Gürcülerle aynıyız ama Abaza'yız
"Gürcü, Abaza, Çerkes, Çeçen
ve Lazlar aynı kökenden geliyor, aynı
ortak uygarlığı paylaşıyoruz. Ancak
ayrı ayrı halklarız. Gürcistan'da
asimilasyon politikası uygulanıyor.
Olayların nedeni bu. Paylaşım
ilişkileri de bozuk. Abazalar,
Sovyetler Birliği'nden ayrılmazlar.
Yeşil Kuşak gerçekleşmez." Abhaz
seçkinlerinin değerlendirmeleri böyle.
Gürcistan'daki son kanlı olaylar.
Türkiye'de yaşayan ve Abaza olarak
bilinen Abhazlar duruma nasıl
bakıyorlar? Konuyu uzmanından öğrenmek
istediğimizde Erol Kılıç ve Esat
Özen'le karşılaştık. Kafkasya'dan
gelen bir halkın şimdiki öncüleri
konumundaki bu iki kişi, sorularımıza
neredeyse ortak yanıtlar verdiler.
Özen, konumlarını bilen ve sıradan bir
lider görüntüsü verirken, Kılıç aydın
ve titiz bir bürokrat izlenimi bıraktı
bizde. Geçmişten gelen bir mücadelenin
birikimi seziliyordu sözcüklerinde.
-Gürcistan'da bağımsızlık yönünde
bir hareket başladığında buraya
yönetsel olarak bağlı Abaza Özerk
Bölgesi'nde "Cumhuriyet " olmak
yolunda bir istem belirdi. Sorun
neydi?
-Durumu anlamak için
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı'na kadar
uzanmak gerek. 93 Harbi diye bilinen
bu savaşta yaklaşık 300 bin Abaza
Osmanlı tarafına göç etti. Zamanın
yönetimi, göçmen Abazaları, bilinçli
biçimde Samsun, Tokat, Reyhanlı,
Kayseri, Sivas bölgelerine
yerleştirdi. Amaç Doğu'yla Batı,
Kuzey'le Güney arasında tampon bölge
yaratmak ve bu savaşkan halkı,
başkaldıran başka halklara karşı
kullanmaktı.
Türkiye'de Çerkes
toplumunun bir parçasını oluşturan biz
Abhazlar Kafkasya'daki Abhazya
toprağının otokton halkıyız.
Gürcülerle aynı uygarlığı, kültürü,
tarihi, mirası ve kökeni paylaşıyoruz.
1900'lerde Abhazya'daki nüfusun
yüzde 55'i Abaza'ydı.
1917-21 arasında, bölgede kurulan
Menşevik burjuva devletinin halkımıza
inanılmaz kötülükleri oldu. Büyük bir
Gürcüleştirme politikası başlatıldı.
Abazalara özgün soyadları yer ve
coğrafi adlar değiştirildi. Latin
harfleriyle yazılmakta olan Abaza
dili, dar coğrafi deyimlerle sınırlı
Gürcüceye dönüştürüldü.
-
Ekim Devrimi ne getirdi? -
Devrimci Lenin 4 Mart
1921'de Menşeviklerin hatalarını
düzelten bir siyaset izledi. Sonradan
bağımsız cumhuriyet olmak kaydıyla
"Abhazya Özerk" bölgesinin kurulmasını
sağladı. Gerçekten de Ekim Devrimi'yle
birlikte büyük ve köklü dönüşümler
yaşandı Abhazya'da. Devrim'in kazanım
ve nimetlerinden yararlandı Abazalar.
Ancak Stalin'in başa geçmesi ve
Beria'nın geniş yetkilerle
donatılmasıyla Gürcistan'da milliyetçi
bir politika izlenmeye başlandı
yeniden. 48 saat içinde tüm Abaza
soyadlarının değiştirilmesi yönünde
yasa çıktı. Yöre adları yeniden
Gürcüleştirildi. Gürcüler Abhazya
bölgesinde yerleştirilerek demografik
dengenin bozulması hedeflendi. O kadar
ki Abazalar kendi özyurtlarında toplam
halkın yüzde 20'sini oluşturur
oldular. Dahası, İran-lrak Savaşı
boyunca cepheye gitmek istemeyen
Gürcüler, Gürcistan'a kaçıp sığındılar
ve Abhazya'ya yerleştirildiler. Nüfus
dengesi tümden Abazaların aleyhine
bozuldu. Gürcü milliyetçiliği bu kez
Rum, Ermeni, Rus, Laz ve Türk
halklarına baskı yapmaya başladı.
Böylece Gürcü milliyetçiliği aldı
başını yürüdü.
-
Rahatsızlıkların nedeni ne?
Ekonomik mi, sosyalizmin kendisi mi,
yoksa bozulmuş sınıfsal ilişkiler mi?
-
Kanımca Stalin'in politikalarına tepki
söz konusu. Sınıfsal ilişkilerden çok,
kültürel ve coğrafi rahatsızlıklar.
Ekonomik olarak da paylaşım
ilişkilerinde yürümeyen bir şey var,
sanıyorum. Bir de kitapta yazıldığı
gibi gerçekleşmiyor siyasetler.
-
Gürcistan Sovyetler Birliği'nden
ayrılır mı? - Sanmam.
Ayrıca biz toplumsal, kültürel,
ekonomik gelişmesinin gücünü Sovyet
Devrimi'nden alan Abazalar, ayrılmak
isteyen Gürcülerin arkasından
gitmeyeceğiz. Bu anlamda ABD patentli
yeşil kuşak projesinin halkımızca
benimseneceğini sanmıyorum.
- Olaylar çıktığında siz
Türkiye'dekiler neler hissettiniz?
-
Heyecanlandık ve halkın birbirini
kırmamasını temenni edip durduk. Çünkü
biz Gürcü'sü,
Çerkes'i,
Abaza'sı,
Ermeni'si ve
Azeri'siyle
Kafkas halklarıyız. Ayrıca Türkiye,
Suriye, Ürdün, Mısır, Yunanistan,
Almanya ve Fransa'da aynı gün ve
saatte gösteri yapma önerileri aldık.
Gerçekleşebilirdi de. Ancak
Glasnost zarar görmesin istiyoruz.
|