|
|
................... |
|
................... |
AVRUPA BİRLİĞİ’NDE ORGANİK
TARIMA YÖNELİK POLİTİKALAR
|
Cengiz Sayın
Akdeniz
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi, 2002, 15(2),31-38 |
|
|
................... |
|
................... |
Özet
Organik tarımsal üretim faaliyeti dünyada 1930’lu yıllarda
başlamıştır. Çevre, bitki ve insan sağlığında görülen
olumsuzluklar ile özellikle gelişmiş ülkelerde ortaya çıkan
üretim fazlalığı sorunu yeni arayışları teşvik etmiş ve
organik tarımın bütün dünyada yaygınlaşmasına yol açmıştır.
Günümüzde ise AB, dünyanın en büyük organik gıda pazarı olup
aynı zamanda (EC) 2092/91 No’lu Konsey Yönetmeliği ile dünya
organik tarımını yönlendirmektedir. Bunun yanında AB’de Ortak
Tarım Politikası ve çevre politikaları kapsamında organik
tarımsal üretim faaliyetini ilgilendiren çeşitli düzenlemeler
de bulunmaktadır. Organik tarım faaliyeti Türkiye’de de hızlı
bir gelişim içerisinde olup büyük bir dış satım potansiyeline
sahiptir. Türkiye’nin bir yandan önemli hedef pazar olması öte
yandan tam üyelik hazırlıkları dolayısıyla AB organik tarım
politikalarını izlemesi ve bunlara uyum sağlaması kaçınılmaz
gözükmektedir.
1. Giriş
Ekonomik olarak sürdürülmesi gereken bir üretim ve işleme
sistemine sahip olan organik tarımsal üretim faaliyetinin
başlangıcı 1930’lu yıllara dayanmaktadır. Ancak faaliyetin
gelişmesi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde farklı
nedenlere dayanmaktadır. Örneğin, gelişmiş ülkelerde iç pazar
talebi organik tarımsal üretimi yönlendirirken gelişmekte olan
ülkelerde ihracat talep artışı daha belirleyici olmaktadır.
Dolayısıyla gelişmiş ülkeler gelişmekte olan ülkeler için
hedef pazar konumunda bulunmaktadır.
AB’nde organik gıdalara yönelik iç pazar talep artışı yanında
konvansiyonel tarım ürünlerinde üretim fazlası oluşması ve
bunu gidermek için tarımsal üretim arayışlarının ortaya
çıkması organik tarımı yaygınlaştıran en önemli
etkenlerdendir. Bunun yanında çevre, bitki ve insan sağlığında
görülen bazı olumsuzluklar da çevre dostu tarımsal üretim
faaliyetini ön plana çıkaran nedenler arasındadır.
Dünyada ticari kalitede organik tarımsal üretim yapan yaklaşık
130 ülke bulunmaktadır. Bu ülkelerin büyük bir kısmı Asya ve
Afrika kıtasında bulunmaktadır. Organik ürün sertifikasyon
işlemleri ise çoğunlukla Avrupalı Şirketler tarafından
yapılmaktadır. Önceleri her ülkenin kendine ait oluşturduğu
kurallarla yürütülen organik tarım faaliyeti, 1972 yılında
Almanya’da Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu
(IFOAM)’nun kurulmasıyla bütün dünyada ortak kurallar
çerçevesinde yürütülmeye başlanmıştır (Kortbech, 2000). Halen
AB uluslararası kabul gören 2092/91 No’lu AB Organik Tarım
Yönetmeliği ile dünya organik tarımını yönlendirmektedir (Anonymous,
1991). Dünya organik gıda pazarının %50’sinden fazlasına sahip
olan AB ülkeleri aynı zamanda dünyanın en büyük dış alımcısı
konumundadırlar. Dış alımda öncelikle Birlik üyesi ülkeler
tercih edilmektedir. Ancak AB’nde uygulanan standartların
sağlanması durumunda üçüncü ülkelerden de organik ürün dış
alımı yapılabilmektedir. Günümüzde hiçbir sorunla
karşılaşılmadan AB’ne organik ürün dış satımı yapabilen
ülkeler ise; Arjantin, Avustralya, Macaristan, İsrail ve
İsviçre’dir.
