika, Doğu Asya gibi
bölgelerin göçmenlerinin lobi, promosyon, parasal
yardım, teknoloji ve know-how transferi gibi pek çok
şekilde anavatanlarına sağladıkları katkının değerinin
milyar dolarlarla ölçüldüğü bilinmektedir. Örnek
vermek gerekirse;
• ABD’de yaşayan
Meksikalıların Meksika’da yaşayan aileleri ve
yakınlarına yaptığı transferlerin 2004 yılında 13,2
milyar USD’ı bulduğu bilinmektedir. • Likit mal
varlığı 1,5-2 trilyon USD olarak hesaplanan Çin
diasporasının son yıllarda Çin’in gelişiminde en
önemli yatırımcı olduğu düşünülmektedir. 80-90’larda
Çin’e gelen 196 milyar USD’lık doğrudan yabancı
yatırımın %70 kadarının, yine 1991-2001 yılları
arasında Hindistan’a gelen 10 milyar USD’lik yatırımın
da 2,6 milyarlık kısmının diasporadan geldiği
hesaplanmıştır. • Bosnalı göçmenlerin
örgütlerinden biri olan Bosnian Business Club,
Bosna’daki iş ve yatırım olanakları hakkında
bilgilendirme yapmakta; Bosna kökenli vatandaşların
yaşadığı ülkelerde potansiyel yatırımcılarla temasa
geçmekte, onları Bosna’ya inceleme gezilerine
götürmekte, hükümet nezdinde onlar adına lobi yapmakta
ve veritabanı oluşturarak diasporadaki gençler için iş
imkanı yaratmaktadır.
Bizler, Türkiye’de
yaşayan Çerkesler olarak bu tür dayanışma
örgütlenmelerinin önemini yeni yeni kavramaya başladık
ve dünyadaki örneklere de bakarak bu konuda yol kat
etmeye, anavatanın dünyada bilinirliliğinin artmasına,
ekonomik kalkınmasına dışarıdan destek vermek için
çalışıyoruz. Bugün burada bulunan iş heyeti bu
çalışmaların en önemlilerindendir. Bildiğimiz
kadarıyla önümüzdeki günlerde Nalçik’e de benzer bir
gezi olacak. Bu tür çalışmaların artması, içinde
bulunduğumuz bu forumun verimli geçmesi ve ileriye
dönük ortaklıklara ve dostluklara temel oluşturması en
büyük temennimdir.
Öte yandan, daha büyük bir
açı ile baktığımızda, hem Abhazya’nın hem de parçası
olduğu Kuzey Kafkasya’nın ekonomik geleceği bakımından
Türkiye-Rusya Federasyonu ilişkisinin çok önemli
olduğunu görmekteyiz. Rusya Federasyonu gerek coğrafi
yakınlık, gerek bu yeni pazarın sunduğu imkanlar
dolayısıyla Türk yatırımcıların ilgisini çekmektedir.
Zorlu, Anadolu, Enka gibi büyük grupların yanında
küçük işletmelerin de yatırımlarının toplamına
bakıldığında Rusya'daki Türk sermayesinin 2006'da 6
milyar Dolar'ı bulduğu bilinmektedir. Uzmanlar, bu
yatırımların en yoğun olduğu Moskova bölgesinde
maliyetlerin yüksekliği nedeniyle yatırımcıları
faaliyetlerini Rusya'nın başka bölgelerine kaydırmaya
çağırmaktadır. Bu bölgeler arasında neden Kuzey
Kafkasya olmasın, neden Abhazya olmasın?
Bugün
hep birlikte bir adım attık. Bu adımın bizi en kısa
sürede somut iş ortaklıklarına götürmesi dileği ile
hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
|