SOVYET DAĞISTAN ve ÇEÇEN EDEBİYATI
Tarık Cemal Kutlu
Cumhuriyet, 26 Haziran 1976 - İnceleme
                         
...................
 
...................
Kuzey Kafkas halkları sanatçılarının yoğun çalışmaları ilk kez on dokuzuncu yüzyıl sonrası ile yirminci yüzyıl başlarında görülür; giderek gelişen ve aşağıda sözünü edeceğimiz halklara mensup sanatçıların çağdaş yazına olan hizmetleri, hiç olmazsa kavim dillerini olgun ve yeterli bir düzeyde tutabilmiş ve yaşatabilmiş olmaları becerisidir.

Dağıstan Sovyet yazınının ilk kurucuları arasında adlarından önemle sözü edilmesi gereken Lezgi asıllı Süleyman Stalski (1869-1937) ve Tahir Khuruglu (1893-1953), Avar asıllı Hamzat Tsadasa (1877-1951), Kumuk asıllı Abdullah Muhammedov (1864-1937) ve Gaziyev Ali (1879), Lak asıllı Abutalib Gafurov (1882) sayılabilir.

Şiir dalında Lezgi yazarı Said Koçkhurskiy (1767-1812) ile Yetim Emin (1839-1878) ve Kumuk yazarı Irçi Kazak (1839?-1879?) yetiştikleri çevre gereği feodal sınıfları yererken, kaza ve kadere de değiniyorlardı. Buna karşı Dargi yazarı Batıray (1831-1910) ile Avar yazarı Mahmut (1873-1919), özellikle bu ikincisi Meryem poemi ile, şiire düşünü getiriyordu.

Eğitim ve medeniyet dalında Lezgi yazarı Hasan el Qadari "Asar-ı Dağıstan" yapıtı ile bilimsel bir yol izlerken, Lak yazarı Hacı Murat Emintayev Dağıstan yazınına ilk kez komediyi getiriyordu. Diğer yandan Dağıstan yazını çağdaş görkemine Said Habiyev'in, Zeynel Abidin Batırmurzayev'in (1897-1919) ve Harun Saidov'un (1891-1919) şiirleriyle kavuşuyordu.

Günümüzde ise babası Hamzat Tsadasa'dan daha yetenekli ve daha usta bir yazar ve ozan olduğunu belgeleyen Resul Hamzatov "Benim Dağıstan'ım" ve "Yüce Yıldızlar" adlı yapıtları ile tüm Dağıstan yazınını tek başına temsil etmekte devam etmektedir.

Dağıstan yazın tarihinde ayrı bir dal olan Çeçen-İnguş edebiyatı ise, özellikle adı geçen dille izleyebilmem yönünden de ekleyebilirim, dil ve anlatım bakımından, en güçlü yazına sahip ulusların sanatında daha az güçsüz değildir.

Çeçen-İnguş yazını ortada henüz bir yazın tarihi bulunmazken, Ahmad Nacayev, Abdi Dudayev ve Said Baduyev gibi Çeçen halk dilini ve folklorunu iyi bilen kuşak tarafından sağlam temellerle kurulmuştur.
Bu ilk kuşaktan sonra yetişen ve Çeçen-İnguş yazınını doruk düzeye ulaştıran ozan ve yazarlardan Mohmad Mamakayev'i, Mamakayev Arbi'yi, Nurdin Muzayev'i, Said Arsanov'u, Khalid Oşayev'i diğer çağdaşları içerisinden kolayca ayırabiliriz. Şamsudin Katayeviç Ayskhanov ise Çeçen-İnguş tiyatro yazarları arasında döneminin ve geleceğin tek temsilcisi olarak kabullenilir. Şiir öykü ve büyük öykü dalında genç kuşak içerisinde Mohmad Sulayev, Abuzar Aydamirov ve Kh. Mekhtiyev sanatsal yapıtlarını daha güçlü biçimde sürdürmektedir.

Adları geçen şair ve yazarların incelediğimiz yapıtlarından bir kısmının sözü edilmesi gerektiğinde, seçimi çok güç olmakla beraber, Abdi Dudayev'in "Blestanan Buıolar" (Yazın gelişi) adlı tek şiir betiği anımsanmalıdır. Klasik şiir biçiminin tüm ahengini vererek çağın sosyal gelişimini ve yaz yıldiliminin (mevsim) doğada duyurduğu güzelliği dile getirir. Hem şair, hem de roman yazarı olan Mohmad Mamakayev'de Çeçen dili, halkın içinden gelen inceliği duyura duyura yazının ve teknik anlatımın en üst düzeyine ulaşır. Tüm şiirleri genel olarak insan yaşamını, insan sorununu, sevinci, üzüntüyü, düşünü ve doğayı duyururken, uzun epopeleri de yiğitliği ve Çeçen halkının geçmişteki savaşlarını yansıtır, özellikle 1901-1913 yılında Çarlık rejimine karşı halkın içinden çıkarak 10-15 kişilik çetesi ile gerilla savaşı veren Kharaçoylu Abreg Zelimkhan'ın uğraşısı ise, Mamakayev'in usta anlatımında epik bir incelikle romana dönüşür.

Son yüzyılın Kuzey Kafkas yazını Sovyetler Birliği’nde ilgi ile izlenmekte ve desteklenmektedir. Tolstoy'un, Dostoyevski'nin, Lermontov'un, Puşkin'in ve Gorki'nin sanatında bütün görkemiyle sözü edilen Kafkasya'nın el değmemişliği artık bölgenin kendi çocukları ve öz evlatları tarafından sunuldukça, imge ötesi diye düşünülen mistik sanılar da tüm gerçekliği ile kendine çekmektedir.