2. Materyal ve Yöntem
Araştırmanın ana materyalini; doğrudan veya dolaylı olarak
AB’de izlenen organik tarım politikalarına ilişkin yasal
düzenlemeler ve mevcut uygulamalara ilişkin çalışmalar ile
konuya yönelik yerli ve yabancı yayınlar oluşturmaktadır.
Araştırma; AB organik tarım yapısında genel durum, izlenen
politikalar, bunlara ilişkin kurumsal yapılanma ve öneriler
olmak üzere dört aşamada tamamlanmıştır.
3. Bulgular
3.1. Organik Tarıma Yönelik Politikalar
AB’de, 1985 yılında 94 430 ha olan organik tarımsal üretim
alanı bu ürünlere duyulan talebin ve tüketimin de etkisiyle
artarak 2000 yılında 3 944 953 ha’a ulaşmıştır. Aynı dönemde
organik üretim yapan işletme sayıları ise 1985 yılında 6 318
adet iken 2000 yılında 138 919’a yükselmiştir.
Öte yandan, AB toplam tarım alanı içinde organik üretim
yapılan alanın payı 1998 yılında % 2,19 iken 2000 yılında %
3,06’ya yükselmiştir. Bununla birlikte organik tarımsal üretim
yapan işletmelerin toplam işletme sayısı içindeki payı 1997
yılında %1,66 iken 2000 yılında %1,99’a çıkmıştır. AB’de
organik üretim yapan işletmelerin ortalama büyüklüğü ise 28,4
ha’dır (Çizelge-1).
AB’nde organik tarımsal üretimi doğrudan veya dolaylı olarak
ilgilendiren çeşitli yasal düzenlemeler bulunmaktadır.
Bunlardan dolaylı düzenlemeler, tarımdaki diğer düzenlemeler
yanında organik tarımsal üretimi de yönlendiren maddeleri
kapsamaktayken doğrudan düzenlemeler sadece organik üretimi
konu almaktadır (Sayın,2002).
AB’nde tarımsal üretim faaliyeti, ortak piyasa düzenlemelerine
göre Ortak Tarım Politikası (OTP) kapsamında sürdürülmekte ve
desteklenmektedir. Organik tarımsal üretim faaliyeti de henüz
pazar yapısı gelişen bir üretim dalı olup, ortak tarım
politikası kapsamında yürütülen çeşitli düzenlemelerle
yönlendirilmektedir.
Genel olarak AB’nde organik tarım;
a) OTP
düzenlemeleri ve ayrıca bu kapsamda yer alan;
♦ Kırsal kalkınma düzenlemeleri,
♦ Tarım-çevre ilişkilerini ilgilendiren düzenlemeler yanında,
b) Çevre
politikaları kapsamında ele alınançeşitli düzenlemeler
c) AB’ne üye her
ülkenin kendi koşullarına uygun olarak geliştirmiş olduğu
Ulusal Programlarla yönlendirilmektedir (Sayın, 2002).
3.1.1.O TP ve Organik Tarım
AB’nde, organik tarımsal üretim faaliyetine yönelik
düzenlemelerin OTP kapsamında sürdürülmesine karşın, mevcut
politikalarda günün koşullarına göre amaçlar ve araçlar
bakımından devamlı olarak yeni düzenlemeler olabilmektedir.
Bunlardan en son uygulananı Gündem 2000 Reform Düzenlemeleri
olup, organik tarımsal faaliyeti ilgilendiren konuları da
kapsamaktadır.
Gündem 2000 ile OTP’ nın yeni amaçları olarak;
♦ Tüketicilere karşı temel sorumluluk olan ürün güvenliğinin
sağlanması ve ürün kalitesinin arttırılması,
♦ Çevre korumanın OTP ile bütünleştirilmesi,
♦ Tarım üreticilerine alternatif iş olanaklarının yaratılması,
♦ AB tarım mevzuatının sadeleştirilmesinin sağlanması
konuları benimsenmiştir (Ekeman, 2000).
Belirtilen ortak amaçlara ulaşılabilmesi için Gündem-2000
kapsamında öngörülen düzenlemeler ve ele alınan konular ise;
♦ Üretim fazlalığını azaltıcı önlemler (tütün,yağ,şarap),
♦ Ortak piyasa düzenlemelerine ilişkin yatay tüzük ve
♦ Kırsal kalkınma düzenlemeleridir. (Anonymous, 2001).
