Türkiye'de
'Benim Dağıstanım' adlı kitabıyla
tanınan Dağıstanlı ozan Hamzatov
prestroikayı değerlendiriyor:
MOSKOVA- Türk okuyucusunun daha çok
"Benim Dağıstan'ım"
isimli yapıtı ile tanıdığı Dağıstanlı
ünlü ozan Resul Hamzatov,
perestroikayı değerlendirirken,
"Gorbaçov iyi insan, en azından onu
eleştirebiliyoruz" diyor.
Perestroikanın bugünkü zor koşullarını
geçmişin kötü mirasına bağlayan
Hamzatov, "Bizi yükseklere çıkaran
asansör bozuk, esaslı tamir istiyor"
şeklindeki sözleriyle açıklıyor
duygularını.
Resul Hamzatov,
yerli basında yer alan söyleşisinde,
şimdilerde iş üretmekten çok laf
üretildiğinden, durmadan toplantı
yapıldığından da yakınarak şöyle
diyor:
"Gerçeği konuşuyoruz"
'Biz ağır bir hastaya
reçeteler yazıyoruz... Eczanelerde ise
ilaç yok. Bundan yakınanları da
'azıcık bekleyin mutlaka olacak' diye
teselli ediyoruz. Oysa bu ilacı önce
bulmak ve reçeteyi de sonra yazmak
gerekmez mi? Eskiden durum şuydu: Bir
kişi konuşur, bin kişi çalışırdı.
Şimdi ise binlerce akıllı kafa çıktı
ortaya ve çalışacak kimsede kalmadı.
Ama yine de seviniyorum buna. Hiç bir
şeyden korkmadan artık gerçeği
konuşuyoruz. Gorbaçov'un sayesinde..."
Gorbaçov'un hem anlaşılır, hem
anlaşılmaz olduğunu söyleyen
Hamzatov’un Sovyet lideri ile ilgili
değerlendirmeleri de şöyle:
'Çok şeyler istiyor, ama iyi niyetli
tasarılarını filizlendirmeye toprak
her zaman hazır değil. Acele etmiyor
ve doğrusu da bu. Acele ırmak denize
ulaşmaz. Durup dinlenmeden çalışıyor.
Tüm bunları nasıl yetiştirebildiğine
doğrusu şaşıyorum. Şu anda aynı
değerde başka bir cumhurbaşkanı
adayımız yok. Gorbaçov tarihe geçecek.
Eğer Yeltsin ile de ortak bir dil
bulabilseydi, ülke için daha iyi
olurdu, ama en azından hakkında böyle
rahat konuşabilmemiz bile, onun iyi
bir insan olduğunu göstermeye yeter."
Adı tıpkı Cengiz Aytmatov gibi hiçbir
zaman "rejim muhalifi" ne çıkmamış
olan ve döneminin hiçbir iktidarını
eleştirmeyen, bazı aydınlar ve
yazarlar ülkede sürekli
kovuşturulurken her zaman
ödüllendirilen, Brejnev dönemini
parlamento çatısı altında geçiren
Resul Hamzatov’un bir yakınması da
şimdi "aşın" eleştiriler... "Zaman
zaman haklı olabilirler belki, ama
genellikle düşüncenin dar kalıpları
içinde görünüyorlar" diyor ve şunları
ekliyor:
"Birden herkes büyük
bir eleştirmen kesildi. Bunda bir
kötülük yok, ama yalnız eleştirmek
için eleştirmek doğru değil.
Hiçbirşeyi ayırmadan ne varsa
yadsıyorlar, iş nereye vardı bakın.
Büyük Ekim Devrimi'ni ve İkinci Dünya
Savaşı zaferimizi bile karalıyorlar,
çamur atıyorlar. Gorki ve Mayakovski
için söylemedikleri kalmadı. Fadeyev'i
birden katil ilan ettiler. Büyük ozan
Nikolay Tihonov'un Leningrad'daki
evinin anı tahtası saldırıya uğradı.
Benim yurdumda (Dağıstan'da) kan
davası doğal bir yasaydı bir vakitler.
Ancak dağlılar bile bunun vahşetini ve
akıldışılığını anladı. Oysa şu uygar
ülkede herkes geçmişle kan davası
gütmekte. Herkes birbirinden intikam
almaya çalışmakta. Stalin Lenin'den,
Kruşçev Stalin'den, Brejnev
Kruşçev'den...
Geçmişin
hesabını iyilikle, dostlukla, sevgiyle
ve güvenle vermeli. Geçmiş, yüzümüzü
kızartıyor şimdi. Gelecekte de bugün
için mi kızaracak yüzümüz? Örneğin,
dostluk kavramı geçmişte sahteydi,
diyorlar. Yalan. Gerçek bir dostluk
vardı o zamanlar. Ve ulusal
anlaşmazlıklardaki birçok güçlükler de
bu dostluk sayesinde aşılırdı. Ya
şimdi öyle mi? Nerede gök gürlese dolu
yağıyor Rusya'ya. Soğuk olmayan yerler
bile Sibirya karı ile örtülüyor. Sanki
tüm felaketlerin sorumlusu Rusya.
Anlaşmazlık bölgelerindeki sorunları
çözmek için Moskova'dan adamlar
gönderilmemeli. Her halka güvenmek
gerekir. Ve en önemlisi şu: Hepimiz
hatalarımızı zamanında görmeye
alışmalıyız. Gelecekte bunun ağır
bedelini ödememek için. Yolda at ve
arabacı değiştirilmez sözü ne kadar
doğruysa bu da öyledir. Her şeyden
önce yolu düzeltmek gerekir."
|