|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
MİHAİL LERMONTOF, İSMAİL BEY
|
Çeviri:
Mehmet Kete, Ergun Hiçyılmaz
Söz, 21 Şubat 1988 Kitap Tanıtımı
|
|
|
................... |
|
|
Lermontof'un "İsmail Bey"ini Kemal
Kete çevirmiş... İncili Çavuş
Matbaası'nın ürünü olan kitap, üç
renk. Kapağı ressam Ercüment'in
elinden çıkma, İsmail Bey at üstünde
kılıç sallıyor.
Lermontof'un
bizde en çok bilinen ve temcit pilavı
gibi basılan "Zamanımızın Bir
Kahramanı"ndan sonra, "İsmail Bey"
hayli ilgi çekici geliyor insana.
Aslında ilgi çekici olan Mihail
Lermontof'un çok kısa yaşamına
sığdırdığı serüven dolu yirmi altı yıl
on aylık ömrüdür. 1841'de bir düello
sonunda kalbinden vurulan yazar
çevirmene göre "iki nefes alıp teslimi
ruh etti". Lermontof'un Kafkaslarla
ilgi hayli eseri var... "Hacı Abrek",
“Kafkas Esiri", "Kazak Şarkısı"
bunların birkaçı. Sevgili dost Sander
yaşasaydı bunları yayımlayacaktık.
Yeni Sander'i şimdilerde pırıl pırıl
yapan avukat Güngör Uygur ile kitap
kurdu Namık Kemal Atalay, vitrine
dizdikleri kitapların arasında belki
bu çevirileri de koyarlar...
Lermontof kitabına "İhtiyar Kafkas
selam sana" diye giriyor. Ve
sürdürüyor: "Senin dağların için ben
yabancı bir yolcu değilim.
Çocukluğumda o dağlar bir ana gibi
beni kucaklarında taşıdılar."
Lermontof "İsmail Bey"de Çerkesler
üzerinde cilalı sözler de ediyor.
"Çerkes haklı olan mücadelesinde
şerefle ölmesini bilir..."
Kafkaslar'ın Lermontof'u çok
sevdiklerini biliriz
ama Lermontof'un öyküsünde onun
Kafkas adetlerine pek yakın olmadığını
görüyoruz.
Kitapta Zehra hanım
İsmail Bey'e tutkundur. Sevdasından
erkek giysilerine bürünür ve ona bir
delikanlı olarak tanıtılır. Ondan
sonra mağara onlara mekan olur ve
Zehra Bey (Yani hanım İsmail Bey'in
dizinde aşk şarkıları söyler... İsmail
de memnun Zehra'dan... Zehra ama erkek
ama kadın farketmiyor...
Kitap
doktorları Uğur Güracar ile Ayhan
Aktar'ın diğer kaynaklardan edindiği
ek bilgiler var. Diyorlar ki
"Kafkasya'da veraset ve servet hiç bir
zaman bir makam temin etmez."
84 sayfalık kitabı tüm tartışmalara
karşın özel köşemize kaldırıyoruz. Bu
kitabı bana 3 bin
500 Lira'ya
Hasan Coşkun getirdi. Hilmi Yavuz,
Hasan'ın fırsat bulduğu anda
dükkandaki kediyi bile "Osmanlı" diye
satacağı hep söyler...
Eh Hilmi
ağabey Hasan bazen "İsmail Bey"i de
satıyor işte. |
|
|
s |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|