3.1.1.1. Yatay Tüzük
Yatay tüzük uygulaması ile, üreticilere doğrudan ödeme
sağlayan bütün ortak piyasa düzenlemeleri tek bir kapsama
alınarak, hepsi için geçerli olacak bir takım kurallar
oluşturulmuştur. Bunlar;
♦ Üretimin çevre faktörü dikkate alınarak yapılması ve aksi
halde, doğrudan desteğin kısıtlanması veya tamamen
durdurulması gibi kuralları kapsayan “çevre koruma
yükümlülükleri’’,
♦ Tarım işletmesinin refah seviyesi ve istihdam oranının
dikkate alınarak bazı şartlarda doğrudan ödeme miktarının
arttırılması konusunda üye ülkelere değişiklik yapma hakkı
tanıyan “doğrudan ödemelerin ayarlanması kuralı’’ ve
♦ Kullanılmayan ve üreticilere ödeme yapılmayan fonların,
çeşitli tarımsal ve çevre programlarında ağaçlandırma
faaliyeti ve belirlenenen diğer alanlarda kullanılmaları
koşuluyla “artan fonların üye ülkenin kullanımına bırakılması
kuralı’’ndan oluşmaktadır (Ekeman, 2000).
Aslında Gündem 2000 reform tedbirleriyle çevreye, bitki, insan
ve hayvan sağlığına uygun tarımsal faaliyetin desteklenmesi
düzenlemelerinden önce, AB’ni Gündem 2000’e götüren nedenler
arasında da tarım-çevre ilişkileri görülmektedir.
AB OTP’nda reform gereksinimi doğuran nedenler iç ve dış
kaynaklı gelişmelere bağlanmaktadır. Dış etkenler arasında;
dünya gıda talebinin artış göstermesi, daha liberal ticaret
politikalarına geçiş eğilimi ve Dünya Ticaret Örgütü’ne
yönelik sorumluluklar ile AB’nin genişlemesinin doğurduğu yeni
gelişmeler bulunmaktadır. İç etkenler arasında ise; belirli
sektörlerdeki pazar dengesinin bozulması, çevreye ilişkin yeni
kuralların ilgili tüm mevzuata yansıtılmasını öngören
Amsterdam Anlaşması, gıda güvenliği ve kalitesi ile hayvan
sağlığı konularında tüketici çıkarlarının korunması ihtiyacı,
yerelleşmiş ve daha basit-şeffaf kurallara ihtiyaç duyulması,
mevcut OTP ile bütçe üzerinde ortaya çıkan aşırı yük gibi
konular yer almaktadır (Anonim 1999 ve Anonim, 2000).
3.1.1.2. Kırsal Kalkınma Düzenlemeleri
Gündem 2000 içerisinde yer alan bir diğer kapsamlı yapısal
düzenleme kırsal kalkınmaya yöneliktir. Bu düzenlemeyle, bütün
kırsal kalkınma projelerinin tek bir çerçevede toplanması
amaçlanmış ve konu ile ilgili bütün mevzuatlar tek bir yasal
düzenleme altında birleştirilmiştir. Bunun yanında kırsal
kalkınmanın desteklenmesi için gerekli finansmanın da FEOGA
olarak adlandırılan Tarımsal Garanti ve Yönlendirme Fonu’nun
Garanti bölümüne transfer edilecek fonlarla sağlanması
kararlaştırılmıştır.
Buna göre kırsal kalkınmaya ilişkin tek yasal düzenleme olan
1257/99 No’lu Konsey Yönetmeliği 26.06.1999 tarihinde
yayınlanmış ve 10 Ocak 2000 tarihinde uygulamaya girmiştir. Bu
yönetmelikle birlikte, önceden daha dağınık ve farklı
düzenlemelerle sürdürülen; FEOGA, ağaçlandırma, çevre,
destekleme gibi kırsal kalkındırmayı ilgilendiren konular tek
bir yasal düzenlemeye kavuşturulmuş ve önceki düzenlemeler
uygulamadan kaldırılmıştır (Anonymous, 1999/a).
(EC) 1257/1999 No’lu yeni yönetmelikte çevre korunmasına önem
verilerek, çevreye uygun tarımsal metotların teşvik edilmesi
ve bunlara yönelik desteklemelerin mevcut düzeyin üç katına
çıkarılması, kurallara uymayanlara yönelik doğrudan yardım ve
desteklemelerin kısıtlanması veya kesilmesi, tarım alanındaki
bilimsel araştırmalara daha fazla önem verilerek doğanın
korunmasının sağlanması ve pazarların da buna göre
yönlendirilmesi gibi konulara ağırlık verilerek, kırsal
kalkınmanın OTP’nın ikinci direği olması hedeflenmiştir (Anonymous,
1999).
