Sovyetler
Birliği’nin dağılmasından sonra
bağımsızlığını ilan eden
cumhuriyetlerden bazısı, "Bosnalaşma"
yolunda görünüyor.
Günümüzün
siyasal lugatında bunun anlamı,
egemenliğine kavuşan ülkenin etnik
çatışmalara sahne olması, eski
"merkez"in kendisine bağlı insanları
"himaye" etmek gerekçesiyle müdahalede
bulunması ve bölgenin büyük bir
huzursuzluk ve gerginliğe
sürüklenmesidir.
Bosna-Hersek'te haftalardır tanık
olunan durumun bir benzeri şimdi
Gürcistan ve Moldavya'da görülüyor.
• Gürcistan'ın bağımsızlığını ilan
etmesinden sonra Güney Osetya
bölgesinde yaşayan Rusların
başkaldırması, artık bir iç savaşa
dönüşüyor. Osetya milliyetçileri
Gürcistan'dan koparak Rusya
Federasyonu'na dahil olan Kuzey Osetya
ile birleşmek arzusundalar.
Gürcistan'da Rus kökenli Osetyalılar,
5.5 milyon nüfusun ancak yüzde 6'sını
oluşturuyor; ama artık bağımsız
Gürcistan Cumhuriyeti sınırları içinde
bir azınlık olarak yaşamak istemiyor.
Şu sırada Gürcü birlikleri ile
Rusya'dan destek gören Osetya
ayrılıkçıları arasında şiddetli
çarpışmalar cereyan ediyor.
•
Moldavya'da da Rus kökenliler 4,5
milyon nüfusun ancak yüzde 15'ini
oluşturuyor. Onlar da yaşadıkları
Trans-Dinyester bölgesinin ülkeden
ayrılmasını istiyorlar. Aslında
Moldavya'da nüfusun büyük kısmı Romen
kökenlidir ve bu insanlar da hala
anavatanları olarak baktıkları Romanya
ile birleşmek arzusundadır. Rus
ayrılıkçıları ise buna şiddetle
karşıdırlar. Moldavya'da Rus (eski
Sovyet) birlikleri, bu ayrılıkçılara
açıkça yardım ediyor. Ve burada da
Moldavya askeri birlikleri ile, Rus
ordusu desteğindeki ayrılıkçılar
arasındaki çatışmalar giderek
şiddetleniyor.
Her iki cumhuriyette durumun daha
da vahimleşmesine -veya
"Bosnalaşması"na- yol açan bir faktör
de, Rusya Federasyonu liderlerinin,
açıkça müdahale tehdidinde
bulunmalarıdır. Rus hükümeti
yayınladığı bir bildiri ile eğer
Gürcistan'da derhal ateş kesilmezse
Moskova'nın "gereken önlemleri almak
zorunda kalacağı" uyarısında bulundu.
Yeltsin gibi, yardımcısı Alexander
Grutçko, daha da sert bir dil
kullanarak Rusya'nın Moldavya ve
Gürcistan'da "kıyıma uğrayan" Rusları
"korumak" için harekete geçeceğini
söyledi.
Tabii bu sözler,
Gürcistan ve Moldavya'da büyük bir
infial yarattı. Gürcistan
Cumhurbaşkanı Şevardnadze diplomatik
bir dil kullanmaya gerek görmeden
Yeltsin için "utanmaz... sorumsuz"
gibi sıfatlar kullandı.
Böylece
bu iki cumhuriyetteki iç çatışmalar
Rusya ile komşuları arasında
"devletlerarası" bir sürtüşmeye
dönüşüyor. Oysa şimdiye kadar Rusya,
bu tür kavgalara karışmamayı
yeğliyordu. Dolayısı ile Rus
liderlerinin son tehditleri,
Moskova'nın bu konudaki politikasını
değiştirdiğini ortaya koyuyor...
Rus liderlerine göre, Moldavya ve
Gürcistan'daki Rusların hakları ve
hatta hayatları tehlikededir. Bu
sorunlar müzakere ile halledileceğine,
kan dökülmektedir. Moskova artık buna
seyirci kalamaz.
Moldavya ve
Gürcistan hükümetlerinin (ve halkın
çoğunluğunun) görüşü ise bu değil.
Onlar, ayrılıkçıları suçluyor ve
Moskova'nın da onlara cesaret
verdiğini öne sürüyor. Simdi de
Rusya'nın tehditlerini kendi iç
işlerine müdahale ve aynı zamanda
Moskova'nın "yayılmacı niyetleri" nin
bir işareti sayıyor...
Dağılan SSCB topraklarında Rusya
dışında çeşitli cumhuriyetlerde 25
milyon Rus yaşıyor. Bugün Moldavya ve
Gürcistan'da görülen durumun yarın
başka cumhuriyetlere sirayet etmesi
tehlikesi var.
SSCB'nin
dağılmasından sonra endişe edilen
sürtüşmeler, çatışmalar,
huzursuzluklar başladı bile...
|