Nitekim 1257/1999 No’lu Konsey Yönetmeliği’nin II.Kısım’a ait
altıncı bölüm madde 22-24 arası tarım ve çevre konusunu,
yedinci bölümün madde 25-28 arası tarım ürünlerinin
pazarlanması ve işlenmesini, sekizinci bölümün madde 29-32
arası ormancılık konusunu, III.Kısım’a ait madde 35-40 arası
FEOGA’dan mali destekler konusunu, IV.Kısım’a ait madde 51-52
devlet yardımları konusunu ve aynı kısım madde 55 ise
1257/1999 No’lu Yönetmelik’le uygulanmasına son verilen
yönetmelikleri ayrıntılı olarak açıklamaktadır (Anonymous,
1999).
Gerek yatay tüzük ve gerekse kırsal kalkınma faaliyetlerine
yönelik düzenlemeler ile Gündem 2000’de belirtilen topluluk
mevzuatının sadeleştirilmesi amacı gerçekleştirilmiş
olmaktadır. Ancak diğer yandan da çevreye uygun tarımsal
üretim faaliyetine önem verilerek desteklenmesi yoluna
gidilmektedir.
3.1.1.3. Tarım-Çevre Düzenlemeleri
AB’de organik tarımsal üretim faaliyetini ilgilendiren OTP
kapsamındaki bir diğer politika aracı ise tarım-çevre
ilişkilerini konu alan 2078/92 Nolu Konsey Yönetmeliği olup,
bu düzenlemeyle Gündem 2000 kapsamında ele alınan ve çevre
korunmasına olanak sağlayan tarımsal üretim metotlarının
desteklenmesi amacını taşıyan politika uygulamalarına ilişkin
yasal zeminin oluşturulmasına önemli katkılar sağlanmıştır.
Çünkü 1257/99 No’lu Kırsal Kalkınma Yönetmeliği ile 2078/92
No’lu Yönetmelik uygulamadan kaldırılarak artık tarım-çevre
düzenlemeleri kırsal kalkınma düzenlemeleri kapsamında ele
alınmıştır (Anonymous, 1999/b).
Tarım-çevre ilişkileriyle ilgili olarak organik tarımın
desteklenmesi konusunda önemli düzenlemeler gerçekleştirilmiş
ve organik üretim alanlarının diğerlerine oranla
genişletilmesinde mesafe kaydedilmiştir. Bu düzenleme ile
ülkelere göre farklı olmak üzere organik tarım alanlarına daha
fazla (%25-40) sübvansiyon desteği sağlanmıştır. Böylece
organik tarım teşvik edilmiştir (Haccıus and Lünzer, 2000).
3.1.2. Çevre Politikaları
AB’de organik tarımsal faaliyeti de ilgilendiren bir diğer
politika alanı çevre politikalarıdır. Çevre politikaları ile
amaçlananlar ise;
♦ Çevrenin korunması ve çevre kalitesinin yükseltilmesi,
♦ İnsan sağlığının korunması,
♦ Doğal kaynakların akılcı kullanılması ve
♦ Çevre sorunlarına ilişkin uluslararası düzeyde çeşitli
önlemler alınması olup, bunlar organik tarımsal üretim
faaliyetine yönelme nedenlerine de paralellik göstermektedir
(Ekmeztoglou ve ark. 2001). Nitekim AB’de çevre politikası
uygulama alanları kapsamında, tarımsal üretim faaliyeti ve
organik tarımla ilişkili olarak yer alan başlıca önemli
konular;
toprak, su, doğal koruma ve biyoçeşitlilik, endüstri ve ürün
politikası, kimyasallar ve biyoteknoloji alanlarında
yoğunlaşmaktadır (Anonymous, 2002).
Ancak AB’de çevre politikaları, OTP’da olduğu gibi günün
koşullarına göre değişime uğramakta ve yenilenmektedir.
Önceleri Roma Antlaşması’nın çeşitli maddeleri uyarınca
yürütülen çevre düzenlemeleri, 1986 yılında kabul edilip çevre
konusunda bir Topluluk politikası geliştirilmesi ve
uygulanmasını öngören Tek Senet’le yeni bir ivme kazanmış,
daha sonra 1991 yılında AB’ni kuran Maastrich Anlaşması ile
1999 yılındaki Amsterdam Anlaşmasıyla çevreye önem veren
politikalar ön plana çıkmıştır. Halen AB’de çevre konusuna
yönelik yasal yapının çerçevesi, Çevre Eylem Programları ve
çeşitli antlaşmalarla oluşturulan birtakım ilkelerle
belirlenmektedir (Ekmeztoglou ve ark.2001).
Çevre, bitki, insan ve hayvan sağlığının korunması amaçlarını
taşıyan ve bu yönüyle tarımsal faaliyeti ve bu kapsamda da
organik tarımı da ilgilendiren hükümler içeren ilkeler;
bütünleyicilik, yüksek seviyede koruma, ihtiyat, önleme,
kaynakta önleme ve kirleten öder başlıklarından oluşmaktadır.
Bunlardan özellikle ihtiyat ilkesiyle bitki, insan ve hayvan
sağlığı konuları ayrıntılı olarak ele alınmaktadır (Ekmeztoglou
ve ark.2001).
Günümüze kadar AB’de 5 adet Çevre Eylem Programı
tamamlanmıştır. Genelde 3-5 yıllık programlar şeklinde
organize edilen programların ilki 1973 yılında başlatılmış
olup, halen 2001-2010 dönemini kapsayan en uzun süreli 6.Eylem
Programı yürürlükte bulunmaktadır.
“Çevre 2010: Geleceğimiz ve Tercihimiz” adını taşıyan ve
Birlik çevre politikasının amaç ve önceliklerini, olması
gerekli önlemleri belirten programın stratejik olarak ele
alınan konularından ikisi; çevre mevzuatının iyileştirilmesi,
çevre gereklerinin diğer politikalara entegre edilmesi ve
piyasa ile yakın çalışma, arazi kullanım ve idare kararlarında
çevre konusunun dikkate alınması şeklindedir (Sayın, 2002).
Öte yandan aynı program kapsamında öncelik verilen 4 temel
konu olarak ise; iklim değişikliği, doğa ve biyolojik
çeşitlilik, çevre ve sağlık ile doğal kaynaklar ve atıklar
belirlenmiştir (Anonymous, 2002).
3.2. Organik Tarıma Yönelik Destekleme Uygulamaları
AB’de organik tarımsal faaliyete yönelik desteklemeler OTP ve
çevre politikaları kapsamında yürütülmektedir. Sadece,
destekleme konusunu içeren farklı programlar uygulanmaktadır.
Desteklemelerin yasal dayanağını;
♦ 1988 yılından bu yana uygulanan (EC) 4115/88 No’lu
“Extensification Programme” konulu Konsey Yönetmeliği ile,
♦ 1992 yılından 1999 yılına kadar uygulanan EEC 2078/92
No’lu “Agri-Environment Programme” konulu Konsey
Yönetmeliği oluşturmaktadır.
♦ Günümüzdeki destekleme uygulamaları ise, Gündem-2000
düzenlemelerinde yer alan 1257/99 No’lu Kırsal Kalkınma
Yönetmeliği ve her üye ülkenin kendine özgü koşullarına
göre oluşturduğu ulusal programlarıyla sürdürülmektedir
(Sayın ve ark., 2002).
3.2.1. Destekleme Yöntemleri
Yukarıda belirtilen programlar kapsamında uygulanan
desteklemelerin şekli ise büyük çoğunlukla;
a)
Doğrudan üreticiye birim alana veya hayvan başına göre teşvik
sübvansiyonu verilmesi,
b)
Ayrıca pazarlamaya yönelik çeşitli desteklemelerin
uygulanması yönündedir.
Bunlardan üreticiye teşvik sübvansiyonu verilmesinde;
♦ Bölgenin özelliği, ürün çeşidi ve işlenen alanın özelliğine
bağlı olarak desteklemelerde %20-40 oranında farklılık
oluşması,
♦ Destekleme kapsamına alınmada, sertifikalı ürün veya alan
olup olmama koşulu getirilmesi ve
♦ Uygulanan ortak politika çeşidine (çevre, tarım vd.) göre
yeni şekillenmelerin ortaya çıkması söz konusu
olabilmektedir.
Öte yandan, pazarlamaya yönelik desteklemelerdeki ana
amaçların ise büyük çoğunlukla;
♦ Birliğe üye her ülkede “Pazarlamayı Geliştirme
Düzenlemesi” geliştirilmesi,
♦ Üreticilerin bir pazarlama organizasyonuna bağlı olarak
faaliyette bulunması,
♦ Organik ürünlere ilişkin pazarlama kavramının
geliştirilmesi,
♦ Organik ürünlerin işlenmesinin sağlanması olduğu
görülmektedir.
3.2.2. Destekleme Programlarındaki Ortak Noktalar
Bütün destekleme uygulamaları için önceden bir program
oluşturulmakta ve ortak konular olarak;
♦ Programın amaçları,
♦ Program kapsamına girecek üreticilerin belirlenmesi,
seçimi,
♦ Uygulanacak (yardım) destekleme miktarları ve uygulama
süreleri ürün çeşitlerine göre yönlendirme,
♦ Yardım uygulamalarının genel kuralları,
♦ Üreticilerden istenen koşullar, yerine getirilmesi beklenen
şartlar,
♦ Yardım programının finansmanı,
♦ Program boyunca üreticilere yönelik; gösteri, tanıtım,
teknik bilgi verme, danışmanlık vd. hizmetlerin sunulması ve
bunların programın amacının gerçekleştirilmesine dönük
olması ve
♦ Programın genel değerlendirilmesine (izleme ve
değerlendirme) ilişkin gerekli prosedürlerin belirlenmesi gibi
konular ele alınmaktadır (Sayın, 2002).
3.2.3. Ulusal Programlar
Birlik genelinde izlenen ortak politikalar dışında, her ülke
kendi oluşturduğu Ulusal Programlar kapsamında doğrudan
organik tarıma yönelik bir takım desteklemeler uygulamaktadır.
Ancak, destekleme kapsamına alınan üreticilere yönelik
kriterler, ürün çeşitleri ve yardım miktarları konusunda
ülkeden ülkeye farklılıklar olabilmektedir. Temelde destekleme
şekli, konunun başında da belirtildiği gibi ekim alanına veya
hayvan başına göredir. Ülkeler bu konudaki yerel uygulamalarda
bağımsız olarak hareket edebilmektedirler.
Örneğin, bir ülkede sadece sertifikalı organik üretim alanları
destekleme kapsamına alınırken, diğerinde sertifikalı olsun
olmasın bütün tarım üreticileri, istenen koşulları taşıması
durumunda organik üretim desteklemelerinden
yararlandırılmaktadır. Bunun yanında bir kısım ülkenin de,
sertifikalı alanlar ile henüz organik dönüşüm aşamasında olan
ve izlenen alanlarla diğer tarım işletmeleri şeklinde bir
sınıflandırmaya yönelip buna göre desteklemelerde bulunduğu
görülmektedir. Kuşkusuz bütün uygulama farklılıklarının
temelinde, ülkelerin hangi ürünlerde üretim fazlalığı olduğu
önemli bir etkendir. Çünkü organik tarımsal üretim faaliyeti
ve organik gıda pazarı, hızla gelişen ve talep gören bir alan
olup üretim fazlalığı bulunan tarım alanlarının bu yöne sevk
edilmesi için iyi bir zamanlama ve fırsattır. Böylece, fazla
üretimin azaltılmasına yönelik mali yükle, dolaylı olarak
alternatif bir üretim alanı da desteklenmiş olunmaktadır.
Üstelik ürünlere yönelik yeni bir pazar yapısının
oluşturulması ve tüketim eğiliminin giderek artışı, üretim
fazlalığı olan alanlardan kaçışı hızlandırmakta ve cazip hale
getirmektedir.
3.3. Kurumsal Yapılanma
AB’de organik tarımsal üretim faaliyetine yönelik destekleme
uygulamaları, sadece üreticiye sübvansiyon ödemesi ve
pazarlamaya yönelik çeşitli desteklemelerle sınırlı olmayıp
kamusal ve özel yapılanmayla beliren bir takım hizmet vd.
desteklemeler de bulunmaktadır.
Politikaların uygulanmasında kamunun rolü ise;
♦ Organik üretim konusundaki genel sorunlarla ilgilenmek,
♦ (EC) 2092/91 No’lu Konsey Yönetmeliğin’in uygulanmasını
sağlamak,
♦ Organik tarıma yönelik sübvansiyon destekleri uygulamak
ve
♦ Organik ürünlerin pazarlanmasına katkı sağlamak
şeklindedir (Haccıus and Lünzer, 2000).
Bakanlığın uyguladığı yönlendirme düzenlemeleri yanında,
konuya yönelik şekillenmiş çeşitli danışmanlık hizmetleriyle
de organik tarımsal üretim faaliyeti desteklenmektedir. Ancak
AB’de organik tarımsal faaliyetin geliştirilmesine ilişkin
danışmanlık hizmetlerindeki yapılanma da farklı şekillerde
olabilmektedir.
Bunlar;
a)
Kısmen kamu kurumu niteliğinde olan çeşitli üretici
kuruluşlarınca üreticilere danışmanlık hizmeti verilmesi,
b)
Tamamen kamunun kontrolünde danışmanlık hizmetlerinin
yürütülmesi ve
c)
Birkaç organik ürün üreticisinin bir araya gelerek
danışman kiralaması ve kamunun buna destek vermesi şeklindedir
(Haccıus and Lünzer, 2000).
Belirtilen alternatiflerin her üçünün de seçilmesi veya sadece
birisinin/ikisinin tercih edilmesi söz konusu olabilir. Burada
üzerinde durulması gereken nokta, organik tarımsal üretim
faaliyetinin teknik detaylar gerektiren ve danışmanlığa
ihtiyaç duyulan bir faaliyet olduğudur. Danışmanlık hizmeti
veren yetkili kaynaklar olduğu sürece kim veya kimler olduğu
fazlaca önemli değildir. Nitekim, organik ürün sertifikasyonu
için yetkili kontrol şirketlerince gerekli izlemenin yapılması
yanında danışmanlık hizmetleri de verilmiş olmakta, aksi halde
sertifikasyon işlemi gerçekleştirilememektedir. Dolayısıyla
organik tarımsal üretim faaliyetinde danışmanlık hizmeti
zorunlu bir seçenek olarak belirmektedir.
4. AB’de İzlenen Organik Tarım Politikaları Karşısında
Türkiye’nin AB’ne Uyumuna Yönelik Başlıca Öneriler
Türkiye organik gıda dış satımını büyük çoğunlukla AB’ne üye
ülkelere yapmakta ve pazar payını arttırabilmek için AB’ne
koşulsuz organik ürün ihraç edebilen ülkeler listesine girmek
durumundadır. Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin
gündemde olduğu bir dönemde, tarım sektöründeki uyum konusunda
da gerekli uyum düzenlemelerine hazırlıklı olması
gerekmektedir. Türkiye’deki organik tarımsal üretim düzeyi ve
potansiyeli AB’nin dış alım taleplerini karşılayabilecek
durumda olup özellikle kuru meyve ihracatında diğer dünya
ülkelerine ve AB üyesi ülkelere oranla karşılaştırmalı
üstünlüklere sahiptir.
Ancak genelde ülke içi pazarlama olanaklarının geliştirilmesi
ve gerekse AB’ne uyumun sağlanabilmesi için aşağıda sıralanmış
önerilerle ilgili olarak Türkiye’deki noksanlıkların süratle
giderilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Bunlar;
♦ Üretim ve pazarlamaya yönelik ulusal destek programı
oluşturulması ve bu amaçla doğrudan gelir desteği fırsatının
kullanılması,
♦ Pazarlamaya yönelik kurumsal yapılanmanın
oluşturulması,
♦ Üretici örgütlenmesinin teşvik edilmesi,
♦ Üretici, alan ve hayvan sayısı konusunda doğru bilgi elde
etmek için sağlıklı kayıt sisteminin oluşturulması,
♦ Ürünlerin işlemesine özel yatırım teşviklerinin sağlanması,
♦ Eğitim, yayım, araştırma ve danışmanlık hizmetlerinin
geliştirilmesi,
♦ Organik tarım sektöründe kamunun aktif rol üstlenmesi,
♦ Ülke içi pazarlama kanallarının genişletilmesi,
♦ AB yönetmeliklerinin izlenmesi ve derhal Türkiye’deki
uygulamalara yansıtılması,
♦ Ürün çeşitliliği ve AB pazarlarına yakınlık avantajının
değerlendirilmesi,
♦ Çevreci üretimin gerekliliği olan gübre ve ilaç kullanımının
daha kontrollü olarak ve analize dayalı bir şekilde
sürdürülmesi,
♦ Yasal ve kurumsal düzenlemede özel sektör, üretici
örgütleri ve kamu kesimi işbirliğinin sağlanması,
♦ Bölgesel farklılıkların yönlendirilmesi ,
♦ Tüketici bilinçlenmesinin sağlanması,
♦ Organik üretime dönüşümün teşvik edilmesi,
♦ Kontrol ve Sertifikasyon olanaklarının genişletilmesidir.
KAYNAKÇA:
Anonymous, 1991. “Official Journal L 215”, 30/07/1992 P.
0085-0090
Anonoymous, 1991. “…on organic production of
agricultural products and indications referring there to on
agricultural products and food stuffs”. EU Council
Regulation (EEC) No: 2092/91 of 24 June 1991 (QJL 198,
22.07.1991) (www.defra.gov.uk/farm/organic /rec2092. pdf).
Anonymous, 1999/a. “...on Support for Rural Development
from the European Agricultural Guidance and Guarantee
Fund (EAEEF) and amending and repealing certain Regulations”,
EU Council Regulation (EC) No. 1257/1999 of 17 May 1999 (QJL
160, 26/06/1999, p. 0080-0102).
Anonymous, 1999/b. “...supplementing Regulation (EEC)
No: 2092/91 ... to include livestock production”. EU Council
Regulation (EC) No: 1804/1999 of 19 July 1999 (QJL 222,
24.08.1999, p. 0001-0028).
Anonim, 1999. “AB OTP Reformunun Yeni Tur DTÖ
Müzakereleri ...”. DTM, AB Genel Müdürlüğü,
Aralık-Ankara.
Anonim,2001. “Organik Tarım”. (www.tarim.gov.tr/
Bilgi/organik%20/tarim/ organik-tarim.htm).
Anonymous, 2000. “CAP Reports”. European Commission
Directorate for Agriculture (DE AGRI), Luxembourg
(http://europa. eu.int).
Anonoymus, 2001. “ ... For Imports From Third Countries
Under Article 11 of Council Regulation (EEC) No 2092/91 ...”.
EU Commission Regulation (EC) No: 1788/2001 of 7 September
2001. Official Journal Of The European Communities,
243/3 (www.organic-europe.net/archive/eu-commission-2001-01.pdf)
Anonymous, 2001. “Agenda 2000, Reform of the Common
Agricultural Policy (CAP)”. (http://www.europa.eu.int/scadplus/leg/en/lvb/
160002.htm)
Anonymous, 2002. “Environment”. (www.europa.eu.int/comm/environment/
policy_en.htm).
Ekeman, E. 2000. “21.Yüzyılın Eşiğinde Avrupa
Birliği’nde Ortak Tarım Politikası”. İKV: 158, Mayıs,
İstanbul.
Ekmeztoglou, T., Baladimos, A. ve Budak, S. 2001.
“AB’nin Çevre Politikası ve Türkiye’nin Uyumu”. İKIV Yayını,
(Editör: Canverdi, H.) Kitap 5, Eylül-İstanbul.
Foster, C. and Lampkin, N. 2000. “Organic And In-Conversion
Land Area, Holdings, Livestock And Crop Production In
Europe”. FAIR3 -CT96–1794, Final Report–October 2000. (www.organic.aber.ac.uk/
stats.shtml).
Haccıous, Manon ve Lunzer, 2000. Organic Agriculture in
Germany (http://www.organic-europe.net/country_reports/edf/2000/germany-pdf).
Kortbech, O. R. 2000. “Export Opportunities of Organic
Food From Developing Countries”. (www.ifoam.org/orgagri/worldorganics-2000
-conference.html).
Sayın, C. ve ark., 2002. “AB’de Organik Tarımsal
Üretime Yönelik Politikalar ve Türkiye’nin Uyumu”
Sürdürülebilirlik ve Organik Tarım Sempozyumu, 27-28 Haziran,
Ankara.
Sayın, C. 2002. “Dünya, AB ve Türkiye’de Organik Tarıma
İlişkin Gelişmeler ve İzlenen Politikalar”. Özel Çalışma (150
syf), İzmir Ticaret Borsası (Basımda), İzmir. |
|
|
|
|
|
|
|